Terörle Mücadele Yasası'nda yapılan değişikliklerin ardından
taş atan çocukların yüksek cezalar almasına uzmanlar ve hukukçular karşı çıktı. Güney
doğu'daki çocukların savaş psikolojisi altında yetiştiğine işaret eden uzmanlar, ceza alan çocukların daha sonra birer 'canlı
bombaya' dönüşebileceğine dikkat çekti. Aileler ve hukukçular çocukların rehabilite edilmesi gerektiğini vurgulayarak Terörle Mücadele Yasası'nın ilgili bölümlerinin bir an önce değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
226. MADDE DEĞİŞMELİ
2006 yılında
Yargıtay'a giden bir davada, ceza dairesi sadece yürüyüş ve gösteri yasasına muhalefetten verilen cezayı bozmuştu. Daire, dosyada sanıkların, '
örgüt üyesi olmamak ile birlikte örgüt adına
eylem', 'örgüt propagandası ', 'devlet malına zarar', 'güvenlik güçlerine mukavemet' gibi suçlardan ayrı ayrı cezalandırılmasını istedi. Bu kararın Yargıtay
Ceza Genel Kurulu'nda kabul edilmesiyle çocuklar 5 ile 15 yıl arasında yargılanmaya başladı. Avukat Canan Atabay, 15 yaş altı çocukların
Çocuk Ağır Ceza Mahkemeleri'nde 15 yaş üstünün ise Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'nde yargılandığını hatırlattı. Bu ikiliğe Terörle Mücadele Yasası'ndaki düzenlemelerin neden olduğunu ifade eden Atabay, ceza alan çocukların birdenbire çocukluktan çıktığını söyledi. Cezaevine giren çocukların 'çok ciddi bir iş yapmış' gibi hissettiğini ifade eden Atabay, "Öncelikle Terörle Mücadele Yasası'nın 226. maddesinde değişiklik yapılması gerekiyor. 2911 sayılı yasanın 33/C maddesine göre 'çocuklar taş atmaktan' yargılanıyor. Bunun cezası da 5 yıldan başlıyor. Bu yasada
silah olarak sayılan bazı şeyler var. Taş da silah kapsamında değerlendirildiği için çocukların silahla eyleme katıldığı kabul ediliyor. Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına eylem yapmaktan yargılanıyorlar. Meraktan, arkadaşları katıldığı için veya kitle psikolojisi ile hareket edebiliyorlar. Yargılama yapılırken bunlara hiç bakılmıyor" şeklinde konuştu.
DAĞA GİTMEZLER
Prof. Dr.
Doğu Ergil, yörede mutsuzluk ve umutsuzluk olduğunu belirtti. Ergil, "Bu çocuklar ortamın şartları altında dövüle dövüle çok sertleşecekler.
Diyarbakır Cezaevi'nden çıkanlar dağa gitmişti. Çoğu gitmeyebilir. Mutsuzluklarını yitirmeleri nedeniyle simgesel olarak gördükleri düşmanlara taş atıyorlar. Ama hapse atıldıkları zaman umutlarını da kendilerinden almış oluyoruz. Eğer bu çocuklar rehabilite edilmezse
canlı bomba olurlar" diye konuştu.
‘AĞABEY BiR TAŞIN BEDELi 23 YIL OLMAMALI'
Taş attığı için yargılanan ve cezaya çarptırılan çocuklardan biri de Diyarbakırlı Hebun Akkaya.
Okul masraflarını karşılamak için çalıştığı işten çıktıktan sonra kendisini eylemin ortasında bulduğunu söyleyen Hebun göstericilerin arasında kaldıklarını söyleyerek yaşadıkalrını şöyle anlattı: "Mahkeme bizi tutukladı ve 23 yıl 6 ayla yargılandım. 6 yıl 11 ay ceza aldım. 10 ay 8 gün de cezaevinde yattım. Şu anda bu karar Yargıtay'da ve her an onun korkusuyla yaşıyorum. Ben masumum, yapmış bile olsam bu kadar şeyi yaşamam hak değildi. Ağabey, bir taşın bedeli 23 yıl olmamalı. Daha önce hedefim yoktu ama bu yaşadıklarımdan sonra
avukat olmak istiyorum."