İzmir'de, fahri
trafik müfettişinin ihbarı sonucu, otomobiliyle kırmızı ışıkta geçtiği gerekçesiyle kesilen 92 YTL'lik trafik cezasının iptalini isteyip mahkemeye başvuran 22 yaşındaki üniversiteli Gupse
Özay, 8 aydır işlem yapılmadığını, adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (
AİHM) başvurdu.
Gupse Özay'ın
avukat babası Senih Özay, başvuruyla ilgili yerel mercinin herhangi bir hukuki işlem yapmadığı için haklarını uluslararası alanda arayacaklarını dile getirdi
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde okuyan Gupse Özay, 7
Ağustos 2005 tarihinde saat 09.40 sıralarında 35 N 2849 plakalı
Volkswagen marka otomobiliyle Alsancak semtindeki Talatpaşa Bulvarı'nda kırmızı ışıkta geçtiği gerekçesiyle, fahri trafik müfettişinin ihbarıyla hakkında 92 YTL'lik ceza tutanağı düzenlenmesine
itiraz etti.
İzmir Sulh
Ceza Mahkemesi'ne dilekçe veren Gupse Özay, “2918 Sayılı
Karayolları ve Trafik Kanunu'nun 47'inci maddesi uyarınca yaya ve sürücülerin trafik ışıklarına uymak konusundaki zorunlulukları hüküm altına alınmıştır. Trafik polislerimiz tarafından bu hükmü ihlal edenlerin cezalandırılmasına kimsenin bir sözü olamaz. Çünkü bu görevliler meslekleri gereği bu konunun eğitimini en üst düzeyde almış görevlilerdir. Ancak
gönüllü olarak bu işe soyunan fahri trafik müfettişleri resmi trafik görevlileri kadar üst düzey bir eğitim almamış olmakla birlikte hangi şartlarda ve ne amaçla bu ihlalleri bildirdikleri, cezai işlem uygulanmasına sebebiyet verdikleri meçhuldür” dedi.
Fahri trafik müfettişlerinin, aralarında husumet bulunanları gerçekte olmasa bile trafik kurallarını ihlal etmiş gibi ihbar edebileceklerini ileri süren Gupse Özay, “Bu konuda tam bir güven eksikliği mevcuttur. Unutulmamalıdır ki
Türk Ceza Kanunu prensip gereği cezalandırma aşamasında somut
delillere ihtiyaç duyar. Oysa ortada fahri trafik müfettişinin ‘Ben gördüm’ demesinden başka bir delil yoktur. Verilen ceza Türk Ceza Kanunu'nun somut delil prensibine ters düşmektedir” diyerek itirazlarını dile getirdi.
Bu uygulamayla cezaların şahsiliği prensibinin de ihlal edildiğini öne süren Özay, kırmızı ışıkta geçildiği iddia edilen bu tarihte otomobilin kendisi tarafından kullanılıp kullanılmadığının da belli olmadığını vurguladı. Kendisinin kırmızı ışıkta geçtiği suçlamasını kabul etmediğine, otomobili bir yakınının da kullanıyor olabileceğine dikkat çeken Özay, “
İstanbul mahkemeleri fahri trafik müfettişleri tarafından kesilen cezalarının güvenilirliğinin az olması nedeniyle bu tür cezalar hakkında kaldırma kararı vermektedir. Çünkü her meslek o konuda uzmanlaşmış kişiler tarafından icra edilmelidir. Ancak bu şekilde sağlıklı bir hukuk ortamı oluşur” dedi.
BU KEZ AİHM
Gupse Özay, başvurusunun üzerinden 8 ay geçmesine rağmen herhangi bir hukuki işlem yapılmaması nedeniyle, babası Avukat Senih Özay aracılığıyla,
Türkiye Cumhuriyeti'nin, adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürüp, AİHM'ne başvurdu.
Kızının hakkını artık uluslararası alanda aramak istediğini belirten avukat Senih Özay, şöyle konuştu: “Yasal süresi içerisinde yerel yargı merciine başvurarak, usulsüz ve kanuna aykırı olarak cezalandırılma gerektiren idari işlemin iptalini istedik. Bu başvurunun üzerinden 8 ay gibi bir zaman geçmiş olmasına rağmen yerel yargı mercii
duruşma açamamış,
davacının, bilgi ve görgüsüne başvurmamış, ceza işlemini uygulayan fahri müfettişin ifadesini almamış, olumlu ya da olumsuz usuli hiçbir karar vermemiştir. Başvuru dilekçesi, yerel yargı merciinde öylece bekletilmektedir. Bu şekilde Avrupa İnsan Hakları SÖzleşmesi'nin, adil yargılanma hakkı açıkça ihlal edilmiştir.”
Hürriyet