Malatya Özel Yetkili Başsavcıvekilliği, Lapanta ve yüksek rütbeli iki
komutan hakkında başlattığı
soruşturmada, haziran ayında Lapanta'nın ifadesini aldı. Lapanta'ya, “
Ergenekon'a üye misiniz? TSK'da kurulan Atakurtlar adlı yapılanma
sabotaj yapmış olabilir mi?
JİTEM'de görev yaptınız mı?” diye soruldu.
Kahramanmaraş'taki çalışmalara kendi inisiyatifiyle
Adana'dan gittiğini, yasal olarak
arama faaliyetinden Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün sorumlu olmasına rağmen çalışmalara katıldığını söyleyen
Tuğgeneral Ali Lapanta'ya yöneltilen bazı sorular ve yanıtları şöyle:
İhmal ve özensizlik iddiası
- “Aynı gün, saat 22.00 sıralarında aranacak alanın iyice daraltılıp, yeni haritanın gönderildiği ancak bu alanlarda arama yapılmadığı” iddiası soruldu.
Lapanta “Haritaların arz edilip edilmediğini hatırlamıyorum. Bununla ilgili idari soruşturma da yok” yanıtını verdi.
- DDK'nın, “25
Mart 2009'da, saat 24.00 sıralarında aranacak alanın 1 kilometreye indirildiği, kendi başkanlığındaki toplantıda da
enkazın
bölgede olduğu tespiti yapıldığı” iddiası soruldu.
Lapanta “Böyle bir tespit bize intikal ettirilmedi.
Özel Kuvvetler, hava açtığında yarım saat içinde enkazı bulma taahhüdünde bulundu. Ancak hava o gün hiç açmadı” dedi.
- DDK'nın, enkazın bulunduğu yerin hiç aranmadığı, kritik bölgelerin bir kez arandığı, neticede enkazı kendiliklerinden aramaya çıkan köylülerin bulunduğu, Lapanta ve diğer komutanların gerekli dikkat ve titizliği göstermediği yönündeki tespitleri hatırlatıldı.
Lapanta “Enkazın Karayakup'ta bulurduğuna yönelik tespit bize hiç intikal ettirilmemiştir. Bu tespit yapılırken, hava şartları ve
arazi koşulları da nazara alınmamıştır. Bu alan düz bir alan değildir. Hava şartlarına rağmen asker sevk edilmiştir” karşılığını verdi.
Köylüleri niye engelledin?
- BBP'lilerin ve köylülerin Sisne-Karayakup bölgesine gitmelerine izin vermediği iddiaları hatırlatıldı.
Lapanta “Çok sayıda kişi rastgele ve kontrolsüz bir şekilde araziye girme çabasındaydı. Donma ve kaybolma tehlikesi geçirildiği ihbarları gelince, İçişleri Bakanı'nın bulunduğu ortamda, parti yetkililerine araziye kontrolsüz çıkılması halinde daha fazla sıkıntı yaşayacağımızı söyledim. Engelleme olmadı” dedi.
Neden boşuna arattın?
- Kahramanmaraş
Alay Komutanı Yardımcısı
Hamza Tiryaki'nin “Olay günü saat 23.00 sıralarında helikopterin yeri konusunda görüş birliğine vardık” sözleri anımsatılarak, “Buna rağmen tüm kuvvetleri
kaza yeri ile ilgisi olmayan bölgeye yönlendirdiği, buraları defalarca arattığı” iddiası soruldu.
Lapanta “Böyle bir görüş birliği kesinlikle yoktur. Belirtilen bölgelerdeki aramalar birlik komutanının inisiyatifindedir. Doğa şartlarına karşı gelmenin en gözel örneği de kazanın kendisidir. Karayakup bölgesini hiç boş bırakmadan, arama yaptık” karşılığını verdi.
- DDK'nın, arama yapıldığı yönünde
kayıtların tutulduğu defterde silinti-kazıntı tespit ettiği anımsatıldı.
Lapanta “Defterin sorumluluğu il-ilçe
jandarma komutanlığındadır. Aranmadığı halde aranmış gibi kayıt tutulması talimatım yoktur. Tüm ihbarları değerlendirmeye çalıştık. Hatta istihareye yatıp helikopteri rüyamda gördüm diyenlerin belirttiği yerleri de, parti yetkililerinin ve bazı siyasilerin ısrarlı talepleri üzerine belirtilen yerleri de arattım” dedi.
- Lapanta'ya “
Askerlere zirvede değil, dağlık bölgelerin tabanında arama yaptırıldığının bildirilmesi üzerine
Başbakan Er
doğan'ın kendisini arayıp görüşünü sorduğu ve ‘Ben bu dağa askerimi gönderemem, çığ tehlikesi var' dediği, bölgeyi karış karış bilenleri de engellediği, fakat bu bölgede enkazın bulunduğu” iddiaları soruldu:
Lapanta “Başbakan'a böyle bir şey söylemedim. Brifingte çığ tehlikesini anlattım.
AKUT Başkanı
Nasuh Mahruki de Başbakan'a doğa şartlarında helikopterin bulunmasının çok zor olduğunu söyledi” yanıtını verdi.
Kaybolan cihaz sorusu
Lapanta, helikopterdeki cihazların çalınması ve enkaz kaldırılırken bir kısım delillerin yok olmasına sebebiyet verdiği iddiasına karşı da şunları söyledi:
“Parçaların kaybolduğunu DDK
raporundan öğrendim. Benim merak ettiğim, kaza kırım ekibi, kaybolmadan önce cihazların fotoğraflarını çektiği halde, niye bunları muhafaza altına almıyor. Asıl bu araştırılmalıdır.
Cihazların ne işe yaradığını da bilmiyorum. Enkaz konrusunda da bir emir vermem imkansız.”
‘Cihazların sökülüp sökülmediği raporda var'
Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım, TCDD'nin 155. yıl etkinliklerinde, gazetecilerin
Muhsin Yazıcıoğlu kazasına ilişkin sorusu üzerine şunları söyledi: “Bütün çalışma, kaza kırım çalışması,
Meclis Araştırma Komisyonu raporu, Yüksek Denetleme raporları, Devlet Denetleme raporları, hepsi derlenmiş, toparlanmış savcılara verilmiştir.
O cihazların sökülüp sökülmediği gibi konular, aslında eğer kaza raporu incelenirse, orada da bu tespitlerin yapıldığı görülecektir.”
Atakurtlar mı yaptı?
Yazıcıoğlu'nun kaybolan evrak çantası ile ilgili bilgisinin olmadığını söyleyen Lapanta'ya,
Ergenekon davası tutuklusu E.Ö.'nün,
Batı Çalışma Grubu ve
Cumhuriyet Çalışma Grubu yerine Atakurtlar Cumhuriyet Grubu kurulduğu, bu olayın da sabotaj olduğu yönündeki ifadesi ve TSK'da bu tip bir yapılanmayı bilip bilmediği soruldu. Lapanta “bu iddiaları da ilk kez duyduğunu söyledi.
Ergenekon ve jitem sorusu
- Ergenekon üyesi olup olmadığı ve Jitem'de görev yapıp yapmadığı soruldu: Lapanta “Bu sorunun sorulmasından zul duyuyorum. Ben TSK'nın onurlu bir generaliyim. JİTEM diye bir yapılanma yoktur. İnsanların kafalarından uydurduğu bir oluşumdur.
İstihbarat Grup Komutanlıklarında ise hiç çalışmadım” karşılığını verdi.
-
Hrant Dink,
Rahip Santoro,
Zirve Yayınevi cinayetlerinde Alperen ocaklarının kullanıldığı, Yazıcıoğlu'nun bu tip olaylara engel olduğu için öldürüldüğü iddiaları anımsatıldı. Lapanta, “Bahse konu iddiaların şahsıma niye sorulduğunu anlamış değilim. Sorulması beni üzmektedir” dedi.
AA