8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal'ın açıklamaları ve
Taraf‘ın “Özal suikastinde Simavi adı” manşetinin ardından gazetemin merkezinden “
Suikastı gerçekleştiren
Kartal Demirağ'ı bulup bu son gelişmeleri değerlendirmek üzere
röportaj”yapmam söylendi. Bunun üzerine öncelikle Demirağ'ın yaşadığı Afyonkarahisar'ın Dazkırı İlçesi'ndeki haber kaynaklarıma ulaştım. Bana biraz beklememi, Demirağ'a ulaşıp röportaj talebimi ileteceklerini söylediler. Bir süre sonra
Kartal Demirağ'ın röportaj talebini kabul ettiğini söyleyip beni Dazkırı'ya çağırdılar.
Simavi kim ki bana emir versin
Dazkırı'ya gittiğimde aracılık yapan kişilerin söylediği adrese gittim. Bir süre sonra Kartal Demirağ geldi Yüzü çok gergindi. Sinirli olduğu her hareketinden belli oluyordu. “Elini fotoğraf makinesine bile götürürsen iyi olmaz” dedi ve “Kimsin, kime çalışıyorsun”diye bağırdı.
Taraf muhabiri olduğumu söyleyip o günkü
Erol Simavi manşetimize ilişkin konuşmak istediğimi söyledim. Bir anda sinirlendi. “Biz ülkücülükten gelmeyiz. Simavi kim ki bana talimat versin”diye bağırdı. Ben onu sakinleştirmeye çalışırken cep
telefonundan aradılar. Hemen geleceğini söyleyip kalktı yanımdan.
Uzun bir süre buluştuğumuz yerde geri dönmesini bekledim. Aracılık yapanlar da ortada yoktu. Bunun üzerine kalkıp Dazkırı içinde gezmeye, Kartal Demirağ hakkında biraz bilgi toplamaya başladım. Cezaevine girmeden önce ve girdikten sonra
yabancı plakalı araçlarla gelenler olurmuş yanına. Onu tanıyanlara göre psikolojisi iyice bozulan Demirağ, kısa bir süre önce de
hesap vermek istemediği birahanede dayak yemiş. Dazkırı'da bilgi toplayıp Demirağ'ın yeniden görüşmek için haber göndermesini umut ederken Özal döneminin önemli isimlerinden eski
bakan Cengiz Altınkaya ile görüştüm. Altınkaya “Kartal Demirağ'ın bu suikastta kesinlikle yalnız olamayacağını düşünüyorum. Bu suikastı kendisi tek başına gerçekleştiremez. Arkasında muhakkak birileri vardır” dedi.
Fotoğraf makinemin kartı uçtu gitti
Bütün gün ve geceyi Demirağ'ın yeniden ortaya çıkmasını umut ederek Dazkırı'da geçirdim. Sonra gazetenin merkezinden elimizdekileri yazmam için Dazkırı'dan ayrılmam söylendi. Tam bu sırada ilk görüşmeyi ayarlayan kişiler ikinci bir görüşme olacağını söyleyip yeni bir adres verdiler. Tekrar söylenen yere gittim. Kısa bir bekleyişin ardından Demirağ değil tanımadığım birkaç kişi geldi. Bana bu konuyla daha fazla ilgilenmememi, Demirağ'ın kesinlikle konuşmayacağını daha fazla kurcalarsam tatsız şeyler yaşanabileceğini söylediler. Bunun üzerine notlarımın alınabileceği endişesiyle tuvalete gitmek için izin isteyip masadan kalktım. Notlarımı uygun şekilde sakladıktan sonra döndüm ve yanlarından ayrıldım. Aracıma atlayıp haberimi yazmak, fotoğrafları geçmek için uygun bir yerde mola verdiğimde ise çok tatsız bir sürprizle karşılaştım. Fotoğraf makinemin kartı kaybolmuştu. Ya ben işin heyecanıyla düşürmüştüm ya da birilerinin eli çok uzundu.
Ahmet Özal'a tebligat gitti
Bu arada suikastla ilgili
soruşturma başlatan
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Ahmet Özal'ı ifadeye davet etti. Özal
pazartesi ya da salı günü
Beşiktaş Adliyesi'nde olacak.