Bu mücadele yönteminde amaç öncelikle
terör örgütlerine katılımı engellemek, dağa çıkanları da dağdan indirmek.
Bu mücadele yöntemi
Emniyet teşkilatında çok ciddiye alınıyor. İlk
uygulamaları da
İstanbul ve Diyarbakır'da hayata geçirildi. Terörle mücadele şubeleri bünyesinde Psikolojik harekat
büro amirlikleri kuruldu. Bu özel birimler yıllardır
terörle mücadele eden,
terör örgütlerini çok iyi bilen uzman personelle takviye edildi.
Henüz İstanbul'da üç aydır faaliyet yürüten birim kısa sürede büyük işlere
imza attı. Öncelikle üniversitelerin açılmasıyla büyükşehirlere gelen, terör örgütlerinin ağına düşme potansiyeli bulunan gençleri şemsiyeleri altına aldılar.
Üniversite kapıları önünde kurulan standlarda, yeni öğrencilere terör örgütleri ve uyuşturucu konusunda bilgi veriliyor. Öğrencilerin barınma, burs ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi için yardımcı olunuyor. Bu konuda yerel yönetimlerden
destek alınıyor.
Polis, terör örgütlerine katılımı önlemenin yanı sıra, dağdaki
teröristlerin indirilmesi konusunda da büyük çaba sarfediyor. Bu çerçevede sadece
İstanbul Emniyeti terörle mücadele şubesine bağlı Psikolojik
Harekat Büro amirliği, aktif faaliyet göstermeye başladığı üç ay içinde dağda çocuğu bulunan 29 aileyle görüştü. Ailelere terörün
bölgeye verdiği zarar ve Terör örgütü
PKK'nın bölge insanını temsil etmediği anlatıldı. Bu görüşmeler sonucunda ailelerin tamamı
işbirliği konusunda ikna edildi. Dağdaki çocuklardan 8'inin
Türkiye'ye getirilmesi sağlandı.
Bu görüşmeler sırasında çok dramatik sahnelerle karşılaşıldı. İstanbul'da yaşayan Diyarbakırlı bir
baba, oğlunun dağa çıktığını öğrendikten bir hafta sonra
kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti. Şanlıurfalı bir anne de üzüntüden Verem olmuştu.
İstanbul Terörle Mücadele ekipleri son bir yıl içinde
eylem için İstanbul'a gönderilen yaklaşık 65 teröristten 49'uyla da yakınlarını devreye sokarak ya da direkt temas kurarak eylem yapmadan teslim olmalarını sağladı.
Terör örgütü PKK artık eski gücünde değil. Örgütün şu anki
militan sayısı 4 bin 800 kişi. Bunlardan 1800’ü Türkiye sınırları içinde bulunuyor. 3 bin kişi ise
Kuzey Irak dağlarında gizleniyor. Örgütten kaçan 3 binin üzerinde terörist
Kuzey Irak yerel yönetimine sığınmış durumda. Aralarında üst düzey örgüt yönetecilerinin bulunduğu eski PKK’lıların aileleri Türkiye’de. Gençliklerini geçirdikleri dağlardan sonra şimdi de Zaho, Duhok,
Süleymaniye’de kimliksiz yarı kaçak halde yaşamalarını sürdürmeye çalışıyorlar. Çoğu da Türkiye’ye dönüş yolu arıyor. Ancak muhatap bulamıyorlar. Polisin ulaştığı yaklaşık 2 bin
terör örgütü üyesi şu anda Türkiye ye gelmek için Resmi kurumlarla temas kurmaya çalışıyor.
Bunların Türkiye’ye gelmesi önemli. Çoğunluğu PKK’nın çirkin yüzünü görüp, yapılan mücadelenin boş ve yanlışlığını yaşayarak görmüşler. Bunu ailelerine çevrelerine anlatmaları da Bölge halkı arasında ciddi tesir yapar.
K.
Irak yönetimi ise bu örgüt üyelerinin Türkiye’ye kaçak yollarla girişini önlemek için her türlü tedbiri almış. Sahte pasaportla çıkışın önüne geçmek için de sahtecilik konusunda Kuzey Irak’ın en önemli suçlularından birini
Erbil havalimanına Müdür
tayin etmiş.
Kuzey ırak yönetimi bunu yaparak eski PKK’lıların tecrübelerinden yararlanmaya çalışıyor. Eğitimli PKK’lılar aldıkları eğitime göre Resmi kurumlara yerleştiriliyor. Eğitimsiz PKK’lıları da askerlerini eğitmek üzere
peşmerge kuvvetlerine dahil ediyor.
PKK terörünü bitirmek için Türkiye’nin elinde çok önemli bir fırsat var. Bu terör belasından kurtulmak için bütün şartlar oluşmuş durumda. Yeter ki bunları kullanacak iradenin harekete geçebilsin.
SAMANYOLUHABER-ALİ DEMİRER