AK Parti Grubu'nda konuşan
Başbakan Erdoğan, AB yolundaki diplomasi trafiğine devam ettiklerini söyledi.
Sabah Almanya Başbakanı
Angela Merkel ile görüştüğünü açıklayan Erdoğan, "Merkel'e tarihi bir hata yapılmaması gerektiğini söyledim. AB,
Türkiye'nin üyeliği konusunda ciddiyetini ortaya koymalı, verdiği sözleri tutmalı. Biz üzerimize düşeni yaptık.
Kıbrıs konusunda çözümsüzlüğün sebebi Rumlar'dır. Umuyorum ki sonunda akl-ı selim galip gelecektir. Bu süreç duygusallıkla kararların verileceği bir süreç değildir. Türkiye'nin kaybedeceği hiç bir şey yoktur, kaybederse AB kaybeder." dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, AB sürecinde kritik bir dönemece gelindiğini belirterek, ''AB Türkiye için ne kadar gerekliyse, Türkiye de AB için o denli gereklidir'' dedi.
Erdoğan, partisinin
TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, AB sürecinde önümüzdeki 10 günün büyük önem taşıdığını, kritik bir dönemece gelindiğini ifade ederek, şunları söyledi:
''Biz diyoruz ki; Türkiye'nin AB'ye üyeliği, küresel bir vizyonun parçasıdır, 21. yüzyılın en önemli projesidir. Bu proje, bir
medeniyet akışı içinde önemli bir yer almıştır. Onun için de konjonktürel hesaplara, gündelik iç siyasete
kurban edilemeyecek kadar önemli bir meseledir.
Başından beri hep söyledik, bu kritik aşamada bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyorum; AB Türkiye için ne kadar gerekliyse, Türkiye de AB için o denli, o derece gereklidir.
Bugünlerde memnuniyetle görüyoruz ki
Avrupa kamuoyundan da sağduyulu sesler yükselmeye başlıyor. Avrupa'nın ve ABD'nin medyalarında önemli şahsiyetlerin kaleme aldığı yazılar yayınlanıyor. Buralarda çıkan
makaleler, Türkiye'ye yapılan haksızlıkları, büyük bir vizyon eksikliği olarak değerlendiriyor. Kendi kamuoylarına seslenerek, Türkiye'nin neden AB içinde yer alması gerektiğini onlar anlatıyor. Bizimle birlikte bazı Avrupalı liderlerin de başından beri savunduğu görüşlerdir bunlar.''
Erdoğan, bu makalelerde de tespit edildiği gibi Türkiye'nin sadece Avrupalı olmadığını, aynı zamanda Avrupa'nın sağlıklı ve zinde adamı olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin, varlığıyla AB'ye güç katacak bir
ülke olduğunu belirten Erdoğan, ''Avrupa'da Türkiye'nin önüne engeller çıkarmak, masadan uzaklaştırmaya çalışmak, vahim bir hata olacak aslında'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, dün görüştüğü
Norveç Meclis Başkanının ülkesinde yayınlanan bir gazetede, ''Türkiye, AB içinde yer almalıdır'' görüşünü savunan bir makale yazdığını hatırlatarak, ''Bu ülkede
milli gelir 57 bin dolar ve AB'ye girmeyi reddeden bir ülkedir. Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı çıkanların, çoğunlukla Ortaçağ bakışına sahip olduğunu söylüyor'' dedi.
İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt'in makalesini de hatırlatan Erdoğan, bu yazıda Kıbrıs'ta çözümsüzlükten kimin sorumlu olduğunun tespit edildiğini ve bazı liderlerin vizyonsuzlukla suçlandığını söyledi. Yazıda, Kıbrıs konusunda Türkiye'ye haksızlık yapıldığının anlatıldığını belirten Erdoğan, bunların, yabana atılamayacak yorumlar olduğunu söyledi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, AB sürecinin duygusallıkla kararların verileceği bir süreç olmadığını belirterek, ''Bu süreçte hissi davranamayız, karşımızdaki hissi davransa bile... Aklı selimle davranmaya mecburuz. Türkiye'nin kaybedeceği hiçbir şey yok, kaybederse AB kaybeder'' dedi.
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, AB ile ilişkilere değindi. Bu sabah Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüştüğünü belirten Erdoğan, ülke olarak düşüncelerini ilettiğini bildirdi.
Konuyla ilgili atılacak adımlarda bir yanlışın nelere mal olacağı üzerinde durduğunu anlatan Erdoğan, ''Temenni ederiz ki şu 14-15 Aralık'ta yapılacak liderler zirvesinde de böyle tarihi bir yanlışa gidilmez dedik. Bu anlamda,
telefon diplomasimiz yine kendileriyle devam edecek'' dedi.
Türkiye'nin AB üyeliğinin sadece iki taraf için değil, aynı zamanda küresel barış ve
refah için de ''yüzyılın fırsatı'' olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Biz de diğer sağduyulu sesler gibi diyoruz ki gelin, bu tarihi fırsatı kaçırmayalım. Bu tarihi fırsatın, Rum kesimi tarafından
ucuz oyunlarla rehin alınmasına izin vermeyin. AB, Türkiye'nin üyeliği konusunda ciddiyetini ortaya koymalı, verdiği sözlerin arkasında durmalıdır. Biz üzerimize düşeni yaptık. Kıbrıs meselesinde çözümsüzlüğün sorumlusu Rum tarafıdır. Söylenecek bir söz varsa onun da muhatabı, süreci tıkayan Rum tarafı olmalıdır. Kapsamlı çözümünün zemini de AB değil, BM'dir. Bunu, sadece biz söylemiyoruz. Az önce değindiğim yorumlarda da bu gerçek cesaretle ifade ediliyor. Artık herkes gerçeği görmelidir. Biz Türkiye olarak yapıcı olmaya gayret ediyoruz, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz
Cuma günü Ankara'ya gelen AB dönem Başkanı
Finlandiya Başbakanı ile bu istikamette birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Umuyorum ki sonunda aklı selim galip gelecek.''
İNİŞLER ÇIKIŞLAR MUTLAKA OLACAKTIR
Erdoğan, AB sürecinin kolay değil zor bir süreç olduğuna; geçmişte bunun yaşandığına, inişler ve çıkışların mutlaka olacağına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama ben öncelikle siz milletvekili arkadaşlarımdan ve gerekse bizi ekranları başından izleyen sevgili vatandaşlarımdan özellikle bir şey bekliyorum; bu süreç, duygusallıkla kararların vereceği bir süreç değildir. Bu süreçte hissi davranamayız, karşımızdaki hissi davransa bile... Biz tam aksine aklı selimle davranmaya mecburuz. Önünde sonunda, er geç aklı selim galip gelecektir. Şunu bilmenizi istiyorum; Türkiye'nin kaybedeceği hiçbir şey yok, kaybederse AB kaybeder.''