Tekin'in ofisinde yapılan
aramalarda ele geçirilen el bombalarının eğitim amaçlı el bombaları olduğu iddiasını müdahil
Cumhuriyet Gazetesi
avukatları çürüttü. Eğitim amaçlı el bombalarının 'tapa' numaraları ile taarruz amaçlı el bombalarının 'tapa numaraları'nın farklı olacağını belirten avukatlar,
sanık Tekin'in ofisinde bulunan el bombalarının tapa numaralarının taarruz amaçlı
el bombasına ait olduğunu söyledi. Avukatlar konu hakkında yaptıkları internet araştırmasını da
delillere eklenmesi isteğiyle
mahkeme heyetine sundu.
Cumhuriyet Gazetesi avukatları, sanıklardan
Veli Küçük,
Muzaffer Tekin,
Oktay Yıldırım, Fikri
Karadağ ve Muzaffer
Öztürk'ün cep
telefonlarının baz istasyonu bilgileri incelenerek bu şahısların bir araya gelip gelmediğinin belirlenmesini istedi.
Ergenekon davasının
Silivri Ceza Kampüsü'nde devam eden duruşmasına saat 14.15'e kadar ara verildi. Araya kadar devam eden bölümde
tutuklu sanıklardan
Muzaffer Tekinin çapraz sorgusuna devam edildi. Sanık Tekin'e sorularını yönelten Cumhuriyet
Savcısı
Mehmet Ali Pekgüzel, "
Alparslan Aslan'la olan ilişkiniz hakkında, daha ayrıntılı bilgi almak istiyoruz.
Doğuş Faktöring'in avukatı olduğunu biliyor muydunuz?" diye sordu. Tekin'in "
Hayır" cevabını vermesinden sonra savcı Pekgüzel, "Olay tarihinde geriye dönük 1,5 yıl süresince hiç görüşmediğinizi, daha önce 3-4 kez yüz yüze, görüştüğünüzü söylediniz. Ancak en son
telefon görüşmesi kayıtlarında olaydan 6 ay önce bir görüşmeniz olduğu görülüyor. Buna ne diyeceksiniz? Bunu gizlemekteki amacınız nedir?" şeklindeki sorusu üzerine Tekin, "Hayır gizlemedim. Gizlemedeki amacım ne olabilir. Son günde görüşsem ne olur." Diye
cevap verdi.
Cumhuriyet Savcısı'nın "Hiçbir
sivil yapılanma içinde yer almadığınızı söylediniz. Ancak hâkim, savcılara verilecek seminerle ilgili
Hukukçular Birliği tarafından hazırlanan belgede yetkili olarak
imzanız bulunduğunu hatırlıyor musunuz?" şeklindeki soruya Tekin, "Topluma faydalı olduğuna inandığı şeylere münferit olarak
destek verdim. Oraya da imza atmış olabilirim." Diye cevap verdi.
Danıştay Saldırısı'ndan sonra evine gittiğinde görevlilerin gelerek evinde arama yaptıklarını belirten Tekin, "Beni bu olayın içine
Türkiye Cumhuriyeti dahi sokamaz dedim. 'Şimdi sizi götürürüz rencide olursunuz' dediler.' İsminiz basına çıkar' dediler. Bende 'ismim ya da kurumumum basına çıkarsa canıma kıyarım' dedim. " diye konuştu.
Tekin savcının
intihar anında kullandığı bıçağın kime ait olduğunu sorması üzerine Tekin, elimde bıçağı 2 kez soktum çıkardım.
Allah istemeyince
yaprak kıpırdamazmış. Şimdi buradayım. Bıçağın nerede olduğunu da bilmiyorum." Şeklinde cevap verdi.
Sedat Peker'le ilişkisinin sosyal düzeyde olduğunu belirten Tekin, davanın müdahili Cumhuriyet Gazetesi avukatlarının sorularını cevapladı. Müdahil avukatları "Alparslan Aslan'ın bombaları nereden aldığı netleşmedi. Biz Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalarla Muzaffer Tekin'de ele geçen el bombalarının benzerlik göstermesi nedeniyle dilekçe verdik. Daha sonradan
Ümraniye ve Eskişehir'de bulunan el bombalarının da benzerlik gösterdiği açıklandı. Sizin işyerinizde bulunan el bombalarını bize tanımlayabilir misiniz? Şeklinde sorusu üzerine Tekin, ordu da el bombalarının öğrenilmesi ve öğretilmesi en zor malzemeler olduğunu belirterek, kendisinde bulunan el bombalarının eğitim yardımcı malzeme sınıfında olduğunu iddia etti. Hakikisine çok yakın parçalarla el bombası eğitim verdiklerini belirten Tekin, "Bu işi gerçek bombalarla yapmayız." Cevabını verdi.
Muzaffer Tekin'in taarruz ve eğitim amaçlı el bombaları arasındaki farkı anlatmasından sonra müdahil avukatları Tekin'in işyerinde bulunan el bombalarının tapa numaralarını araştırdıklarını söyledi. Buna göre Tekin'in iddia ettiği eğitim amaçlı el bombalarının tapa numarası ile kendi işyerinde bulunan el bombalarına ait tapa numaralarının farklı olduğunu belirten Cumhuriyet Gazetesi avukatları bu konuyla ilgili yaptıkları internet çalışmasını mahkemeye delil olarak sundu.
Müdahil Cumhuriyet Gazetesi Avukatlarından Bülent Utku, Danıştay saldırısından önce 29
Nisan 2006 ile 12
Mayıs 2006 tarihleri arasında
Veli Küçük,
Zekeriya Öztürk, Fikri Karadağ, Muzaffer Tekin ve Danıştay Sanığı Oktay Yıldırım'ın telefon bilgilerinin incelenmesini istedi. Avukat Utku, baz istasyonu incelemesiyle bu şahısların bir araya gelip gelmediğinin tespit edilebileceğini söyledi.
Veli Küçük'ün avukatı ve aynı zamanda kızı Zeynep Küçük'ün " 5-6 kez Veli Küçük'le karşılaştığınızı ve 5 dakikalık görüşmeniz olduğunu söylediniz. Veli Küçükle ilişkinizi anlatır mısınız? Şeklindeki sorusu üzerine Tekin, "Bir meslektaşım. 'Bir Veli Küçük vardı' diye anlattı. Övgü dolu anlatma üzerine bende 'Nerde görürsem elini öpeceğim' dedim. Sanıyorum
Galatasaray Meydanı'ndaydı. Orada gördüğümde elini öptüm. Basında sürekli çıkan fotoğraf da o fotoğraf. Patrikhanede de aynı yemeğe katıldık. Ama o ayrı bir köşede ben ayrı bir köşedeydim. 5 dakika kadar dahi konuşmamız sürmedi. " cevabını verdi.
(CİHAN)