İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği(Mazlumder) internete düşen konuşma kayıtları ile ilgili
Ergenekon sanıklarından Hurşit
Tolon hakkında suç duyurusunda bulundu. Mazlumder üyesi
avukatların yaptığı suç duyurusunda, internete düşen ses kayıtlarının Tolon'a ait olduğunun ispatlanması durumunda sözkonusu şahsın "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ile "Hakaret" suçlarından cezalandırılması istendi.
Mazlumder üyesi bir grup avukat,
Ergenekon davası sanıklarından
Hurşit Tolon'a ait olduğu öne sürülen ve internete düşen ses kayıtlarıyla ilgili suç duyurusunda bulundu. Sultanahmet'teki
İstanbul Adliyesi'ne gelen avukatlar adına açıklama yapan avukat Cihat Gökdemir, Hurşit Tolon'a ait olduğu öne sürülen ses kayıtlarının önce internette daha sonrada basın yayın organlarında yer aldığını hatırlattı. Ses kayıtlarının Tolon'a ait olduğunun ispatlanması halinde Türk
Ceza Kanunu'nun "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ile "Hakaret" suçlarının işlenmiş olacağını kaydeden Gökdemir, Tolon'a sağlık gerekçesiyle
tahliye kararı veren
GATA personelinin de "Gerçeğe aykırı bilirkişilik" ve "Görevi Kötüye Kullanma" suçlarını işlediğini savundu. Gökdemir ve beraberindeki avukatlar daha sonra adliyeye girerek suç duyurusu dilekçesini savcılığa teslim etti.
Mazlumder'in suç duyurusu dilekçesinde Tolon'a ait olduğu öne sürülen konuşmanın dökümü de yer aldı. Hurşit Tolon'a ait olduğu iddia edilen ses kaydında şöyle deniyordu: "Kendi doğurduğu bebeği yetimhanenin önüne vermektir, teğmeni düşmana teslim etmek. Teğmeni götürüp bunlara teslim etmek...Teğmenini teslim eden, ordu olmaz. Aşiret bile olmaz. Bunların hepsi duyuyor, gidin söyleyin diyorum komutanlarınıza.
Ordu komutanına diyorum ki o paşayı orda tutmak demek
ihanet demektir. Müsaade edin bana beş dakika makamınıza geleyim, yedinci dakikada alırım diyorum onu ben. Alırım, almazsam namerdim. Bilir bütün dünya. Şuraya oturtun tekrar Selimiye'ye beni, 'Kurmay başkanı gel buraya, aç
telefonu
Cengiz Aykut'a, de ki ben şimdi, biz şimdi Gata'dan bir
heyet gönderiyoruz buraya' de emrimi ilet. Buranın komutanına da emrimi ilet. Bir
ekip hazırlasınlar doğru Koşuyolu'na. 'Hastamızı almaya geldik' desinler. Sen de Cengiz Aykut'a söyle. 'Ekip çıktı yola alıp gelecek' de. Hadi şimdi o çevik kuvvetle durdursun. Hadi gücünü göreyim bakayım. Bakan, baş
bakan, gelsin durdursun. Hadi. Mümkün değil yav. Zaten onun için içerdeyim ben. Kararı vereceksiniz karar, karar. Yüreğinizle karar verilir.
Bizimkiler mıy mıy mıy mıy teğmeni ver, yarbaya
kelepçe tak, mermiler bizim mi sizin mi belli değil.
Star gazetesiyle uzlaşma yap. Star gazetesiyle Genel
kurmay uzlaşmış. Ne demek yav? Nasıl? Ne demek uzlaşmak? Biz uzlaştık. Olur, mu öyle şey? Siz muhatap olmayın.
Genelkurmay'a söyleyin Genelkurmay'dan bildirilsin. Yani savcılıkta Genelkurmay buraya telefon ediyor. Bir dakika kardeşim, Genelkurmaya gideceksiniz ben seni muhatap alamam. Mesela savcı yazı yazmış. Ne savcısı? Kim oluyor? Lan sen kim oluyorsun, sen kimsin? Sen kimsin lan bana yazıyorsun. Sen kimsin? Doğru oraya. İşte ahhh, orası ahhh orası, orası yazacak. Ah orası yazacak ahh. Ah, ah orası diyecek. 'Bana yazacaksın kardeşim' diyecek. 'Benim çocuğuma yazamazsın, bana yazacaksın ben
cevap veririm' diyecek. Her gün,7 ay bir saat yürüdüm. Ne kadar yürüdüm biliyor musunuz? En az 5 kilometre her gün. Her gün en az 5 kilometre. Ben zayıflarken 4 ayda böyle eridim, yani muntazam bir eğriyle zayıfladım. Ama ben cezaevine girdiğim günden beri mutlaka yürüdüm. Gece yürüdüm.
Sabah yürüdüm. Yürüdüm. Günde en az 100'e yakın mekik yapardım. Şimdi en son 93 kiloyum ben."
CİHAN