Olayın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, yargıda herhangi bir ilerleme sağlanmazken, saldırıda yaralanan vatandaşlar, olayı gerçekleştiren Fikri Özcan'a askerlerin
yardım ettiğini gördüklerini ileri sürdü.
Genç'in Yayla Köyü'ne bağlı Eskiköy Mezrası'nda 19 Temmuz 2008 tarihinde
akşam saatlerinde meydana gelen saldırıda 4
köylü yaşamını yitirmiş, 6'sı da yaralanmıştı. Baskın, ilk olarak '
PKK köy bastı' şeklinde duyurulmuş, daha sonra resmi yetkililer '
kan davası', '
aileler arası husumet' olabileceğini açıklamıştı. Ancak aileler arasında herhangi bir husumetin olmaması, yaralı olarak kurtulan köylülerin de anlattıkları olayın,
JİTEM tarafından yapılmış olabileceği ihtimalini güçlendirdi.
Olay üzerinden bir yıl geçmesine rağmen açılan soruşturmada herhangi bir sonuç çıkmadı. Olayda yaralanan görgü tanıkları ve avukatları,
basın açıklaması yaparak, faillerin ortaya çıkarılmasını istedi. Görgü tanıklarından Fehmi Ak, olay günü 5-6 yerden otomatik
silahlarla kendilerine ateş edildiğini söyledi. Ak, "Köye kaçmaya başladık. Köyün etrafında da bir ateş çemberi vardı. Oradan da bize ateş ediliyordu.
Fırat Bayram yanımızda yaralıydı. Onu köye götürürken hayatını kaybetti." dedi.
Yaralı olduğu halde Fikri Özcan isimli kişiyle mücadele ettiğini aktaran Ak, "Tek elimle onun silahını tuttum. Kız kardeşim arkadan bana
destek verdi ve ona bir taş fırlattı. Biz onunla boğuşurken diğer taraftan üzerimize kurşun yağıyordu. Olay bir saat kadar devam etti." diye konuştu.
Saldırıda yaralanan Yakup Ak ise ilk ateşte Abdülhakim Ak'ın ayağından yaralandığını belirterek, "Sadece Fikri Özcan'ı gördüm, yukarıdan geliyordu. Bir elinde tabanca, bir elinde kaleşnikov vardı. Fikri Özcan'ın yerde ölmüş insanlara bile ateş ettiğini gördüm. O sırada bir ağacın arkasına saklanmıştım, beni gördü ve bana doğru gelmeye başladı, tabancayla beni yaraladı mermileri bittince kaçtı. Bu sırada yukarıdan bize ateş ediliyordu. Köye varmak istedik, ancak köyün girişinde tekrar saldırıya uğradık. Sivil insanlar bize yardıma koşuyordu, başka bir yerden onların üzerine
havan topu attılar. Jandarmayı aradık, yürüyerek bile 20 dakikada gelebilirlerdi ama kimse gelmedi. Normal bir silah sesi geldiği zaman bile helikopter havalanıp duruma bakıyordu. Biz 1,5 saate kadar yardım bekledik, kimse gelmedi. Yaralıları kendi imkanımızla hastaneye taşıdık." diye konuştu.
Olay sonrası mahkemeye dahi çıkarılmadıklarına dikkat çeken Ak, "Bir yıl geçmesine rağmen halen savcılar bir dosyayı çıkarmaz mı? Delilleri dahi kendimiz verdik. Savcıyı çağırdık gelmedi. Biz kendimiz gidip geldik. 4 insan ölüyor ve hala yargı 'kim öldürdü, nasıl öldürdü, kaç kişi ne ile öldürdü' sorusunu sormuyorsa, söylenecek bir şeyimiz yok" diye tepki gösterdi.
MAĞDURLARIN AVUKATI PAMUK: JİTEM'LE İLİŞKİSİ OLAN ŞAHIS HAKKINDA KİMSE BİR ŞEY YAPMADI
Saldırı sırasında yaralıların gördükleri Fikri Özcan adlı kişinin babası Şükrü Özcan'ın, daha önce PKK tarafından
ajan olduğu gerekçesiyle öldürüldüğünü belirten mağdurların avukatı Baran Pamuk, olayda kişilerin çok iyi seçildiğine dikkat çekti. Pamuk, olaydan dolayı kimsenin bugüne kadar tutuklanmadığını söyledi. Olayla ilgili teslim olan bir kişinin sonradan serbest bırakıldığını söyleyen Pamuk, "Nedense tüm aile fertlerinin olay esnasında gördüklerini beyan ettiği, JİTEM'le ilişkisi olduğunu düşündüğümüz bir şahıs ne aranmakta ne yakalanmaktadır. Olayın oluş şekli, seçilen kişiler ve idaresinin gösterdiği refleksler birlikte değerlendirildiğinde, olayın JİTEM tertibi olduğuna dair ciddi kuşkular bulunmaktadır." diye konuştu.
Olaydan sonra köylülerin olay yerinde kendi imkanlarıyla yaptığı aramalarda, bir kalaşnikof
marka silah, bir smith-wesson' marka tabanca, kalaşnikofa ait iki şarjör, onlarca boş mermi kovanı bulunmuştu. Bulunan deliller arasında ise en çok dikkat çekeni ise köylülerin olaydan sonra hastanede verdikleri bilgide, kendilerine yardıma gelen köylülere
havan mermisi atılmasıydı.
(CİHAN)