İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş,
CHP lideri Deniz
Baykal'ın İstanbul trafiğini eleştiren sözlerine, ''Sayın
Sözen, 'kaç tane
kavşak yaptı, kaç kilometre metro yaptı' diye sormak lazım. Yapmadıkları için ben yapmak durumundayım, çözmek durumundayım'' dedi.
Kadir Topbaş, İstanbul'un 2010 yılı
Kültür Baş
kenti seçilmesi nedeniyle
Avrupa Komisyonu üyeleriyle temaslarda bulunmak üzere
Brüksel'e hareketinden önce
Atatürk Havalimanı'nda açıklama yaptı. Seyahatinin, Papa'nın
Türkiye ziyaretiyle ilgisi olmadığını belirten Topbaş, ''İstanbul trafiğini rahatlatacak ilave tedbirler olup olmadığı'' sorusu üzerine, ''Şu anda yaşanan
trafik probleminin temelinde kendi dönemimle ilgisi yok. Çünkü, biz İstanbul'a yeni imar alanları açıp, bir
takım yerlere inşaatlar yapıp yoğunluklar getirmedik. İstanbul'da her yıl 200 bin yeni aracın trafiğe çıkışı var. Bunu iyi ayırt etmek lazım. Demek ki biz müdahale etmeseydik ciddi sıkıntılar olurdu'' diye konuştu.
-BAYKAL'IN SÖZLERİNE KIZDI-
CHP lideri Deniz Baykal'ın İstanbul trafiğini eleştiren sözlerine kızan Topbaş, şöyle devam etti: '' 'Sayın Sözen, kaç tane kavşak yaptı, kaç kilometre metro yaptı' diye sormak lazım. Yapmadıkları için ben yapmak durumundayım, çözmek durumundayım. Zaten dönemsel olarak yapılan bütün çalışmaları ortaya koyacağız. İstanbul'da biz 103 kavşak yapmasaydık, o yerleri çözmeseydik neler yaşanırdı diye bir düşünmek lazım. Mevcut olan sıkıntıya müdahale ederek çözmediğimiz takdirde İstanbul ciddi bir kaosa gidiyor. Benim hep üzerinde durduğum bugüne kadar yapılanlar. Bu dönemde 300 civarında kavşağı hedeflemişsem, bu yapılmış olsaydı belki bugün 10-20 tane kavşak yapımıyla bitecekti. Ama yapmadıkları için biz yapıyoruz. Bugüne kadar 2,5 kilometre yol ortalamasıyla metro yapmışlar. Sayın Sözen'in döneminde kaç kilometre yapmışlar onu çıkartın dedim. Sayın Baykal bunu konuşuyor. Onların İstanbul'da nasıl bir
yönetim sergiledikleri halkın hafızasında daha dün, herkes biliyor. Ben yerelin siyasetle, siyasetin de yerel ile uğraşmasına taraf değilim. Ama biz konuşursak çok şeyler konuşuruz.''
Metro çalışmasını yıllık ortalama 15 kilometreye çıkardıklarını anlatan Kadir Topbaş, özellikle üzerinde durdukları bir konunun da trafik yönetim ve denetiminin yerelleşmesi olduğunu kaydetti. Topbaş, "Metro'da çok ciddi mesafe alıyoruz. Dünya standartlarında neredeyse. Kaynak bulsam daha fazlasını yapacağım. Etütlerimiz trafik yönetim ve denetiminin yerelleşmesinde başarılı olacağımızı gösteriyor. Bu bize verildiğinde bir problem olmaz. Çünkü
emniyet teşkilatımızın yeterince kadrosu yok. Biz
teknik olarak çok daha çabuk refleks koyarak dünyanın gelişmiş teknolojilerini getirerek takip ve yönetim sistemlerini kurabiliriz'' dedi.
-''TRAFİK SORUNUNUN BENİMLE ALAKASI YOK'-
Kadir Topbaş, yıllardır yapılamayan
ihmal edilen eksiklikleri giderme adına adım atmaya mecbur olduğuna işaret ederek, 2,5 senelik İstanbul belediye başkanlığı döneminde yıllardır biriktirilen sorunları kucağında bulduğunu söyledi. Topbaş, ''Ben ne yaptım da trafik bu kadar yoğunlaştı. Benimle hiçbir alakası yok. Bir yerleri yoğun yerleşimler yaparak insanları doldurarak yapmadım. İkitelliyi ben oluşturmadım. Gökdelenler, Maslak'taki yapıları ben yapmadım ve yaptırmadım. Hepsin bulduk kucağımızda. Ama çözümü ben getiriyorum ve çözeceğimde. Bunun için de adım atıyorum. Her düğüm çözüldükçe kent biraz daha rahatlayacak. Geçmişte de Başbakanımız Istrancalar'dan
baraj yapıp su getirme projesini koyduğu zaman, 'Ormanlar gidiyor, ne zaman nasıl olacak, orada su yok' dendi. Ama bugün İstanbul'un su problemi bitti. Demek ki bunu doğru algılayamayanlar bunu farklı konuşarak dile getiriyorlar'' şeklinde konuştu.
-"PAPA'NIN PROGRAMINA ZATEN KATILMAYACAKTIM"-
Brüksel ve Moskova'ya kapsayan gezisinin Papa'nın Türkiye ziyareti ile ilgisi olup olmadığı sorusuna da Topbaş, şu karşılığı verdi: ''Şunu özellikle söyleyeyim; İstanbul Belediye Başkanlığı olarak bu tip protokollerde zaten
İstanbul Valiliği temsilen katılır. Dışişleri'nden geldiği zaman biz de zaman zaman katılıyoruz. Benim bu programlarım önceden planlanmıştı. Zaten burada olsaydım da katılmayacak, vekilimi gönderecektim. Bunun için özellikle gidiyorum anlamına gelmesin diye söylüyorum.
Program önemli, daha önceden sözünü verdim. Hatta sabah Sayın Başbakanla görüştüm, 'Sesin çok kötü gitmesen olmaz mı!' dedi. Rahatsız olmama rağmen her koşulda çalışıyorum.''