Gerçekten de
Hakim Kuban'ın
nöbeti adeta Baylyoz
darbe planından tutuklanan
muvazzaf ve
emekli askerlerin yoğun
tahliye trafiğine sahne oldu.
İşte Şamil
Tayyar'ın önce 24
Mart 2010'da köşesine taşıdığı Hakim
Oktay Kuban ve
HSYK ile ilgili çok ilginç iddialara yer verdiği yazısı ile 29 Mart 2010'da 'Gel vatandaş gel' başlığı ile kaleme aldığı o iki çarpıcı yazı.
24 Mart 2010 / Sürpriz tahliye olabilir mi?
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 2009 yılı yaz kararnamesiyle Diyarbakır'dan
İstanbul'a atamasını yaptığı Hakim Oktay Kuban, biliyorsunuz, özel yetkili 12. Ağır
Ceza Mahkemesi üyesi...
En önemli ilk icraatı,
Albay Dursun Çiçek hakkında verdiği tahliye kararıydı. Sonraki icraatı ise
Kafes Eylem Planı'na muhalefet şerhi koymak oldu.
Kuban, şimdi
nöbetçi hakim. 22 Mart'ta başlayan nöbet, 29 Mart'ta doluyor. Merak ediyorum, bu arada
sürpriz tahliye kararları çıkabilir mi?
(
Şamil Tayyar /
Star gazetesi)
29 Mart 2010 / Gel vatandaş gel
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 2009 yılı yaz kararnamesiyle Diyarbakır'dan İstanbul'a atadığı Hakim Oktay Kuban'ın 22-29 Mart tarihleri arasındaki nöbet çizelgesini, 24 Mart tarihli yazımda aktarmıştım.
Malum, bu süreçte en önemli icraatı,
Albay Dursun Çiçek hakkında verdiği tahliye kararıydı. Sonraki icraatı ise
Kafes Eylem Planı'na muhalefet şerhi koymak oldu.
Bu tespiti yaptıktan sorduk: "Kuban, şimdi nöbetçi hakim. 22 Mart'ta başlayan nöbet, 29 Mart'ta doluyor. Merak ediyorum, bu arada sürpriz tahliye kararları çıkabilir mi?"
Sonra ne oldu?
Balyoz Darbe Planı
soruşturması kapsamında ifadeye çağrılınca
rapor alıp gözlerden uzaklaşan
Harp Akademileri Komutan Yardımcısı Korgeneral
Yurdaer Olcan, birden bire iyileşti ve ifade vermeye geldi.
Özel yetkili savcılar Süleyman Pehlivan ve Ali
Haydar, 3.5 saatlik sorgulamanın ardından tutuklanması talebiyle nöbetçi İstanbul 12.
Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk etti. Hakim Kuban, tahliye kararı verdi.
Bu arada sürpriz bir gelişme daha yaşandı.
Balyoz Darbe Planı'nın 1 numaralı şüphelisi olduğu iddiasıyla tutuklanan emekli
Orgeneral Çetin Doğan'ın
avukatları, sessiz sedasız tahliye talebinde bulundular. Oysa eskiden neredeyse davul zurna eşliğinde duyurularını yaparlardı.
Derken tahliye talepleri birbirini izledi. Balyoz kapsamında tutuklanan ancak Kafes Eylem Planı iddianamesinde Danışma Kurulu Başkanı olarak yer alan eski
Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli
Koramiral A. Feyyaz Ögütçü ile
Tümgeneral Abdullah Dalay tahliye için sıraya girdi.
Pazarcı ağzıyla
tarif etmek gerekirse, gel vatandaş gel...
Doğan ve Öğütçü, tahliye taleplerine
cevap beklerken, Hakim Kuban, Mason üstatlarına suikast iddiasıyla gözaltına alınan Avukat Yusuf Erikel'i, ardından dün öğleden sonra Dalay'ı serbest bıraktı.
Şimdi sırada, Doğan ve Öğütçü'nün tahliye talepleri var. Hakim Kuban nasıl karar verirse versin,
sanık ve şüphelilerin, dilekte bulunmak için ağaca bez bağlayan yatır ziyaretçileri gibi bu nöbette tahliye kuyruğuna girmesi bile başlı başına
mesaj yüklü değil mi?
Sorumlu kim? HSYK...
Onlar ne yapıyor? 282 hakim ve savcının soruşturma geçirdiği 191
disiplin dosyasını rafa kaldırmakta,
Ergenekon ve
faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmaları yürüten savcılar ile davaya
bakan hakimleri harcamakta beis görmüyor, terfilerini engelliyor, kurulu tıkadığı gerekçesiyle
Adalet Bakanlığı Müsteşarı hakkında suç duyurusunda bulunuyor.
Bu durum bile başlı başına
reformu zorunlu kılmıyor mu? Çetelerle mücadele edemeyen
Türkiye, nasıl şeffaflaşacak? Nasıl öngörülebilir bir
ülke olacak?
Sonsöz; Gelinen aşamada sorulması gereken iki şu... Şamil Tayyar bu tahliye trafiğini bir yerlerden mi haber aldı? Yoksa 'bağıra bağıra' gelen bu durumu yazma cesaretini mi gösterdi?
(Şamil Tayyar / Star gazetesi)
Zaman