Bir nevi araba kaskosuna benzeyen sistemde ithal hayvanlar, hastalık ya da telef olmaya karşı 3 bin liralık sigorta kapsamına alındı. Bunun besiciye maliyeti 1 yıl için hayvan başına 100 lira oldu. Etin kilosunun 30 liranın üzerine tırmanmasının ardından fiyat istikrarı için hayvan ithaline başlandı. Beklenen düşüş olmadığı için Kurban pazarları ve besilik için de ithal hayvanlar getirildi. Kurbanda ilgi görmeyenler kesilmek için Et Balık Kurumu'na gönderilirken, besilikler de sahiplerine dağıtılmaya başlandı. Ancak, hayvanların hem hayvanların getirilip dağıtılmasını üstlenen kuruluş, hem de besiciler, ithal hayvanların hastalanmaları veya telef olmaları durumunda uğrayacakları zarardan endişe duyuyorlardı. Problem, ithal hayvanlara hayat sigortası yapılmasıyla aşıldı. Et Balık Kurumu tarafından yurt dışından ithal edilen 21 bin baş ithal angus, Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığı ile çiftçiye veriliyor. Dağıtılan besilik Anguslar için özel ahırlar yapılırken, Tarım Kredi Koperatifleri’nin anlaşmalı olduğu sigorta şirketi tarafından sigortalanıyor. Hayat sigortası yapılan angusların canlı ağırlığının kilosu 9,6 liraya çıkıyor. 6 ay gibi kısa sürede 250 kilodan 800 kiloya ulaşan bu hayvanların tanesi 2 bin 800 liraya satılıyor. İthal hayvanlar, 21 gün boyunca Tarım Kredi Kooperatifinde karantina altında tutuluyor, 22. günde çiftçiye veriliyor. Angusların kasko poliçesindeki maddeye göre her türlü doğal afet ve hastalık halindeki ölümde; hayvanın bedeli çiftçiye ödenecek. Hırsızlık ise kapsam dışı. "ET IRKI OLARAK ÇOK KALİTELİ AMA BAKIMLARI ZOR" Öte yandan besilik angusları alan çiftçiler, hayvanlara alışmaya çalışıyor. Beypazarı Tarım Kredi Kooperatifi aracılığı ile 250 baş ithal hayvan alan Nuri Yaman, Cihan'a yaptığı açıklamada yeni büyükbaşların yerlilere göre çok farklı davranışlara sahip olduğunu, bu durumun kendilerini çok zorladığını ifade ediyor. Yaman şöyle dert yanıyor: “Bu hayvanlar bulundukları ülkede büyük meralarda toplu olarak otlamaya alışmış. İnsanlara alışık değiller, çok yabaniler. İnsan gördükleri zaman hiçbir engel tanımadan kaçıyor, kapıları kırıp, duvarlara vurarak kendilerine zarar veriyor. Bizim hayvanlarımızdan çok farklı, rahatına düşkün hayvanlar. Yerli hayvanlar hiç uyumazken, bunlar günün büyük bir kısmını uyuyarak geçiriyor. Alışık olmadığımız için bazen öldü zannediyoruz. Ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Hayvanlar da Türkiye şartlarına henüz alışamadı. Bekleyip göreceğiz. İnşaallah en yakın zamanda uyum sağlarlar, biz de rahatlarız.” İthal angusların 21 gün karantinada tutulması gerekiyor. Ancak bu sürede bazı aşıların da yapılması şart. Nuri Yaman, davranışlarına alışık olmadıkları bu türü aşılatmak için özel kafes yaptırdığını belirtiyor. Yaman, “Karantina süresince hayvanlara iki sefer şap aşısı yapılması gerekiyor. Hayvanlar yabani. Veteriner hekim yaklaşıp aşı yapamıyor. Bizlerde aşıları yapabilmek için değişik yöntemler uyguluyoruz. İçerisine sadece iki hayvanın sığabileceği özel bir kafes yaptırdık. Angusları bu kafeslere koyup aşılamayı denedik. Fakat bazıları kafesi kırarak dışarı fırladı. Bu hayvanlara alışmak gerçekten zor. Et ırkı olarak çok kaliteli bir hayvan ama bakımları çok zor.” diye dert yanıyor.