Yazılı açıklama yapan Sezgin Tanrıkulu, Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır mitinginden sonra Hrant Dink cinayetiyle ilgili yaptığı açıklamada, söz konusu cinayetin kişiselleştirilmiş bir dava olduğunu söylediğini aktardı. Tanrıkulu, Dink’in yazılarını, düşüncelerini kabullenmeyenler tarafından öldürüldüğünü ileri sürmenin sorumluları korumak olduğunu vurguladı. Cinayetin bütün dünyada yankı bulmuş olan en sarsıcı siyasî cinayetlerden biri olduğuna da dikkat çekti.
Dink cinayetinde farklı kesimlerin parmağı olduğu, sorumluların ve ihmalkârların bizzat AK Parti iktidarı tarafından korunup ödüllendirildiğinin açık olduğunu savunan Tanrıkulu, şöyle devam etti: "Tayyip Erdoğan’ın Dink cinayetini kişisel husumete indirgeme çabası kasıtlıdır. Her ne kadar cinayetin bazı failleri yakalanıp yargılanmış olsa da Dink davasında esas aktörler başından itibaren yargıdan kaçırılmıştır. Esas aktörlerin yargıdan kaçırılması için uydurulan kılıf da cinayetin kişisel bir husumetle işlendiği iddiasıdır. Dink davası şahsi değil, organize ve siyasi bir cinayettir. Tayyip Erdoğan da bu organizasyonda yer alan aktörleri bilmektedir. Hatırlanacağı gibi Dink’in öldürülmesinden saatler sonra, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da benzer bir açıklamada bulunarak sorumluları gizlemeye çalışmıştı. Acaba o zaman Cerrah’ın çok tepki toplayan açıklamasının arkasında da Tayyip Erdoğan mı bulunmaktadır? Merak ediyoruz; Erdoğan’ın bazı emniyet mensuplarına yönelik operasyon sürecinde Dink davasıyla ilgili böyle bir açıklama yapmasının arkasında nasıl bir telaş yatmaktadır? Bu soruların yanıtları er veya geç ortaya çıkacağı gibi Dink davasında da esas sorumlular ve organizatörler ve onları koruyanlar mutlaka yargı önünde hesap verecektir."