Telekulağa Yargıtay engeli

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, yasadışı elde edilen bir kanıtın (telefon dinleme) soruşturma ve kovuşturma aşamalarında kullanılmasına olanak bulunmadığına karar verdi.

Telekulağa Yargıtay engeli

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bu kararı 4. Ceza Dairesinin ilk derece olarak yaptığı yargılama sonucunda verdiği kararın temyiz incelemesini yaparken verdi. Anayasa'nın 22. maddesi gereğince kural olarak herkesin haberleşme özgürlüğüne sahip olduğu, bu kural uyarınca telefon ile yapılan haberleşmenin de gizli olduğu anımsatılan kararda, ancak hakim kararıyla bazı durumlarda gizlilik kuralının askıya alınabileceği vurgulandı. Haberleşmenin dinlenmesine ilişkin ilk yasal kuralın 4442 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası'nda yer aldığı kaydedilen kararda, telefonla haberleşmenin dinlenmesine ilişkin son yasal düzenlemenin ise 5271 sayılı Ceza Muhakamesi Yasası'nda (CMY) yapıldığı belirtildi. ''TESADÜFEN'' ELDE EDİLEN KANIT Bu yasanın sınırlı olarak sayılan suçlarla ilgili olarak, sınırlı hallerde telefon dinlenmesi olanağı getirdiği ifade edilen kararda, bu düzenlemenin yürürlükten kaldırılan 4422 sayılı yasadaki düzenlemeye paralel olmakla birlikte, farklı olarak bir suçun işlendiği şüphesini uyandıracak şekilde ''tesadüfen'' elde edilen kanıtların değerlendirilmesi olanağı da tanıdığı kaydedildi. Ancak, telefon dinlemesi sırasında ''tesadüfen'' elde edilen kanıtların dikkate alınması için söz konusu suçun da CMY'da sayılan katalog suçlardan birisine uygun olması gerektiği vurgulanan kararda, ''Bu halde durum derhal cumhuriyet savcısına bildirilerek kanıt değerlendirmesi söz konusu olabilecek ve yasadışı elde edilmiş kanıt olarak değerlendirilmeyecektir'' denildi. Temyize konu davada, kanıt olarak kabul edilen telefon dinleme kayıtlarının haklarında dinleme kararı bulunmayan üçüncü kişiler arasında geçtiğine dikkat çekilen kararda, şöyle devam edildi: ''Bu konuşmada tesadüfen elde edildiği kabul edilen suç kanıtının değerlendirilmesi için 442 sayılı yasada herhangi bir hüküm yer almadığı gözetildiğinde, bu konuşma tutanağı yasadışı elde edilmiş kanıt niteliğindedir. Kaldı ki, 5271 sayılı CMY'nin 138. maddesine göre de bu tutanağa yasal bir kanıt değeri verilmesi olanaksızdır. Zira tesadüfen elde edilen bu kanıt, görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu ile ilgili olup, bu suç 135. maddede sayılan katalog suçlar arasında yer almadığından, yasadışı elde edilmiş kanıt niteliğindedir. Yasadışı elde edilen bir kanıtın soruşturma ve kovuşturma aşamalarında kullanılmasına olanak bulunmamaktadır.''
<< Önceki Haber Telekulağa Yargıtay engeli Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER