Tuncay Özkan'ı bitirecek itiraf

Başbakanlık Hukuk Müşaviri Hâkim Akman Akyürek'in 11 yıl önce İstanbul'da geçirdiği şüpheli bir trafik kazası sonrası ölümü üzerine birçok şey söylendi.

Tuncay Özkan'ı <b>bitirecek itiraf</b>

İddiaya göre, aynı istikamette gittiği bir kamyona arkadan çarpmıştı. Ancak Akyürek'in otomobilinin sol tarafının hasarlı olması 'üçüncü bir araba tarafından sıkıştırılmış olma ihtimalini' gündeme getirdi. Meclis'te kurulan hayali ihracat olayları ve faili meçhulleri araştırma komisyonlarından sonra Susurluk Komisyonu'nda da raportör olarak görev almıştı. Ölmeden önce araştırdığı konular arasında 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım ile Uğur Mumcu cinayeti gibi önemli başlıklar bulunuyordu. Kazayla ilgili sır perdesi yıllardır aralanamadı. Onun vefatı da 'şüpheli ölümler' arasındaki yerini aldı. Akman Akyürek'in ilişkileri 1983 yılından itibaren 14 yıl hizmetinde bulunan eski polis memuru Gazi Büzkaya'nın açıklamalarıyla netlik kazanmaya başladı. Ankara'da yaşayan Büzkaya'nın bürosunun duvarlarında Akyürek'in fotoğrafları asılı duruyor. Zaman'a konuşan Büzkaya, hâkimin ölümünden önceki dönemde oldukça tedirgin olduğunu anlatıyor. Akyürek'in birçok kez tehdit aldığını söylüyor: "Çok hareketli ve aktifti. Oldukça da tedbirli hareket ediyordu. Devletin görevlileri de arıyordu, soruyordu. Gelip gidiyordu. MİT, Genelkurmay Özel Harp'ten, emniyet istihbarattan gelenler oluyordu. Yabancı servislerin de çabası vardı. Herkes peşindeydi onun. Mümkün olduğunca cep telefonunu kullanmıyordu. Ankesörlü telefonla görüşüyordu." Gazi Büzkaya'nın verdiği bilgilere göre, Akman Akyürek ile Tuncay Özkan arasında 'çıkara dayalı' bir ilişki vardı. İstanbul'a geldiklerinde Özkan'ın kendilerini evinde ağırladığını anlatıyor: "Tuncay Özkan'la çok samimiydi. Gayet sıcak ve dostane bir ilişkileri vardı. İstanbul'a geldiğimizde Tuncay Bey bizi evine davet ederdi. Ankara'dayken de bazen bilgi paylaşımı oluyordu. Bana telefon açardı. Büroda onun evraklarının bulunduğu bir dolap vardı. Anahtarı bendeydi. Derdi mesela işte falan klasörde şu belge var, onun bir fotokopisini gazeteci arkadaşa ver diye. Akyürek'in ölümünden sonra anladım ki, bu ilişki tamamen çıkara dayanıyormuş." Büzkaya, kazanın ardından Tuncay Özkan'ın davranışlarında büyük bir değişiklik olduğunu aktarıyor: "Fakat o sırada ilginç bir şey oldu. Tuncay Özkan beni sürekli sıkıştırıyordu; 'Uçak bileti aldım, bir an önce Ankara'ya gidelim. Akman Bey'in belgelerini alalım' diyordu. Ben biraz durumu ağırdan aldım. Rahatsız da oldum. Ama şimdi cenaze töreninde öyle ilgi alaka gösterdi ki, evini cenaze evi haline getirdi. Hayır da diyemiyordum. Sonra durumu Akman Bey'in babasına izah ettim. Neticede Ankara'ya geldik. Tuncay Özkan bürodan 3 veya 4 koli evrak aldı." 'Ceyhan Mumcu'yla görüşürdü' Gazi Büzkaya, Akyürek'in ölümünden önce en sık görüştüğü kişilerden birinin de 1993'te öldürülen gazeteci Uğur Mumcu'nun kardeşi Ceyhan Mumcu olduğunu anlatıyor. "Akman Bey, Uğur Mumcu olayıyla çok ilgileniyordu. Araştırıyordu. Ceyhan Bey'le sık sık görüşüp bilgi alışverişinde bulunurdu." diyor. Gazi Büzkaya, Akman Akyürek'in devlet ve bazı servisler tarafından kullanıldığını söylüyor: "Bazı şeylerin üstü yavaş yavaş açılıyor. Adı her ne konursa ama tüm bu olaylar devlet içindeki bir yapılanmanın ürünü. Bu sistemin faaliyetleri. Akman Bey'in ölümü normal bir ölüm değil. Dışarıdan müdahaleyle gerçekleşmiş bir ölüm. Araç hakimiyetini kaybettirerek oluşmuş bir olay. Refleksleri çok güçlüydü. Çok iyi araba kullanıyordu. Bomboş yolda kamyona arkadan çarpması kolay anlaşılır bir şey değil. Akman Bey çok aktif bir insandı. Ondan faydalanayım derken başını belaya soktular. Gençti, gözü karaydı, ataktı. Heyecanı seviyordu. Kötü kullandılar veya devlet kötü kullandı. Servisler ya da hangi servis bilmiyorum ama gerçek bu. Devlet kötü kullandı onu. Hatta dış servisin de olması muhtemel."ZAMAN
<< Önceki Haber Tuncay Özkan'ı bitirecek itiraf Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER