Birinci ''
Ergenekon'' davasının 171.
duruşmasında
Alparslan Arslan'ın üniversiteden
arkadaşı
avukat Fikri Cora,
tanık olarak dinlendi.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesince
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmaya,
emekli Tuğgeneral Veli Küçük,
İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek,
Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 20
tutuklu sanık katıldı.
Duruşmada, tutuksuz yargılanan gazeteci Güler Kömürcü
Öztürk de hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan Hayrettin
Ertekin ve
Ergün Poyraz ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen avukat Fikri Cora, Alparslan Arslan ile
Marmara Üniversitesinde 1997 yılında öğrenci grubu içerisinde tanıştıklarını, 2001-2004 yılları arasında da
Zekeriya Yelok ile üçü birlikte aynı evde kaldıklarını söyledi.
Cora, 2004 yılından sonra Arslan ile 2 kere oturup sohbet ettiklerini belirterek, ''2005 yılında Ümraniye'deki ofisime geldi. Mesleki konularda sohbet ettik. İkinci görüşmemiz de
Salih Kurter'in evinde oldu'' dedi.
Danıştay saldırısının bir yıl öncesine kadar Kurter'in adını duymadığını ifade eden Cora, Süleyman Esen'e, ilgilendiği bazı İslami konularla ilgili konuşmak için Kurter ile tanışmak istediğini söylediğini, Esen'in de kendisini Kurter'in evine götürdüğünü anlattı.
Kurter'in İslami bilimlerle ilgili bilgisinin belli bir noktada olduğunun söylendiğini ifade eden Cora, şöyle devam etti:
''Sıradan
yaşlı bir insanla karşılaştım. Alim düzeyinde bilgisi yoktu. Evde pijamayla dolaşıyordu. Sigara içilen rahat bir ortam vardı. Kurter'e tasavvufun İslam'daki yerini sordum. Bilgi sahibi olmadığını gördüm.
Cemaat düzeni içinde bir toplantı yapılmadı. Herkes birbiriyle sohbet edebiliyordu. Ev ortamı, arkadaş ortamı vardı. Kurter, alim olarak iddia edilen bir kişiydi.
Kütüphane tarzında bir donanımı da yoktu. Alparslan Arslan da o eve geldi. Arslan'ın Kurter'in ziyaretine gittiğini, orada karşılaşınca öğrendim.''
Cora, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün ''Siz Kurter'i anlamışsınız. Alparslan ne buldu orada, devam etti?'' sorusuna, Arslan ile bu konuyu görüşmediklerini belirterek, Kurter tarafından düşüncelerinin beğenilmediğini, eve de davet edilmediğini kaydetti.
Başkan Şengün'ün, ''Süleyman Esen'e Kurter ile ilgili hayal kırıklığına uğradığınızı söylediniz mi?'' sorusu üzerine de Cora, Esen'in insani ilişkileri iyi olan bir arkadaşı olduğunu, kendisiyle ilgili özel durumlarını dahi bildiğini dile getirerek, ''Esen, Kurter'in
Kuran-ı Kerim'in tefsiri hakkında geniş bilgi sahibi olduğu kanısını taşıyordu.
Sohbetlerine katılıyordu'' dedi.
Başkan Şengün'ün ''Oraya gidip gideceğine pişman olmuş gibi anlatıyorsun'' ifadesine ise Cora, ''Pişman değil de, Kurter ilgi duyduğum konulardan uzaktı. Sonra davet de edilmedim'' diye yanıtladı.
''BİR AY ÖNCESİNDE HAYATTAN KOPMAMIŞTI''
Arslan'ın birlikte aynı evde kaldıkları dönemde mert,
yiğit, cesaret sahibi olduğunu, psikopat tarzı bir agresifliğini ve kimsenin canını yaktığını görmediğini anlatan Cora, Şengün'ün ''Dediğiniz kişilikle Danıştay saldırısını yapan arasında fark var'' sözleri üzerine de, şunları söyledi:
''Ben de çözemedim. Arslan bir avukat, başörtüsü yüzünden böyle bir şeyi yaptığı iddia ediliyor. Avukat olduğu için başörtüsü meselesinin Danıştaya geliş sürecini çok iyi bilmesi gerekir.
Başörtüsünden dolayı Danıştaya silahlı saldırı da bulunması... Bunun müsebbibi Danıştay değildir. Bu kararı alan idaredir. Hukuk bilgisi olan bir kişinin Danıştaya saldırması insanın aklının almadığı bir durum.''
Saldırının ardından bu olayı arkadaşları olan Burhan Gür ile görüştüğünü dile getiren Cora, ''Bir ay önce otomobilini değiştirip, daha üst bir
model otomobil almak istediğini söyledi. Bir ay öncesine kadar hayattan kopmamış bir insanın böyle bir amacı olacağı... Bir ayda ne değişti de böyle bir karar aldı bilgim yok'' diye konuştu.
Şengün'ün ''Arslan'ın başörtüsüne hassasiyeti var mıydı?'' sorusu üzerine de Cora, herkes gibi Arslan'ın da bu konuda her öğrenci gibi görüşleri olduğunu, bu kadar ileri düzeyde bir tepki vereceğini düşünmediğini, başörtüsü yasağının üzerinden 2 yıl geçtikten sonra bu saldırının gerçekleştiğini anlattı.
Cora, saldırıdan 20-25 gün sonra evinden taşınacağı için Arslan'ın
Teoman Ekşioğlu ve Orhan Kadı ile birlikte kaldığı eve yerleştiğini, bir süre sonra da evi Arslan'ın ailesine bıraktığını kaydetti.
Cora,
emniyet ifadesinde Arslan'ın
içki içtiği şeklindeki beyanının ise doğru olmadığını söyledi.
Duruşma, savcıların Cora'ya sorularını yöneltmesiyle devam ediyor.