Özal'ın
vefatının 14. yılı nedeniyle
TOBB Üniversitesi
Konferans Salonu'nda ''
Turgut Özal Vizyonu'' konulu bir panel düzenlendi.
Panelin açılışında konuşan Dernek Başkanı
Emin Başer, Özal'ın, gerçekleştirdiği
hizmetlerle hayal bile edilemeyenleri yaptığını, Türkiye'yi ''yasaklar ülkesi'' olmaktan çıkardığını söyledi.
Derneğin, Özal'ın hizmetlerini, yaşamının her yönüyle bundan sonraki kuşaklara aktarmak üzere faaliyette bulunduğunu anlatan Başer, bu amaçla kuruluşunun üzerinden geçen bir yıllık sürede birçok etkinlik gerçekleştirildiğini bildirdi.
Özal'ı anlatan bir belgesel hazırlandığını, adına İstanbul'da bir müze kurulması için çalışmalara başlandığını belirten Başer, bundan sonra her yıl Turgut Özal ödülleri verileceğini söyledi.
Başer, bu yılki Turgut Özal Demokrasi Ödülü'nün TBMM'ye,
Ekonomi Ödülü'nün ise
Devlet Bakanı Ali Babacan'a verilmesinin kararlaştırıldığını kaydetti.
Eski
Milli Eğitim Bakanı
Vehbi Dinçerler de, Özal'ın çok zeki bir lider olduğunu belirtti.
Özal'ın, ülkesinin kendisine sunduğu fırsatlarla kazandığı tecrübeleri milletine hizmet ederek değerlendirmek amacıyla Türkiye'nin
yönetimine talip olduğunu anlatan Dinçerler, ''Özal, yola çıkarken son derece samimi düşünüyordu'' dedi.
-DEĞİŞİMİN NİTELİK DEĞİŞTİRDİĞİ YILLAR-
ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr.
İhsan Dağı ise Özal'lı yılların değişimin nitelik değiştirdiği yıllar olduğunu anlattı.
Bu dönemde değişimin devlet merkezli olmaktan çıktığını ifade eden Dağı, ''Çünkü, değişimin aktörleri değişti. Özal'ın derdi bürokratik bir devleti demokratik yapıya kavuşturmaktı'' diye konuştu.
Dağı, Özal'ın Türkiye'nin AB'ye katılması yolundaki çabalarına da değindi.
-''ÖLMESEYDİ PARTİ KURACAKTI''-
İşadamı Zeynel Abidin
Erdem de Özal'ın vefatından önce Türk birliğini kurmak üzere çalışma yürüttüğünü belirterek, ''Bundan korkanlar Turgut Bey'in yaşamına noktayı koydu'' dedi.
Erdem, bir dinleyicinin sorusu üzerine, Özal'ın
Cumhurbaşkanlığı süresi bitmeden parti kurarak siyasete dönme kararı aldığını söyledi.
Özal'ın danışmanlığını yapan Prof. Dr. Metin Lokmanhekim de, Özal'ın teknoloji vizyonunun serbest teşebbüste yattığını belirtti.
Özal'ın basın danışmanlığını yapan gazeteci-yazar Can Pulak ise, Özal'ın Türk basınının acımasızca saldırdığı bir lider olduğunu ifade ederek, ''Ama O buna gülerdi. 'Onların görevi bana saldırmak' derdi'' diye konuştu.
Özal'ın bütün zamanını ülkesinin iyiliği ve güzelliğine adadığını kaydeden Pulak, eğitimin 8. Cumhurbaşkanı'nın en fazla değer verdiği konulardan birisi olduğunu söyledi.
Bir katılımcının, Özal'ın ölümüne ilişkin şüphelerle ilgili sorusu üzerine, Özal'ın zehirlendiği iddialarına katılmadığını belirten Pulak, ''Böyle bir şey mümkün değil. Çünkü en yakınındaki görgü tanıklarından biriyim. Sayın Özal, çok çalışmaktan ve dinlenmemekten dolayı
erken yaşta hayatını kaybetti. Ölümünde hiç bir şüphe yoktur'' diye konuştu.
Dinçerler de, ''Özal'ın Cumhurbaşkanlığına
adaylığıyla ilgili ikilem yaşayıp yaşamadığı''nın sorulması üzerine, Özal'ın bu konuda başkalarına ikilem yaşattığını söyledi.
Bu konudaki anılarını aktaran Dinçerler, Özal'ın, başkalarına bu ikilemi, kendisine ''aday olması gerektiğini'' söyleyenlere niçin ''aday olmaması gerektiğini'', ''aday olmaması gerektiğini'' söyleyenlere de niçin ''aday olması gerektiğini'' anlatarak yaşattığını kaydetti.
-BENGİ'YE TEŞEKKÜR BELGESİ-
Panelin sonunda
Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr.
Hilmi Bengi'ye, Dernek yöneticisi Murat Erşekerci tarafından toplantıya katkılarından dolayı bir teşekkür belgesi verildi.
Bengi, burada yaptığı konuşmada, bunu bir katkı ve destekten öte, bir görev olarak gördüğünü belirterek, ''Bu benim hem kurumsal hem de kişisel açıdan görevim'' dedi.
Merhum Özal'ın gazetecilerin yetişmesine katkı sağladığını ifade eden Bengi, Özal döneminde gazetecilere verilen burstan yararlanarak
yurt dışına gittiğini söyledi.
Anadolu Ajansının haberlerini teleksle geçerken, 1986 yılında
Hüsamettin Çelebi'nin Genel Müdürlüğü döneminde Özal'ın desteğiyle bilgisayar sistemine geçildiğini kaydeden Bengi, bu katkının bir vefa borcu olduğunu belirtti