Bitkisel
Atık Yağ Toplayıcıları ve
Elektrik Üreticileri Derneği (
BAYTED) Başkanı
Mustafa Ezici,
Antalya yöresinde, ayda 1000 ton atık bitkisel kızartmalık
yağ toplanması gerekirken, ancak 200 ton atık yağ toplayabildiklerini belirtirken, toplanan atık yağlar arasında, asit sayısı 80'e ulaşan, ''katran gibi,
zehir gibi'' olanlar bulunduğunu söyledi.
Ezici, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, yanmış, tekrar tekrar kullanılan kızartmalık yağların
kanserojen özelliğine dikkati çekerek, ''Türkiye'de atık yağ
terörü yaşandığını'' öne sürdü.
Türkiye'de 30 civarında firmanın atık kızartmalık yağ toplama lisansı olmasına karşın sadece 3'ünün aktif olarak çalıştığını, kendisinin de firması aracılığıyla 5 yıldır atık yağ topladığını anlatan Ezici, Türkiye'de geçen yıl toplanan 7 bin 700 ton atık yağın 6 bin 500 tonunun BAYTED üyeleri tarafından toplandığını kaydetti.
Toplanan atık yağları, Türkiye'de, biyodizel veya elektrik üretiminde değerlendirme imkanı olmadığı için, temizleyip, ayıklayıp standart hale getirerek
Almanya,
Hollanda ve
İtalya'ya
ihraç ettiklerini belirten Mustafa Ezici, yaz aylarında turizmin canlanması ile birlikte ayda ortalama 500 ton atık bitkisel kızartmalık yağ toplar hale geldiklerini, ancak toplanan bu yağları gördükçe ''şok olduğunu'' söyledi.
Kanserojen olduğu bilinen atık nitelikteki kullanılmış kızartmalık yağların yemek sektöründe tekrar kullanımını önlemek için
Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı'nın 3 yıl önce
kontrol kriterleri uygulamaya koyduğunu, değiştirilmesi öngörülen bu kriterler arasında ''yağın içindeki asit sayısının (mgKOH/g yağ) 2,5'a eşit veya daha az olması''nın da bulunduğuna işaret eden Ezici, ''Antalya'daki otellerden topladığımız atık kızartmalık yağların asit sayısı 8 ile 80 arasında. Katran gibi, zehir gibi yağlar geliyor. Rengini bile açamıyoruz. Orada bence sağlık katliamı yapılıyor'' dedi.
''TEKRAR KULLANIMIN MUTLAKA ÖNLENMESİ GEREKİR''
Kızartmalık atık yağların yemek sektöründe tekrar kullanımının mutlaka önlenmesi gerektiğini vurgulayan Ezici, şöyle konuştu:
''Antalya'da 1500 turizm işletmesi var. Buralardan ayda en az 1000 ton atık kızartmalık yağ çıkması lazım. Biz ancak 200 ton toplayabiliyoruz. işletmelerin çoğu,
ucuz olduğu için margarin kullanıyor. Atık kızartmalık yağlar konusunda hassasiyet gösteren işletmeler de, insan sağlığını hiçe sayan işletmeler de var. Özellikle her şey dahil sistemi içinde çalışan ve insan sağlığını büyük tehlikeye atan bazı işletmelerden gelen yağları görünce şok oluyoruz. Katran gibi yağlar geliyor. Rengini bile açamıyoruz. Biz BAYTED olarak, bu tür işletmeleri şikayet de ediyoruz. Ancak bu sefer bu işletmeler, atık yağlarını bize vermekten vazgeçiyor ve kaçak olarak değerlendiriyor. İnsanların sağlığı ile oynanıyor. Bu konuda denetimler yetersiz kalıyor.
Tarım ve Köyişleri,
Çevre ve
Orman ile
Turizm bakanlıklarının denetimlerini artırması, belediyelerin ve
sivil toplum örgütlerinin de bu konuda aktif olması gerekiyor. Türkiye'de her yıl kanserli hastaların tedavisi için milyarlarca dolar para harcanıyor. Kolon ve
mide kanserinde
patlama yaşanıyor.
Sağlık yönünden bir terör var. Önemli olan insanların kanser olmasını önlemek. Bu sorun bence milli bir sorun. Ben, Başbakan'a, Tarım ve Köyişleri ile Çevre ve Orman,
Kültür ve Turizm bakanlarına yazı yazdım.
Ulusal ve uluslararası düzeyde önemli olan ve hem Türk insanının, hem de Türkiye'ye gelen turistlerin sağlığını ilgilendiren bu konuda, insanların sağlığını hiçe sayan bu uygulamalar konusunda,
Meclis araştırma komisyonu bile kurulmalı.
Biz, kansere yol açan bu yağların hangi işletmelerden geldiğini biliyoruz. Ama ihbar edince müşteri bizden kaçıyor ve bu sefer bu yağlar kaçak şekilde değerlendiriliyor. Sağlık konusunda bu kadar hassas olmayan şirketler de işin rantına bakıyor, sesini çıkarmadan alıyor. Bakanlıkların denetim elemanları yetersiz. Bunun denetimi için mutlaka başka mekanizmalar kurulmalı.''
Atık kızartmalık yağların sadece insan sağlığını tehdit etmediğini, çevre açısından da büyük kirliliğe yol açtığını anlatan Mustafa Ezici, Türkiye'de çevreye gereken önemin verilmediğini, atık yağların lavabolara, çöpe,
denize döküldüğünü belirterek, özellikle lavabolara dökülen yağlar yüzünden kanalizasyon sisteminin büyük zarar gördüğünü,
toprak, deniz ve sudaki kirliliğin ise yıllarca temizlenemediğini kaydetti.
Türkiye'de yıllık 300 bin ton atık yağ toplanması gerekirken, 7 bin 700 tonu kayıtlı olmak üzere 20 bin ton bitkisel atık yağın toplanabildiğini belirten Ezici, halen 13 bin noktadan atık yağ topladıklarını, insanların eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi ile toplanacak atık yağ miktarının artmasını beklediklerini kaydetti.
Mustafa Ezici, insanların yeterince bilinçlendirilmemesi, denetimin yetersizliği nedeniyle en büyük toplu
tüketim kuruluşlarından bile atık yağları almakta zorlandıklarına işaret etti.
Atık yağların Avrupa'da elektrik enerjisi üretiminde değerlendirildiğini de hatırlatan Ezici, Türkiye'de
yenilenebilir enerji kanununun çıkmaması nedeniyle, yatırım yapmalarına karşın bu yağları değerlendiremediklerini ve Almanya, İtalya ve Hollanda'ya ihraç etmek durumunda kaldıklarını söyledi.
Ezici, ''Yenilenebilir enerji kanununu bekliyoruz. Avrupalı bizim atık yağımızı elektrik üretmekte değerlendiriyor'' dedi.