Ergenekon yapılanmasının 13
Nisan 1999 tarihinde "nükleer,
kimyasal, biyolojik
silah" başlıklı bir
rapor hazırladığı ortaya çıktı.
Taraf Gazetesi'nin haberine göre raporda silahların ne kadar ölümcül etkileri ayrıntıları ile anlatılıyor. Ergenekoncuların raporu hazırlama gerekçesi ise akıllara durgunluk veriyor. Örgüt kitle
imha silahları üreterek
terör örgütlerini
kontrol altına almayı ve
ekonomik kazanç elde etmeyi amaçlamış.
Ergenekon sanıklarında ele geçen “nükleer, kimyasal, biyolojik silah” başlıklı
belge kitle imha silahı üretme, geliştirme planını ele veriyor. Belgede bu silahların
üretim teknikleri, formülleri aktarılıyor. Belgede hangi silahın ne kadar öldürücü olduğu ayrıntılarıyla anlatılıyor ve planın gerekçesi şöyle: Ekonomik gücümüz artar, bütün
terör örgütlerini kontrol ederiz ve büyük
finans gücü sağlarız.
Ergenekon’un
Strateji Grubu tarafından hazırlanan 13
Kasım 1999 tarihli NBC Silahlar Üretim ve Analiz adlı 24 sayfalık raporda kimyasal ve biyolojik silahlarla ilgili detaylı bilgiler yer aldı. Raporda biyolojik ve kimyasal silahların bileşimi, gazlar, yapım formülleri, etki hızı, etkinliği ve tüm yapım aşamaları tablolar eşliğinde anlatılıyor.
FORMÜLLER DE VAR
“Bazı Biyolojik Maddelerin Özellikleri ve Semptomları” başlıklı bölümde formüller ve dozaj bilgileri verilip, hazırlanan ilaçları kullanan kişinin yaşayacağı komplikasyonlar, hangi zaman aralığında öleceği gibi ayrıntılı şemalar yer alıyor. 50’nin üzerinde ilaç formülü verilip, “Etki Hızı” başlığında ilacı kullanan kişinin kaç gün içinde öleceği, “Etkiler” bölümünde ise bu süre içinde vücudunda yaşayacağı
metabolizma değişiklikleri ve komplikasyonlar sıralanıyor.
21. YÜZYIL SAVAŞLARI
Rapor’un genel değerlendirme bölümünde ise bu silahlara sahip olma ve üretmenin amacı şöyle ifade ediliyor; “
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet göstermekte olan Ergenekon’un dikkatlerine sunulan bu çalışmanın amacı; kimyasal ve biyolojik silah üretimine yönelmenin kaçınılmaz gerekliliğine olan inancımızdır. 21. yüzyılda özellikle ‘
gelişmekte olan ülkeler’ adıyla tanımlanan ülkeler ile terör örgütleri kimyasal ve biyolojik savaşa yöneleceklerdir. Bunun en önemli nedeni, kimyasal ve biyolojik silahların nükleer silah üretiminden daha
ucuz ve kolay olmasıdır.”
Raporda “21. yüzyılda ‘halkların’
bağımsızlık savaşına yöneleceğinin kaçınılmaz olduğu” belirtilip, 21. yüzyıl “terör yılı haline gelecektir” deniliyor. Terör’ün siyasal platformlarda “lânetleneceği” ancak sinsi ve gizli bir biçimde gelişmiş güçlerce destekleneceği de raporda yer alan bilgiler arasında. 21. Yüzyıl’da
Türkiye için en büyük tehlikenin “etnik ve dinsel terör” olacağı vurgulanan raporda bu tip örgütlerin yakın gelecekte kimyasal ve biyolojik silahlara yönelecekleri de vurgulanıyor.
YURTDIŞINDA FABRİKA
Siyasal finans gruplarınca finanse edilen terör gruplarının biyolojik ve kimyasal silah üretimini tesislerinin en iyi müşterisi olacağı iddia edilen raporda, bu gerçeklerden hareketle Türkiye’nin kimyasal ve biyolojik silah üretimine yönelmesi gerektiği, gerekirse yurtdışında bu tür bir üretim ünitesi kurulabileceği de belirtiliyor. Ayrıca bir Türk işadamının ismi de verilerek
fabrikasında gizlice ürettiği kimyasal silahları “örtülü yollardan” Birinci
Körfez Savaşı sırasında
Irak’taki
Saddam yönetimine sattığı da raporda iddia ediliyor.
YETERLİ ELEMAN VAR
Raporda Türkiye’de biyolojik ve kimyasal silah üretimi gerçekleştirecek bilgi donanımına sahip
genç bilim adamlarının olduğu vurgulanarak, “Bu kişilerin görmezden gelinmesi halinde başka güçlerin bu insanları kontrol altına alıp çalışmalara yönelteceği de gözardı edilmemelidir” deniyor.
Raporun sonundaki değerlendirme kısmında ise ilginç tespitler yer alıyor: “Türkiye çok ucuz maliyetle çok büyük kârların elde edilebildiği kimyasal üretime yönelmemiştir. Bu alanda yeterli insan kaynağı vardır ve bu kişiler
Alman kimya üretim tesislerinin birer pazarlamacısı durumuna düşmüş, al-satçı olmuştur. Ergenekon, Türkiye’nin ekonomik ve siyasal bağımsızlığına çok büyük katkıları olabilecek bu çalışmaları rahatlıkla gerçekleştirebilir. Böylelikle terör örgütlerini kontrol altına alırken, büyük bir finans gücü de elde edecektir.”
TARAF