Arınç,
Bakanlar Kurulu'na ilişkin yaptığı açıklamada, hükümete
sınır ötesi harekat yapabilme imkanı tanıyan tezkerenin Bakanlar Kurulu toplantısında imzalandığını bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, şunları kaydetti:
“Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl, hükümete
yetki verilmiştir sınır ötesi
kara harekatının,
Kuzey ırak ve mücavirinde yapılabilmesini teminen. Bu yetkinin süresi 17
Ekim'de sona ermektedir. Biraz önce Bakanlar Kurulu tezkeresi imzalandı. Yarın umuyorum ki TBMM'ye gönderilecektir ve 1 Ekim'de yeni yasama yılının başlamasıyla
Meclisimizin ilk gündemine alacağı konulardan birisi, 17 Ekim 2011 tarihinden itibaren 1 yıl daha kuzey ırak ve mücavir alanlarda
terörle mücadele kapsamında kara harekatı yapılabilmesiyle ilgili tezkeremiz imzalanarak TBMM'ye gönderilmiştir.”
Başbakan Yardımcısı Arınç, BBP'nin
merhum Genel Başkanı
Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği
kazaya ilişkin görüntüleri izlediniz mi?
Suikast iddiaları var. O görüntüleri izledikten sonra ne düşündünüz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“
Hayır görüntüleri izlemedim. TV ekranlarına aksettiği kadarıyla izledim, onları kastediyorsanız. Ama özel olarak bu video kaydının tamamını izlemiş değilim. Bu konuda Meclis
Araştırma Komisyonumuz çalıştı,
Devlet Denetleme Kurulu da çalıştı. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konudaki düşüncelerini, bilgilerini ifade etti. Bunların gereği mutlaka yapılacaktır. Ama bunu, şimdiden bir şekilde bir suikast veya kasıtlı bir hareket olarak da sınıflandırmamak gerekir. Üzerinde çalışılması, derinlemesine incelenmesi ve eğer gerçekten sorumlular varsa bu sorumluların tespit edilip, yargı önüne çıkarılması gerekir.
Muhsin Bey, Muhsin Başkan, hepimizin çok sevdiği, çok saygı duyduğu bir siyasetçiydi. Dün, BBP Genel Başkanı Sayın Destici'nin evlatlarının
sünnet düğününe katıldım, orada da pek çok dostlarıyla birlikteydik. Ona karşı yapılmış hareket, ister bir kaza olsun, isterse hepimizi derinden yaralayacak bir suikast olarak tecelli etsin, bir insan olarak onu kaybetmenin üzüntüsünü taşıyoruz. Ama alemde hiçbir hakikat gizli kalmamalıdır. Bu olay, sonuna kadar incelenmeli ve gerçekten, rütbeli rütbesiz, bu aletleri söken veya bir
takım şeyleri yok etmeye çalışan bir gayret söz konusu ve bu yargı kararıyla tespit edilirse, bundan ayrıca seviniriz çünkü, gerçek ortaya çıkmış olur.”
Arınç, “Yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde 1 Ekim'den sonra BDP'nin Meclis'e gelip
yemin etmesi halinde sürece dahil edilip edilmeyeceğine” ilişkin soru üzerine de “Bugün yazıldığı ve imzalandığını bildiğimiz
mektup, partilerarası bir faaliyettir,
Hükümetimizle doğrudan bir ilişkisi yoktur” dedi.
Sahip olduğu bilgiyi vermek istediğini ifade eden Arınç, yeni bir anayasa yapılmasına ilişkin çalışmalara bir şekilde başlanması amacıyla Ak Parti Genel Sekreterliği tarafından, parlamento içinde yer alan ve yasama görevine başlayan partilere, yani
12 Haziran seçimlerinden sonra Meclis'e gelerek ant içen partilerin, genel sekreterlerine yönelik bir yazı gönderildiğini söyledi.
Bu yazıda, konuları görüşmek üzere Ak Parti'den 5 kişinin görevlendirildiği, mektup gönderilen partilerin de görevlendirecekleri isimlerle görüşme yapılması arzulandığını anlatan Arınç, şöyle devam etti:
“Benim bildiğim bu... Buna hangi partiler olumlu
cevap verdiler, ilk randevu ne zamandır? Ben huzurunuza yeni çıkıyorum, bu konuda bilgi sahibi değilim. Ancak öğrendiğim kadarıyla, Genel Başkanımızın da değil çünkü, Hükümeti bir şekilde anlatıyor olmaması lazım, biz bunu partiden partiye bir faaliyet olarak görüyoruz. Sanıyorum diğer partilerin de böyle bir isteği ve arzusu var. Yani Ak Parti'nin koordinatörlüğünü veya Hükümetin kendi düşüncelerini bir şekilde diğer partilere dayatmasını veya anlatmasını onlar da arzu etmiyor.
Bu hassasiyete uygun olarak partimizi temsilen genel sekreterimiz, diğer partilerin genel sekreterlerinden randevu talebinde bulunmuştur. Bu medeni bir görüşme olacaktır. Bu 5 arkadaşımızın kimliklerini biliyoruz.
Anayasa çalışmalarında görev olarak da kalitelerini veya en azından gayretlerini bildiğimiz arkadaşlar da partiden arkadaşımız olacaktır. Adalet ve Anayasa komisyonları başkanları olacaktır. Sayın Başbakan Yardımcısı Beşir
Atalay olacaktır.
BDP... Yani o partiye bir mektup yazılmadığını düşünüyorum. Çünkü, o parti henüz Mecliste temsil edilmiyor. Gruplarını kurduklarını biliyoruz. Ama yasama faaliyetlerine başlamak, ant içmekle ancak mümkün olabiliyor. Eğer 1 Ekim'den sonra böyle bir şey gerçekleşirse ki hepimiz her gün gözümüzü açmış BDP'nin gelip gelmeyeceğini tartışıyor da değiliz, bunun merakı başkalarına düşer, gelirlerse kendileri bilir, gelmezlerse yine kendileri bilir. Ama geldikleri takdirde sanıyorum ki Ak Parti onları da ziyaret etmek için onlarla da görüşmek için bir girişimde bulunacaktır.”