Tepki haklı ama provokasyona dikkat !

Şehitlerin acısı yüreğimizi yakmaya devam ederken bazı mihraklar, halkı sokağa dökmenin yollarını arıyor.

Tepki haklı ama provokasyona dikkat !

Lise ve üniversitelerde imzasız bildiri dağıtan gruplar, haklı tepkileri istismar ederek gençleri gösteriye çağırıyor. Seçilen sloganlar ise ülke birliği ve kardeşlik duygularını zedeliyor. Son dönemlerde artış gösteren terörist saldırılar Türkiye'yi yasa boğdu. Birbiri ardına gelen şehit haberleri ve 8 askerin PKK tarafından kaçırılması yürekleri dağladı, ülkenin birçok yerinde protesto gösterileri yapıldı. Ancak bu haklı tepkileri istismar etmek isteyen bazı çevreler, provokasyonlara başladı. Adeta psikolojik bir harp yürüten gruplar, şehitlerin acısını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışıyor. İstanbul ve Eskişehir gibi birçok ilde, öğrencileri mitinge çekmek için imzasız bildiriler dağıtıldı. Broşürlerde kullanılan sloganlar, birlik-beraberlik duygularını öldürücü mahiyette. Ülkeyi yönetenlere de ağır hakaretler içeriyor. Bu duruma tepki gösteren sivil toplum örgütleri ve uzmanlar, kargaşa oluşturmayı amaçlayan örgütlerin bu görüntülerden büyük mutluluk duyacağını belirtiyor. Savaş psikolojisi üzerine çalışmalar yapan emekli Albay Prof. Dr. Nevzat Tarhan, böyle dönemlerde gri propagandanın fazla mesai yaptığına dikkat çekiyor. Tarhan, "Mesela Bursa'daki cenazede 12 değil 60 askerin şehit olduğu yönünde haberler yayılmış. Halk da galeyana gelerek Kürt kökenli vatandaşların oturduğu mahalleleri taşlamış. Bu, PKK'nın ekmeğine yağ sürmektir." dedi. Tarhan, tepkilerin demokratik ve yasal çerçevenin dışına taşmaması gerektiğini vurguladı. Hak-İş Sendikası Genel Başkanı Salim Uslu da toplumun acı ve öfkesini istismar etmenin çok tehlikeli sonuçlara yol açabileceğini kaydediyor. Halkın acısından politik rant elde etme çabasını ayıplıyor. Gösterilerde ilkokul çağındaki çocukların bile kullanıldığına işaret eden Prof. Dr. Bengi Semerci ise anne-babaları uyarıyor: "Öğrencilerin bu ortama dahil edilmesi psikolojilerini bozar, gelecekte teröre karşı korku geliştirilmesine yol açabilir." Hak İş Sendikası Başkanı Salim Uslu, sokaklardaki görüntülerin bir toplumsal refleks olarak değerlendirildiğinde iyi bir gelişme olarak görülebileceğini dile getiriyor. Toplumun geleceğine sahip çıkma gayretini bazı çevrelerin siyasi ranta dönüştürmeye çalışabileceğine de dikkat çeken Uslu, "İnsanların acısından ve öfkesinden politik rant elde etme hevesini ayıplıyorum. Bu, ülkemize iyilik ve istikrar getirmez. Adeta düğmeye basılmış gibi, ilkokul çocuklarının sokağa çıkarılması, siyasi mesaj içeren işaret ve flamalar kullandırılıyor olması doğrusu toplumun acı ve öfkesini istismar etmekten başka işe yaramaz. Daha da kötüsü kontrolsüz bir şekilde bu tür olaylar gelişiyorsa o zaman iç barış tehdit altında demektir. Bu gösterilere aklın, sağduyunun ve sorumluluğun, metanetin hakim olması lazım. Aksi halde birileri bunu çok kolay istismar edip provoke edebilir." diye konuşuyor. Bazı siyasi odakların iktidarı yıpratmak ve yöneticileri aciz göstermek için abartılı tepkiler verdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, böylece düşmanla savaşırken aktif ve pasif faaliyeti ihmal edenlerin bu kargaşada göz ardı edildiğini belirtiyor. Tarhan, "Olayda zaafı olanlar kusurlarını bu ortamda kolaylıkla kapatma imkânı buluyor. Hâlbuki her zamankinden daha serinkanlı olarak kusurlu davrananlardan hesap mutlaka sorulmalı." diyor. Tarhan, tepkilerin demokratik ve yasal yollarla gösterilmesi gerektiğini savunuyor. Emekli Hakim Albay Dr. Ümit Kardaş, vatandaşların tepkisini kullanmak isteyenlerin de olduğunu vurguluyor. Kardaş, siyasi partilerin de militarist ve şiddete dayalı söylem kullandığının da altını çiziyor. Kardaş, "Herkesin aklını başına alıp, soğukkanlı ve itidalli olması gerekiyor." ifadelerini kullanıyor. Yazar Ömer Lütfi Mete de tepkiler her an taşkınlığa yol açabilecek şekilde sergileniyorsa insanın ister istemez arkasında bir parmağın varlığından şüphelendiğini belirtiyor. Ancak vatandaşların da yaşananlara tepki ve öfkesini de yasal çerçevede ortaya koyması gerektiğini vurgulayan Mete, halkın sağduyusuna güvenilmesini istiyor. Psikiyatrist Prof. Dr. Bengi Semerci, öfkeyle karşılık verildiğinde insanların terörün bir parçası olduğunu savunuyor. Çocukların bu ortama bir şekilde dahil edilmesinin gelecekte teröre karşı korku geliştirmesine sebep olacağını anlatan Semerci, itidal çağrısı yapıyor. Semerci, "Biz de toplum olarak yapılan teröre öfkeyle karşılık verdiğimizde bir bakıma terörün parçası oluyoruz. Akılcı tepkiler vererek olayları kontrol altına alabiliriz. Abartılı ve coşkulu tavırlar sergilenmemesi insanların teröre tepkili olmadığı anlama gelmez." diyor.
<< Önceki Haber Tepki haklı ama provokasyona dikkat ! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER