'Terör sabrımızı zorluyor'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Terör örgütünün bu saldırıları sonucunda dökülen kan, her geçen gün toplumumuzdaki kitlesel travmayı derinleştirmekte, Türk halkının sabrını zorlamakta, siyasi iktidarın seçeneklerini de azaltmakta" dedi.

'Terör sabrımızı zorluyor'

Başbakan Erdoğan, ''Council on Foreign Relations-Dış İlişkiler Konseyi'' adlı düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ''terör mağduru'' bir ülke olduğunu söyledi. Terör belasının sadece tezahürünün değil, kaynaklarının da kurutulması gerektiğine inandıklarını belirten Başbakan Erdoğan, bunu tek başına hiçbir ülkenin yerine getiremeyeceğini ifade etti. Teröre karşı mücadelenin ancak birlikte verilebileceğine işaret eden Erdoğan, ''Herhalde dünyada Pentagon'dan daha korunaklı bir yer yoktu. Ama gördüğünüz gibi, terör belası Pentagon'u da vurmuştur. Bu konuda 11 Eylül'den sonraki gelişmelere baktığımızda, terörün ne denli önemli olduğunu ve buna karşı nasıl ortak bir mücadele vermemiz gerektiği ortadadır'' diye konuştu. -''TERÖRÜN DİNİ, MİLLETİ, VATANI YOKTUR''- Erdoğan, Türkiye'nin terörle mücadele kapsamında Afganistan'da oluşturulan NATO kuvvetlerinde iki defa yönetimi aldığını ve üçüncü defa almaya hazırlandığını belirterek, şunları kaydetti: ''Bütün bunların sebebi bir, işin terörle mücadelede ortak boyutudur. İki, işin insani boyutudur. Bunları yapmak zorundayız. Terörün dini yoktur, milleti yoktur, vatanı yoktur. Senin teröristin kötü, benim teröristim iyi anlayışıyla bu işi çözemeyiz. Teröristin hepsi kötüdür, hepsi lanetlenmelidir ve hepsine karşı da ortak tavır almak durumundayız. Tabii, bu noktada bizim de başımızda olan bölücü terör örgütünün Irak'ın kuzeyinde devam eden varlığı ve ülkemize yönelik olarak sürdürmüş olduğu saldırıların Türkiye için ciddi bir rahatsızlık ifade ettiğini burada ortaya koymam gerekiyor. Hiçbir ülke; Sınırının hemen yanı başında güvenliğini, istikrarını ve toprak bütünlüğünü hedef alan bir terör örgütüne göz yumamaz. Burada beklentilerimiz açıktır. Irak makamları ve ABD'nin PKK ile mücadelede açıklamaların ötesinde, süratle somut adımlar atması lazım. Ama ne yazık ki şu ana kadar somut bir adım görmedik. Terör örgütünün bu saldırıları sonucunda dökülen kan her geçen gün toplumumuzdaki kitlesel travmayı derinleştirmekte, Türk halkının sabrını daha da zorlamakta, siyasi iktidarın seçeneklerini de azaltmaktadır.'' Bu arada Başbakan Erdoğan ve katılımcıların toplantının yapıldığı Harold Pratt House'tan çıkışında küçük bir Yunanlı grup, ellerinde Yunanistan bayraklarıyla protestoda bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Amerika'nın Irak'tan çekilmesine ilişkin olarak, ''Doğrusu, ben başta ABD olmak üzere koalisyon güçlerinin, bir anda Irak'ı terk etmesini doğru bulanlardan değilim. Ama bunun bir timingine inananlardanım. Belli bir timing, takvim içerisinde koalisyon güçleri, Irak'ı terk etmelidir ve bunu da açıklamalıdır'' dedi. ''Council on Foreign Relations-Dış İlişkiler Konseyi'', adlı düşünce kuruluşunda konuşan ve soruları yanıtlayan Erdoğan, bir katılımcının, ''ABD'nin Irak'tan çıkması yönünde tartışmalar var. Siz nasıl bir tavsiyede bulunursunuz? Amerika, çekilme kararı verdiğinde, Türkiye üzerinden asker çekmesine izin verebilir misiniz?'' sorusuna şu yanıtı verdi:''Irak'ta bütün grupların, yer altı, yer üstü zenginliklerinden adil şekilde istifadesini sağlamak gerekir ki bu huzuru getirsin, öz güveni getirsin. Böylece, burada geleceğe yönelik umutlar artsın. Hazırlanmış olan anayasa, aslında bunların temininde yeterli değil. Örneğin, Kerkük sorunu var. Kerkük'ün özel bir statüye tabi olması lazım. Kerkük'ün, tüm Irak'ın olması lazım ama bakıyorsunuz ki bir grup çıkıyor diyor ki 'Kerkük bizimdir', bir başka grup 'Hayır bizimdir' diyor. Bu anlayış, Irak'ta adeta kucağa konulmuş bir bombadır. Bunun anayasada teminat altına alınması gerekir.'' -''PETROL İMKANLARINI PAZARLAYANLAR VAR''- Başbakan Erdoğan, Irak'ta ''Petrol Yasası'' ile ilgili adımlar atıldığını anımsatarak, bu adımların çok sağlıklı olmadığını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Paylaşımda adaletsizlik... Bizlerde bir söz var 'Kapanın elinde kalıyor diye', adeta böyle bir anlayış ile kapanın elinde kalıyor. Kim güçlü ise siyasi gücü kim elinde bulunduruyorsa, 'işte Merkezi Hükümetindir', öyle deniyor. Merkezi Hükümet'in tasarrufunda değil. Bu bir vakıa ve şu anda eldeki petrol imkanlarını pazarlayanlar var. Pazarlamanın çalışması içinde olanlar var. Bunları görmemiz lazım.'' Başbakan Erdoğan, Irak'tan ABD'nin çıkması konusunda da şunları söyledi:''Doğrusu ben, başta ABD olmak üzere koalisyon güçlerinin bir anda Irak'ı terk etmesini doğru bulanlardan değilim. Ama bunun bir timingine inananlardanım. Belli bir timing, takvim içerisinde koalisyon güçleri Irak'ı terk etmelidir ve bunu da açıklamalıdır. Açıklama, Irak halkını rahatlatacaktır. Çünkü, Irak'ta biliyoruz ki terörist gruplar var, direniş güçleri var, bir de normal vatandaş var. Şimdi normal vatandaş, bir an önce huzuruna kavuşmayı arıyor. Direniş güçleri ise onlar adına bu işin kavgasını veriyor. Terör gruplarından her ikisi de rahatsız. Terör gruplarından rahatsız olmamaları için hiçbir sebep yok. Yarın, bu rahatsızlık yine devam edecek. Bunu bildikleri için bundan rahatsızlar. Amerika ve koalisyon güçleri, bu takvimi açıkladığı zaman oradaki Irak'ın Merkezi Hükümeti'ne ait güvenlik güçleri sorumluluk alacak, şu anda sorumluluğu fazla almıyor. Çünkü, bakıyor ki burada koalisyon güçleri var, bunlar bizim güvenliğimizi sağlıyorlar.'' Erdoğan, Irak'taki Merkezi Hükümet'in güvenlik güçlerinin sayısının artırılması, onlara eğitimlerin bir takvim içerisinde verilmesinin önemi üzerinde durdu. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Türkiye olarak biz, 'eğitim vermeye hazır olduğumuzu' hep söyledik, söylüyoruz. Orada da eğitim veririz, Türkiye'de de eğitim veririz. Polisine de askerine de eğitim veririz. Yeter ki komşumuz Irak'ta şu andaki sıkıntıları hep birlikte aşalım. Amerika'nın Irak'ı boşaltmasına, Türkiye'den geçmesine ne dersiniz konusuna ise biz olumlu bakarız. 'Burada herhangi bir ön kabulümüz yoktur' değerlendirmesini yaparız. Nasılını, bunların hepsini konuşuruz. Çünkü, her şeyden önce bizim bir stratejik ortağımızdır ve 'böyle bir sürece bizler nasıl bir katkıda bulunabiliriz' diye bunun bir değerlendirmesini yaptıktan sonra bu konuyla ilgili adımlarımızı atarız'' diye konuştu.
<< Önceki Haber 'Terör sabrımızı zorluyor' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER