Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, yaptığı açıklamada Türkiye'nin güçlenmesini, Kürt sorununun çözülmesini istemeyen birçok ülkenin bulunduğunu belirterek, ''Türkiye, Kürtler'i eşit ve adil bir yurttaşlık esası içinde kucakladığı zaman Ortadoğu'nun en güçlü devleti olur, Ortadoğu'da bir model olur. Ancak bunu istemeyen birçok güç var'' dedi.
Terörün sonlandırılması için başlatılan yeni sürece ilişkin soruları cevaplandıran Türk, şu ana kadar Paris'te 3 kadının öldürülmesiyle ilgili çok sağlıklı bir bilgi bulunmadığını söyledi.
Türk, hem Türk hem de Kürt halkının bu cinayetlerin aydınlatılmasını ve niçin işlendiğini bilmek istediğini dile getirerek, Türk medyasında konuya ilişkin haberleri eleştirdi.
Fransa Savcılığı'nın cinayeti işlediği iddiasıyla tutukladığı kişi hakkında ''Milliyetçi aileden gelen biri. Kürt çevreleri tarafından çok tanınmayan biri, Kürt çevreleriyle ilgisi yok'' dediğini öne süren Türk, ''Diğer taraftan da sanki örgütün içinde görev yapan biriymiş gibi gösteriliyor. Savcılığın yaptığı açıklamada böyle bir şey yok'' dedi.
Bu konuda kesin kanıtlar olmadan bir şey söylemenin mümkün olmadığını ifade eden Türk, ''Bu insan, belli amaçlarla örgütün etrafından dolaşmış olabilir, gidebilir. Bilemezsin ki. Bu kesime yanaşmış, bir ilişki de kurmuş olabilir. Tabii bunu kurarken zaten öyle belli bir programı olabilir. Bütün tartışmalara rağmen farklı bir şey de çıkabilir. Savcılık tedbir olarak bu tutuklamayı çıkarmış'' diye konuştu.
-''Barışı istemeyen güçler''-
Türk, cinayetlerde İran bağlantısı olabileceğine dair sözlerinin yanlış aksettirildiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
''Barışı istemeyen birçok güç var. Türkiye'nin güçlenmesini, Kürt sorununu çözmesini istemeyen birçok ülke var. Çünkü Türkiye Kürtler'i, barışçıl bir yaklaşımla eşit, adil bir yurttaşlık esası içinde kucakladığı zaman Ortadoğu'nun en güçlü devleti olur ve Ortadoğu'da bir model olur. Ancak bunu istemeyen birçok güç var. İşte İran diyebiliriz, İsrail diyebiliriz, Suriye diyebiliriz. Uluslararası dengeler var. Bu dengeler gerçekten Kürt sorununun çözümünü ne kadar istiyor, bunu da bilemiyoruz. Evet zaman zaman, 'biz bu sorunun çözümünden yanayız' diyor. Ama farklı ilişkiler bunu çok da doğruladığını bize göstermiyor. Bütün bunları yan yana koyduğumuzda, tetikçi kim olursa olsun arkasında çok farklı güçlerin olabileceği ihtimali yüksektir.''
Cinayetleri ''NATO Gladyosu''nun işlediği yönündeki iddiaların sorulması üzerine de Türk, hem Türkler'in hem de Kürtler'in senaryoyu seven halklar olduğunu söyledi. Türk, çeşitli senaryolar ve ihtimaller üzerinde durduklarını ama bugüne kadar, ''adres şudur, şu yapmıştır'' gibi bir söylemlerinin bulunmadığını kaydetti.
-''Özel şoförü yok''-
Türk, tutuklanan Ömer Güney'in, Sakine Cansız'ın şoförü olduğu yönündeki ifadelerin de doğru olmadığını savunarak, bu insanların hiçbirisinin özel şoförünün bulunmadığını ileri sürdü.
-''İç hesaplaşma olamaz''-
Öldürülen kadınlardan Fidan Doğan'ı tanıdığını belirten Türk, Paris'e gittiğinde kendisinin tercümanlığını yaptığını belirtti. Türk, şu ifadeleri kullandı:
''İç hesaplaşmayla ilgili bir durum olamaz. Bunlar örgütün karar mekanizmasında olan kişiler değil. Bu süreçte örgütün kararını değiştirecek veya örgütün kararını olumlu veya olumsuz bir şekilde etkileyecek kişiler değil. Hem siyasete bakış, dünyaya bakış hem de örgüt içindeki konumları itibariyle. Evet Sakine Cansız ilk kadrodur ama belli yaştan sonra kadın çevreleriyle ilişkiler kurmanın ötesinde örgüt içinde hiyerarşik bir konumu yok. Diğerlerinin zaten öyle bir şeyi yok''
Ahmet Türk, İmralı'ya gitme talepleri olduğunu ama ne zaman gidileceği ve kimlerin gideceği konusunda kendilerine gelen bir bilginin bulunmadığını söyledi. Türk, ''Herkes kafasına göre bir şey yazıyor. Şimdi müracaat eden benim. Biz bilmiyoruz ama basın bunu yazıyor. Ne zaman gidilecek? Bu konuda bizim bir bilgimiz yokken basın bunu tarih vererek gün vererek isim vererek nereden yazıyor? Ben onu da anlamış değilim'' diye konuştu.
Sürecin şeffaf yürütülmesinin önemine değinen Türk, yeni sürecin Habur ve Oslo'dan farklı olduğunu söyledi.