Yeni
Ergenekon dalgasını değerlendiren Şamil
Tayyar, "Örgütün tepesine, bir numaraya doğru giden bir dikey
operasyon yerine ikinci
iddianamedeki eksik parçaların tamamlanmasına yönelik bir yatay operasyon" dedi.
Ergenekon soruşturmasıyla ilgili kitaplar yazan ve konuyu çok yakından takip eden
Star Gazetesi
Ankara Temsilcisi
Şamil Tayyar, son dalgayı NTV canlı yayınında değerlendirdi.
Kararı veren hakimlerin ve kararın oluşmasını isteyen savcıların elinde ne tür belgelerin olduğunu bilmediğimizi söyleyen Tayyar, "Dolayısıyla bu konuda yapacağımız değerlendirmeler çok sağlıklı olmayabilir. Ancak ikinci iddianame üzerinden belki bir tahminde bulunmak söz konusu olabilir. Özellikle Şener
Eruygur’un ve ekibinin evinde ve ofisinde ele geçirilen belgelere referans yapılarak yürütülmüş bir operasyon gibi geldi bana" dedi.
Tayyar, şöyle devam etti:"Sadece bu değil elbette, ondan sonraki süreçte yaşanan bazı hadiseler de buna eklemlenmiş olabilir. Orada
Şener Eruygur’da ele geçen ve altında imzası bulunan
Cumhuriyet Çalışma Grubu ve
Ulusal Birlik Hareketi çerçevesindeki değerlendirme raporlarında bazı unsurlar vardı. İşte üniversitelerin bu amaçla kullanılması ve
darbe zemini oluşturmaya yönelik projeye
destek verilmesi için özellikle bazı
sivil toplum kuruluşlarının kullanılması gibi bir
takım ifadeler var.
Ayrıca bunları destekleyici çok sayıda açıklamalara gönderme yapılıyor ikinci iddianamede.
Dolayısıyla bugün ifadesine başvurulan,
gözaltına alınan isimlerin aşağı yukarı tamamına yakını olmasa bile önemli bir kısmının isimleri ikinci iddianamede geçiyor.
Benim için çok
sürpriz bir operasyon gibi görünmüyor. Gözaltılar veya aramalar elbetteki söz konusu isimleri suçlu yapmaz. Ayrıca yürütülen operasyon sonucunda belki bazıları hakkında kovuşturmaya bile gerek görülmeyebilir. O nedenle de soruşturmanın sonucunu beklemekte yarar var"
İKİNCİ İDDİANAMENİN EKSİK UNSURLARI TAMAMLANIYOR
Gazeteci Şamil Tayyar, "Bu derece geniş gözaltı bekliyor muydunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Açıkçası bekliyorduk, hatta ikinci iddianamenin açıklanmasından hemen sonra katıldığım yerlerde isnat edilen suçlamalarla ilgili bazı unsurların eksik olduğunu, eğer bunları tamamlama konusunda bir irade varsa yeni dalgaların olabileceğini ifade etmiştim. Bu bana gelen bilgilerden değil, tam tersine ikinci iddianamenin ruhunu okumaktan kaynaklanan bir değerlendirmeydi. Çünkü orada
CHP ve MHP’de yönetimin değiştirilmesi, darbe zemini oluşturulmak üzere sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin kullanılması gibi bir takım iddialar var. Burada çok sayıda isme de gönderme yapılıyor.
Son operasyonu sanki örgütün tepesine, bir numaraya doğru giden bir dikey operasyon yerine ikinci iddianamede eksik kalan parçaların tamamlanmasına yönelik bir yatay operasyon olarak düşünüyorum.
Az önce CHP’li Mustafa
Özyürek’in ifadesi de bana biraz garip geldi. Çünkü bu karar, iki kamu görevlisinin bir sabah uyandığında verdiği bir karar değil, savcıların talebi üzerine
mahkemenin verdiği bir karardır.
Eğer hukukun üstünlüğüne inanıyorsak böyle bir
mahkeme kararı doğrultusunda yürütülen soruşturmaya saygı duymak gerekir. Elbette
eleştirilebilecek, maksadı aşan durumlar söz konusu olabilir, onlara ilişkin eleştiri hakkımız da saklıdır, bunu hepimiz yapabiliriz. Ancak bir mahkeme kararını hukuk dışı bir zorbalık olarak değerlendirmeyi de ben açıkçası bir hukuk adamına yakıştırmadım."
NTV