Öğretmen-Sen (Öğretmenler, Eğitim Öğretim ve
Bilim Hizmetleri Sendikası) Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi ile Genel Sekreter
Behçet Canöz,
Ankara Adliyesiïne gelerek hazırladıkları suç duyurusu dilekçesini Suçüstü
Cumhuriyet Savcılığı'na teslim etti.
Genel Başkan Tanrıverdi,
yasaların günün şartlarına ve ihtiyaçlara uygun şekilde ortaya çıktığını belirterek, ``Bugün uygulanmayan bir çok
kanun var. Şapka kanunu da bunlardan biri.
Başörtüsü yasağını hiç bir kanuna dayanmadan savunan Teziç ve Bumin Şapka Kanunu'na muhalefet etmekte. Umarım ceza almazlar, ceza almalarını da istemeyiz. Burada yasaların uygulanabilirliğine dikkat çekmek istedik. Günün şartlarına uygun yasaların yapılması gerekmektedir'' dedi.
Başına taktığı fötr
şapka ile bir açıklama yapan Genel Sekreter Behçet Canöz, YÖK Başkanı
Erdoğan Teziç ile
Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Mustafa Buminïin (
devlet memuru olduğu dönemde) 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanunïa uymadıklarını belirterek, ``Cumhuriyet Savcılarıïnı göreve davet ediyoruz. Hayali yasalarla düşünce ve
inanç dünyasını kabusa çeviren, en temel hak olan eğitim hakkını yok sayan binlerce istikbali söndüren 'çağdaş' Donkişotlar mutlaka hukuk önünde hesaba çekilmelidir'' dedi.
ÜLKENİN GELECEĞİNİ KURBAN ETTİLER
Canöz,
toplumun dayatmalara karşı direndiğini belirterek, ``Kendini topluma '
Veli'
tayin eden, ona, toplum mühendisliği yapmaya kalkan kerameti kendinden menkul bazı grup ve oluşumlar zaman zaman (Her on yılda bir) durumdan vazife çıkartarak, 'güç bende artık' diyerek kendi saplantılarını toplumsal istekmiş gibi pervasızca
uygulama imkanı bulabilmişlerdir. Bu dayatmacılar, 'Komiteci' çevrelerde fetvacılar bulmakta hiç zorlanmamışlardır. Oluşturdukları yeni 'tanrılar' adına 'bilimsel yerleşke sunakları'nda ülkenin geleceğini
kurban etmişlerdir'' dedi.
BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI KEYFİDİR
Başörtüsü yasağının keyfiliğe en açık örnek olduğunu iddia eden Canöz şunları söyledi: "Baş örtüsü yasağı örneği ben yaptım oldu' anlayışının çağdaş versiyonudur. Olmayan bir yasa varmış kabul edilerek toplumsal vicdan pervasızca yok edilmek isteniliyor. Kadınların kılık ve kıyafetleriyle ilgili hiçbir şekilde yasal
düzenleme yapılmamıştır.
Anayasa Mahkemesiïnin yorumuna dayanılarak
yasak sürdürülmek isteniliyor. Bu uygulamayla egemenlik ilkesi de ihlal edilmektedir. Hiçbir
mahkeme yorumu, yasa hükmünde kabul edilemez, hiçbir mahkeme yasa
korucu yerine konulamaz, TBMMïnin yetkisini kullanamaz.''
Anlı şanlı adamlardan bazılarının çıkıp
başörtüsü yasağını telaş içinde gerekçeler, hukuki dayanaklar bulmaya çalıştığını kaydeden Canöz, ``AİHM yasağı meşrulaştırıcı hiç bir kararı yok. Olsa bile o da hukuka aykırıdır. Çünkü AİHMïde hukukun üstünde olamaz'' dedi.
DHA