Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu, uluslararası hukukta hiçbir
ülkenin ayrıcalığı olmadığını,
İsrail dahil bütün ülkelerin uluslararası hukuka tabi olduğunu söyleyerek, "Türk milleti bu bölgedeki bütün gelişmelerden kendini tarihi bakımdan sorumlu hisseden bir millet olarak, bu gelişmelere duyarsız kalamaz ve kalmayacaktır" diye konuştu.
Davutoğlu, ABD'den
Türkiye'ye dönüşünde
Esenboğa Havaalanında
basın toplantısı düzenledi.
İsrail'in
Gazze'ye giden
yardım gemilerine saldırısını değerlendiren Davutoğlu, bunun bir "
kaçırma işlemi" olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
"Uluslararası hukukta hiçbir ülkenin ayrıcalığı yoktur. Bütün ülkeler uluslararası hukuka tabidir, hiç kimse kendini uluslararası hukukun üstünde göremez. Filistin'deki
insan hakları ihlalleri ve Gazze'ye yönelik
ambargo insanlık suçudur, bu da sürdürülemez. Herkes bir kez daha düşünüp Orta Doğu'da kalıcı barışın tesisine yönelik adımlar atmak durumundadır, başta İsrail olmak üzere. Türk milleti bu bölgedeki bütün gelişmelerden kendini tarihi bakımdan sorumlu hisseden bir millet olarak, bu gelişmelere duyarsız kalamaz ve kalmayacaktır. Bundan sonra da bölgedeki bütün gelişmeleri takip edecektir."
Davutoğlu, milletvekilleri
Hüseyin Tanrıverdi ve
Zeyid Aslan ile Baş
bakan Başdanışmanı Nabi
Avcı ve
Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı
Halit Çevik'in İsrail'e gittiğini belirterek, bu heyetin tek bir
Türk vatandaşı kalana dek orada bulunacağını bildirdi.
Bakan Davutoğlu, "Umarız ki bir daha bu tür gelişmeler yaşanmaz" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail ile çok yakın ilişkisi olan bir ülke olarak ABD'ye kararlılıklarını "Eğer 24 saat içinde yani bugün akşama kadar vatandaşlarımız serbest bırakılmazsa, İsrail ile ilişkilerimizi tümüyle gözden geçiririz" şeklinde aktardığını belirtti.
Davutoğlu, ABD dönüşünde Esenboğa havaalanında düzenlediği basın toplantısında, milletvekilleri Hüseyin Tanrıverdi ve Zeyid Aslan ile
Başbakan Başdanışmanı
Nabi Avcı ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Halit Çevik'in İsrail'e gittiğini belirterek, bu heyetin aldığı talimatın kesin olduğunu ve tek bir Türk vatandaşı kalmayana kadar orada olacağını, Türk vatandaşlarını ve
yabancıları oradan çıkaracaklarını kaydetti.
Şu an itibarıyla 210 Türk vatandaşının uçaklara intikal ettiğini belirten Davutoğlu, 1 THY uçağı,
CASA tipi 2 Türk
Hava Kuvvetleri uçağı ve 1
Sağlık Bakanlığı uçağının havaalanında hazır beklediğini, vatandaşların intikalinin devam ettiğini bildirdi. Bu uçaklara binen Türk ve yabancı yolcuların İstanbul'a geleceğini, cenazelerin de İstanbul'a, yaralıların Ankara'ya getirileceğini söyleyen Davutoğlu, cenazelerden 3'ünün kimliğinin tespit edildiğini, 4'üncüsünün üzerinden ise sadece
kredi kartı çıktığını ve kimliğinden emin olmak istediklerini kaydetti.
Bakan Davutoğlu, 2 vatandaşın da çok ağır yaralı oldukları için hareketlerinin mümkün olmadığını söyleyerek, bu iki yaralının orada kalacağını, ancak onlar için bir doktoru başlarında bırakacaklarını bildirdi. Davutoğlu, "Hiçbir vatandaşımızı kimsenin merhametine terk etmeyiz" dedi.
Uluslararası alanda yaptıkları çalışmaları anlatan Davutoğlu, saldırının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Brezilya'dan Şili'ye, kendisinin de Washington'a intikalleri sırasında meydana geldiğini hatırlatarak, olayların haberinin kendisi
Hollanda Antilleri üzerindeyken geldiğini ve bu nedenle uçağın rotasını ani bir kararla New York'a çevirdiklerini aktardı. BM
Güvenlik Konseyinin (
BMGK) acil olarak toplantıya çağrılmasını talep ettiklerini hatırlatan Davutoğlu, konseyin herhangi bir olayda görülemeyecek bir süratle, üstelik ABD'de
tatil olan bir günde toplandığını bildirdi.
BMGK KARARI
Davutoğlu, BMGK Başkanlık kararı açıklamasında Türkiye'nin talep ettiği bütün unsurların yer aldığını söyleyerek, bu talepleri şöyle aktardı:
"Taleplerimiz netti. Öncelikle bütün vatandaşlarımızın ve gemilerin serbest bırakılmaları. Uluslararası bağımsız bir
komisyon kurulması ve bu komisyonun ulaşacağı neticelere göre hayatlarını kaybedenlerin ailelerinin tazmin edilmeleri, BM'nin 1860 sayılı kararına aykırı olarak süren Gazze ambargosunun kaldırılması ve yardımların Gazze'ye ulaştırılması."
New York'tan sonra Washington'a geçtiğini ve ABD Dışişleri Bakanı
Hillary Clinton ile bir araya geldiğini anımsatan Davutoğlu, Clinton ile iki buçuk saati aşan bir görüşme yaptıklarını, ilk olarak bu görüşmenin
İran hakkında düzenlendiğini, ancak son saldırı nedeniyle gündemin değiştiğini belirtti ve şunları söyledi:
"Biz ABD'den NATO üyesi olarak
dayanışma içinde olmasını beklediğimiz, bu dayanışmayı da göstermiş ülkedir, İsrail ile çok yakın ilişkisi olan bir ülke olarak şu hususta kesin kararlılığımızı ifade ettim: 'Eğer 24 saat içinde, yani bugün akşama kadar vatandaşlarımız serbest bırakılmazsa, İsrail ile ilişkilerimizi tümüyle gözden geçiririz.' Uygulamayı düşündüğümüz ilk aşamadaki tedbirleri de kendilerine aktardım ve devreye girmelerini talep ettim."
Bakan Davutoğlu, daha sonra Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkanı
Barack Obama ile telefonda görüştüğünü hatırlatarak, kendisinin de ziyaretine gelen ABD
Ulusal Güvenlik Danışmanı Jim Jones ile görüştüğünü, Jones'un ellerinden geleni yapmakta olduklarını ve Türk vatandaşlarının teslimi konusunda aldıkları kararları ile ilettikleri mesajları kendisine aktardığını bildirdi. Bu mesajlar üzerine görüşmeler sonrasında, bahsettiği heyeti İsrail'e gönderdiklerini anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Umarız ki bir daha bu tür gelişmeler yaşanmaz. Doğu Akdeniz'i biz bir barış havzasına dönüştürmek istiyoruz. Hiçbir ülkenin uluslararası hukuka aykırı şekilde uluslararası sularda herhangi bir gemiyi durdurma,
arama ve o gemidekilere saldırıda bulunma hakkı yoktur ve buna uluslararası
toplum izin vermemelidir. Gerçekten de uluslararası toplum bu konuda çok güçlü bir dayanışma sergilemiştir."
TÜRK MİLLETİ DUYARSIZ KALAMAZ
BMGK toplantısına katılan bütün ülkelerin Türkiye'ye
destek verdiğini, hepsinin tek tek gelerek
başsağlığı dilediğini anlatan Davutoğlu, ayrıca çok sayıda ülkenin dışişleri bakanının kendisini ya da liderlerin Başbakan Erdoğan'ı arayarak dayanışmalarını vurguladığını belirtti. "Bu umarım ki herkese bir
ders olmuştur" diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Uluslararası hukukta hiçbir ülkenin ayrıcalığı yoktur. Bütün ülkeler uluslararası hukuka tabidir, hiç kimse kendini uluslararası hukukun üstünde göremez. Filistin'deki insan hakları ihlalleri ve Gazze'ye yönelik ambargo insanlık suçudur, bu da sürdürülemez. Herkes bir kez daha düşünüp Orta Doğu'da kalıcı barışın tesisine yönelik adımlar atmak durumundadır, başta İsrail olmak üzere. Türk milleti bu bölgedeki bütün gelişmelerden kendini tarihi bakımdan sorumlu hisseden bir millet olarak, bu gelişmelere duyarsız kalamaz ve kalmayacaktır, Bundan sonra da bölgedeki bütün gelişmeleri takip edecektir."
İstişarelerin NATO ve BM İnsan Hakları Komitesi gibi diğer uluslararası platformlarda da sürdüğünü belirten Davutoğlu, birinci hedeflerinin vatandaşların sağ salim ailelerine kavuşturulması olduğunu bildirdi. Yarından itibaren de BM Genel Sekreteri ile temas kuracağını ve uluslararası bağımsız bir tetkik komisyonu kurulması için temaslara başlayacağını kaydetti. "Bu komisyonun alacağı kararlar çerçevesinde sonra atacağımız adımları da tespit edeceğiz" diyen Davutoğlu, bazı hususları da özellikle vurgulamak istediğini kaydetti.
MUSEVİ VATANDAŞLARA VE İSRAİLLİ DİPLOMATLARA GÜVENCE
Davutoğlu, İsrailli diplomat eşleri ve ailelerinin kendilerini güvende hissetmedikleri için Türkiye'den ülkelerine dönme talebinde bulunduklarını öğrendiğini söyleyerek şunları kaydetti:
"Kendilerine ve bütün diplomatlara davrandığımız gibi İsrailli diplomat ve eşlerine sesleniyorum; onların güvenlikleri bizim devletimizin namusudur. Bütün
büyükelçiliklerin güvenliğini temin etmek bizim görevimizdir. Hiçbir şekilde tereddüt etmemelidirler.
Musevi vatandaşlarımız da bizim toplumumuzun asli unsurlarıdır. Yabancı değillerdir, yüzyıllarca birlikte yaşadık, bundan sonra da yaşamaya devam edeceğiz. Bütün vatandaşlarımızın Musevi dostları ile dayanışma içinde olmaları gerekir. Biz ayrım gözetmeyiz, bizim devlet geleneğimizde vatandaşlarımız arasında bir ayrım söz konusu olmaz. Etnik ya da dini temelli bir ayrım söz konusu değildir. Onların güvenliği bizim güvenliğimizdir. Musevi vatandaşlarımızdan müsterih olmalarını rica ediyorum."
Davutoğlu, aynı şekilde İsrailli turistlerin de rahat olmalarını isteyerek, onların Türkiye'nin misafirleri olduğunu bildirdi. Davutoğlu, daha sonra şunları söyledi:
"Biz vatandaşlarımızın hukukunu korurken bizi kimsenin
test edemeyeceği kadar sert ve kararlı oluruz. Ama misafirlerimize, farklı etnik ve dini temelden vatandaşlarımıza, burada bulunan büyükelçilik mensuplarına is
e devlet olarak şefkatlerin en şefkatlisi ile davranmaya kararlıyız. O bakımdan herkesin müsterih olmasını istiyoruz. Bütün bu gelişmeler göstermiştir ki,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, vatandaşlarının hukukunu korumak kudretine maliktir, kimse bu kudreti test etmemelidir. İki gündür yoğun bir his ortamı içinde olundu, bu tepkileri gayet iyi anlıyoruz. Ancak şimdi tepkilerin yerini sükunetin ve itidalin alması gerekmektedir."
AA