Şırnak 23. Jandarma Tümen Komutanlığı'nda bulunan askeri
hastanede
tavana gizlenmiş dört adet
savunma tipi el
bombası bulundu. 22
Ekim 2009 tarihinde
Askerî Hastane'nin Tıbbi Gaz Sistemi yapımı sırasında, görevliler tavan borularını
kontrol ederken, tesadüfen el bombaları düştü.
Şans eseri yakalanan bombalar, herhangi bir kazaya sebep olmaması için itina ile bantlanarak muhafaza altına alındı. Ardından da
tutanak tutuldu. 22 Ekim 2009 tarihinde Jandarma Tabip Asteğmen Serkan Ketenciler, İdari İşler Ast
subayı Jandarma Kıdemli Başçavuş Duran Duygu ve Sıhhiye
Onbaşı Vural Özmen'in altında
imzası bulunan tutanak da olay şöyle anlatıldı:
Tavandan el bombası düştü
“22 Ekim 2009 tarihinde saat 10:20 sıralarında
Askerî Hastane'de Tıbbi Gaz Sistemi yapımı sırasında, Klinik bölgesinde çalışma sırasında, asma tavanın açımı sırasında dört adet el bombasının düştüğü tesbit edildi. Yapılan ilk incelemede el bombalarının taarruz el bombası olduğunu, taba kısımlarının beyaz şeffaf bantla sarılmış olduğu tespit edilmiş olup, gerekli
emniyet tedbirleri alındıktan sonra, belli bir süre beklenerek emniyet alındıktan sonra incelenmek üzere alınmış olup iş bu tutanak tarafımdan tanzim ve imza altına alındı.”
Hastane İdari İşler Astsubayı Duran Duygu, bu tutanağın ardından, el bombalarını Jandarma
İstihbarat Üsteğmen
Coşkun Ulusoylu'ya teslim etti. Teslim sırasında “Teslim Tesellüm Belgesi” düzenlendi. Her iki asker de belgenin altına imza attılar. Şırnak Askerî Hastanesi Baştabibi Jandarma Tabip
Binbaşı Yusuf Özdemiroğlu da bu belgeye “görüldü” imzasını attı.
Komutan tanıdık bir isim
Askerî Hastane'den Şırnak 23 Jandarma Tümen Komutanlığı'na götürülen bombalar, daha sonra
imha ettirildi. Bombaların imha emrini veren isim ise Şırnak 23. Jandarma Tümen Komutanı
Tümgeneral Mustafa
Bakıcı. Bakıcı'nın ismi internet
andıcında da geçmişti. Bakıcı, dönemin
Genelkurmay 2. Başkanı
Orgeneral Hasan Iğsız'la birlikte andıçta imzası bulunan isimlerden biriydi. Hatırlanacağı gibi
İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın ardından belgenin orijinalinin yanı sıra
İnternet Andıç'ı belgesini de
meçhul subay savcılara göndermişti. Genelkurmay
Adli Müşaviri
Tuğgeneral Hıfzı
Çubuklu da bu andıcı kabul etmiş,
Başbakanlık emriyle 47 internet sitesini kurduklarını ve işlettiklerini
itiraf etmişti. Ancak Başbakanlık'ta böyle bir talimat bulunamayınca, Çubuklu, 2001 yılında
Bülent Ecevit hükümeti döneminde bu emri aldıklarını açıkladı. Fakat, Ecevit'in başbakanlığı döneminde de yazılı emir bulunamayınca, sözlü emir alındı diyerek olay kapatılmaya çalışılmıştı.
Sorular cevap bekliyor
Askerî hastanenin tavanına saklanıp, şans eseri yakalanan taarruz tipi el bombalarının ardından şu sorular cevap bekliyor: Bir hastanede el bombaları neden saklanır? Bombaları saklayanlar hakkında her hangi bir araştırma yapıldı mı? Yoksa olağan bir durum gibi sadece tutanak tutulup, sonra imha mı edildi? Kullanıma hazır haldeki bu bombaları saklayanların amacı neydi? Her hangi bir
eylem için hazırlanmış olup, eylem zamanı geldiği zaman hastaneden alınıp,
hedefe yönelik olarak mı kullanılacaktı? Yoksa hedef bizzat hastane miydi? Hastane yatan askerî
personel üzerinde bir
katliam mı planlanmıştı?TARAF