Diyarbakır 6. Ağır
Ceza Mahkemesi'nce hakkında ''Terör
örgütü üyesi olmak'' suçundan
dava açılan A.A, ifadesinde, örgüte 1991 yılında bir yakınının propagandası sonucu Şırnak'ın
İdil ilçesinden giderek katıldığını anlattı.
Yurt dışına gitmek için örgüte katıldığını, ancak bunun gerçekleşmediğini belirten A.A, ''1991 yılında örgüte katıldım. Suriye'ye gitmek için
hazırlıklar yapıyorduk. Ancak, örgüt benim
yurt dışına çıkışıma o dönemde izin vermedi. Benim örgütten
Mardin yapılanmasında görev yapmam istenildi. Ben de bir süre bu bölgede bulundum'' dedi.
Askeri ve siyasi eğitim almak için 1994 yılında
terör örgütünün
Irak'ın kuzeyindeki Haftanin ve Metina kamplarına gittiğini anlatan A.A, burada 1 yıl kaldıktan sonra örgütten kaçtığını belirtti.
UNESCO'DAN MÜLTECİ FORMU
Terör örgütü kampından kaçtıktan sonra bir tanıdığının yanına sığındığını ifade eden A.A, şunları anlattı:
''Bu şahıs beni IKDP'nin istihbarat birimine götürdü. Bu birim vasıtasıyla
Birleşmiş Milletler Eğitim,
Bilim ve
Kültür Merkezi'nin (UNESCO) Dohuk'ta bulunan temsilciliğinden bana mülteci formu düzenletildi. Bu form sayesinde 1995 yılından 2007 yılı sonuna kadar Dohuk kentinde kaldım. Burada
küçük çaplı mazot ticareti yaptım. 2004 yılında eşimi ve 1 çocuğumu yanıma aldım. Burada bir Türk şirketinde çalışmaya başladım. 2007 yılında teslim olmaya karar verdikten sonra eşim ve çocuklarımı
yasa dışı yollarla Türkiye'ye gönderdim. Ardından ben de Türkiye'ye gelip güvenlik güçlerine teslim oldum.''
''PKK, IKDP'NİN İSTİHBARAT BİRİMİYLE İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDE''
Terör örgütü PKK'nın örgütten kaçan üyelerinden IKDP'nin bilgisi dahilinde faydalanmak istediğini belirten A.A, şöyle devam etti:
''PKK, IKDP'nin istihbarat birimiyle
işbirliği içerisindeydi. Örgüt, benim, Mardin bölgesinde bulunan örgüte ait cephanelikleri göstermem için IKDP'ye müracaat etmişler. IKDP, kendilerinin bilgisi dahilinde örgüt mensuplarıyla Türkiye'ye gidip bildiğim cephaneliklerin yerini göstermem için bana
baskı yaptı. Ben de mecburen kabul ettim. 2003 yılında yeniden örgütün Gare kampına gittim. Burada bana
silah verildi. Bir grup örgüt üyesiyle Türkiye'ye geçiş yaparak Mardin bölgesine geldik. Buradaki cephaneliği gösterdim.''
Mardin bölgesinden ayrılırken, güvenlik güçleriyle çatışmaya girdiklerini kaydeden A.A, bu çatışmada 2
terör örgütü üyesinin öldüğünü, kendisinin de şarapnel parçasıyla başından yaralandığını belirtti.
A.A, Irak'ın kuzeyine geçtikten sonra yeniden IKDP'ye teslim edildiğini bildirdi.
''ASKERİN GEÇİŞ GÜZERGAHI MAYINLANDI''
Terör örgütü PKK üyesi A.A, terör örgütünün
Gabar Dağı bölgesinde askeri birliklerin sürekli geçiş yaptığı bölgelere uzaktan kumandalı
mayınlar döşediğini anlattı. A.A, ''
Gabar Dağı'nda çok sayıda mayın olduğunu biliyorum'' dedi.
''1 TON PATLAYICI SATIN ALINDI''
Terör örgütü PKK'nın Irak'ın kuzeyindeki Zaho kentinde bir silah tüccarından 1 ton
patlayıcı madde satın aldığını da kaydeden A.A, ifadesinde bu konuyla ilgili şunları söyledi:
''Örgütün, 2007 yılında Irak'ın kuzeyindeki Zaho kentinde bir silah tüccarından yaklaşık 1 ton kadar patlayıcı aldığını gördüm. Bunlar içerisinde
dinamit lokumları, TNT kalıpları ve plastik patlayıcılar bulunuyordu.''
''ÖRGÜT, SUİKAST TARZI EYLEM HAZIRLIĞINDA''
Terör örgütü PKK'nın
eylem planları hakkında da bilgi veren A.A, şunları anlattı:
''Örgüt geçmiş yıllarda yapmış olduğu mayınlama eylemlerini artırarak devam ettirecektir. Kırsal alanda fırsat buldukça
operasyon yapan birliklere pusu ve vur-kaç türü eylemler yapabilirler. Yine özellikle
metropol şehirlerde
bombalama,
molotof atma,
iş yeri kundaklama,
araç yakma eylemleri olacaktır. Geçmiş yıllarda özellikle 2003 yılında örgütün gündeme gelen ve çok tartışılan, ancak kabul görmeyen bir eylem tarzı vardı. Bu eylem tarzı son dönemde yine örgütün gündemine gelmiştir. Özellikle bürokrat,
general ve milletvekili gibi özellik arz eden şahıslara karşı suikast türü eylemler yapabilirler. Bazı örgüt mensupları suikast eğitimi almaktadır.''
Amerika'nın Irak'ı işgalinden sonra Irak ordusuna ait silah ve mühimmatların tamamının terör örgütü PKK'nın eline geçtiğini de anlatan A.A, ''Irak ordusunun silahları PKK'da. Özellikle Irak ordusu
Bağdat düştükten sonra ellerinde bulunan silahları bırakarak evlerine gittiklerinden mevcut silahlar örgüt mensupları tarafından toplanarak kamplara aktarılmıştır.
ABD askerleri de bu duruma göz yummuşlardır'' dedi.
''IKDP, KABİLİYETLİ OLANLARI KENDİNE ALIYOR''
IKDP'nin, terör örgütünden kaçan örgüt mensupların barındığı bir kampı bulunduğunu belirten A.A, şöyle dedi:
''IKDP, PKK'dan kaçan örgüt mensupları içerisinde aktif ve kabiliyetli olanları seçerek, kendi silahlı güçlerine dahil ediyor.
Sağlık sorunu olan akli ve fiziki kabiliyeti zayıf olanları ise istemeleri halinde Türkiye'ye resmi yollardan teslim etmektedir. IKDP, 'Parastin' adında istihbarat teşkilatı kurdu. Başında Mesut
Barzani'nin oğlu Mansur Barzani bulunuyor. Bu istihbarat örgütü Türkiye'ye yönelik olarak faaliyet yürütmektedir. Özellikle Türk ordusunun imkan ve kabiliyetleri hakkında bilgi toplamaktadır. Türkiye'de bazı kişiler bu istihbarat örgütüne bilgi aktarıyor.''
AA