İnanılmaz ilgi, bazen köy muhtarını telaşa sokuyor. Çünkü o kadar yoğun bir ziyaretçi trafiği var ki, köy toz
duman altında kalıyor. Tek
Türkiye, en zor koşullarda çekilen bir Türk dizisi diyebiliriz. Mağaralarda çekilen, bütçesi dar, yüreği geniş insanlarla oluşan mükemmel bir yapım;
Tek Türkiye!....
Durum böyle olunca figüranlarından, başrole inanılmaz bir ilgi görüyor
oyuncular.
İstanbul’dan
Konya’ya sete daha yeni gelmiş yorgun güzel, Dila’dan, dağları evi bilmiş
Şivan’a mükemmel bir performans var sette. Yeni bölümün sahne çekiminde, Tarık, Botan ve Doktor Yıldız bir derenin kenarında. Ve Tuğçe Doras, çekim esnasında nerdeyse dereye düşecekken Botan yani Kadim
Yaşar kurtarıyor Tuğçe Doras’ı. Çünkü zemin o kadar çamurlu, o kadar kaygan ki. Ayakta durmakta zorlanılan yerde oyuncular mükemmel bir başarı sergiliyorlar. Hem bu zorluklarla hem de
seyircileriyle ayrı ayrı ilgileniyorlar.
Hele Özlem Akınözü, Özgül Sağdıç ve Sabri Özmener bir başka. Seyirci, başımızın tacıdır diyerek, gelen ziyaretçilere özel bir ilgi gösteriyorlar. Hepsi ile
teker teker fotoğraf çektiriyorlar. En az set kadar yorucu olsa da bu iş, “
Sevgiler karşılıklı, onlar bizi seviyor ki fotoğraf çekmek istiyor, onları kırmak elde mi” diye düşünen tüm oyuncular tarafından özenle gerçekleştiriliyor.
Sette bir
diyalog gözden kaçmıyor,
Ankara’dan gelmiş bir beyle fotoğraf çektiren Özlem Hanım daha sonra Sabri Özmener’e “ Bak manevi oğlum gelmiş” diyor. Sabri Bey’de “Ya senin ne kadar da çok oğlun var” diyor. Anlayacağınız oyuncu ve seyirci bütünlüğü tam bir
aile sıcaklığında..
Bu zor koşullarda bu büyük başarının sırrı da bu herhalde.. Cumartesi- Pazar günleri Tatköy, tam bir ana
baba gününe benziyor. Resmen bir insan seli oluşuyor. Hatta oyuncular kendi aralarında Pazar’ı artık “Kanlı Pazar” olarak değerlendiriyorlar.
İzdihamdan dolayı yaşanan zorluk sebebiyle. Herkesin elinde
fotoğraf makinesi “–Şivan nerde, -Tarık nerde” sesleri arasında kendinizi kaybediyorsunuz.
Osmaniye’den gelen iki
otobüs, Ankara’dan gelen,
Mardin’den gelen, İstanbul’dan gelen yüzlerce seyirci, seti, sanatçıları, mağaraları, dinlenme yerlerini görmek için
yarış yapıyorlar. Minibüsler, servisler, özel arabalar set alanı ziyaretçilerin vasıtaları ile dolup taşmış bir vaziyette. Sabri Özmener, “Diğer kanallarda birçok projede yer aldım, ama seyirciden bu kadar ilgi sadece Samanyolu’nda gördüm” diyor.
Set, Türkiye’nin hemen her yerinden ziyaretçi alıyor. Ve bu ilgi gün geçtikçe artıyor. Sadece setleri ziyaret etmekle,
Perşembe akşamlarını ona ayırmakla kalmayan hayranlar internet aleminde de onlara özel fan
siteleri açmış. Özgül Sağdıç için: www.ozgulsagdic.ile.biz, Özlem Akınözü için: www.ozlemakinozu.net,
Ozan Çobanoğlu için: www.
ozancobanoglu.net.tc, Eren Özyalçın için: www.erenozyalcin.ile.biz ve bunlara benzer birçok site.
Bu siteler bu siteye üyeler bu dizinin ne kadar benimsendiğinin
reyting kaygısı taşımaması gerektiğinin göstergelerinden sadece biri. Seyirciler kendilerini dizi ile o kadar birleştirmiş ki, seyircilerden biri Özgül Sağdıç’ın fotoğrafını istiyor, bir tane veriyoruz “A ama bu yeni çekilmemiş yeni çekip bize iletin” diyor. Yeni çekilmediğini nerden anladınız diye sorunca oda “ Berfin, bu kostümü ilk sezonda giyiyordu, oradan anladım” diyor.
Biz de diyecek söz bulamıyoruz. Bu sevgi seline sadece “41 kere Maşallah” diyoruz.