Taraf Gazetesi'nin haberine göre, operasyonun altından ise ABD’nin bir süredir üzerinde çalıştığı petrol koridoru projesi çıktı. ABD, yaklaşık 11 aydır IŞİD’in kontrolü altında bulunan türbe için çözüm bulunmasını istiyordu. Türkiye, tahliyeyi önerdi. Bunun üzerine, ABD ile YPG ortamı hazırladı. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a da, operasyon konusunda bilgi verildi. TSK mensupları, açılan koridordan geçerek, türbede bulunan 38 personeli alarak yurda döndü. Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik operasyonu perde arkası ve ayrıntıları şöyle:
REHİNELERLE MASAYA GELDİ
Süleyman Şah Türbesi, ilk kez Türkiye’nin Musul Konsolosluğu’ndaki 49 personelin IŞİD tarafından kaçırılması ile birlikte gündeme geldi. Türbe, IŞİD ile rehineleri kurtarmak için yapılan pazarlıklarda masadaydı. Bölgedeki birçok cami ve türbeyi havaya uçuran IŞİD, yaz aylarında Türkiye toprağı sayılan Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’nun çevresini de kuşattı. Ancak Türkiye ile yakın ilişkileri nedeniyle IŞİD, türbeye saldırı düzenlemedi. Bunun yerine Süleyman Şah Türbesi’ni sürekli koz olarak kullanmaya başladı. Musul Konsolosluğu’ndaki personelin serbest bırakılmasına yönelik pazarlıklarda türbe gündeme geldi ve AKP hükümeti türbenin boşaltılmasını da bu esnada önerdi. TSK’ya da bu konuda bir ön hazırlık yapılması talimatı verildi. Ancak IŞİD daha sonra bu pazarlıktan vazgeçti. 11 aydır türbeyi adeta kuşatma altında tutan IŞİD, türbedeki askerî personelin değiştirilmesine de izin vermedi. Gıda ve diğer ihtiyaç malzemelerinin karşılanması ise IŞİD ve ÖSO üyelerine rüşvet verilerek gerçekleştirildi.
TAŞIMAYI AKP ÖNERDİ
Öte yandan ABD, Irak ve Suriye’deki enerji kaynaklarını taşımak için bir süredir güvenli koridor oluşturmaya çalışıyor. Bu çalışma kapsamında koridorun, Kürtlerin yoğun olarak bulunduğu bölgeden geçmesi öngörülüyor. Süleyman Şah Türbesi de bu bölgede bulunuyor. ABD, koridorun güvenliği için, Süleyman Şah Türbesi ile ilgili sıkıntının giderilmesini istedi. Bu görüşünü de Türk hükümetine iletti. AKP de, ABD’ye türbeyi tahliye etmeyi önerdi. Bu plan da ABD tarafından kabul edildi.
ESAD’A BİLGİ VERİLDİ
Tahliye operasyonu kapsamındaki askerî çalışmaları ise ABD, YPG ve TSK gerçekleştirdi. ABD, operasyondan önce türbenin çevresindeki IŞİD mevzilerini bombaladı. YGP de, güvenlik koridorunun açılmasında ABD ile birlikte hareket etti. Yani, ortam bir anlamda ABD ve YPG tarafından hazırlandı. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a ise, operasyonla ilgili olarak bilgi verildi. Bilgi hem Ankara tarafından hem de ABD tarafından verildi.
ALGI OPERASYONU İÇİN ÇALIŞTILAR
Operasyon aslında daha önceden planlanmıştı. Ancak AKP Hükümeti, tahliye için zaman istedi. Bu süreçte, operasyonun algı ayağına yönelik çalışma yapıldı. Olayın nasıl anlatılacağı ve bu yapılırken ne tür donelerin kullanılacağı konusunda çalışma yapıldı. Basına servis edilecek fotoğraflar için bile özel çalışma yapıldı. Yani bir anlamda, tahliyeden çok olayın kamuoyuna nasıl servis edileceği üzerinde duruldu. Operasyonun ismi konusunda bile özel çalışma yapıldı. Tank sayısının yüksek tutulması da, algı operasyonun bir parçası olarak tasarlandı. Operasyondan önce, IŞİD’in veya Esad’ın, Türk askerlerine saldırı düzenlemesi zaten beklenmiyordu.
KEŞKE HAKLI ÇIKMASAYDIK
Bir gazeteci için, yazdığı haberin gerçekleştiğini görmek mutluluktur. Ancak, doğru olduğunu bildiğinin halde bazı haberlerin “gerçekleşmesini” istemezsiniz. Süleyman Şah Türbesi’nin “tasfiye” edileceğine yönelik haber de bunlardan biriydi. . 2014’ün Ağustos ayında kaynaklarım, Süleyman Şah Türbesi’nin, IŞİD tarafından rehin alınan 49 konsolosluk personelinin “serbest bırakılması” için pazarlık konusu yapıldığını söyledi. İddiayı araştırdığımda, bilginin doğru olduğunu hatta, Genelkurmay’dan tahliye konusunda ön çalışma yapmasının istendiğini öğrendim.
Bu bilgileri de, “Süleyman Şah Türbesi, IŞİD’e veriliyor” başlığı ile haberleştirdim. Haber, Taraf Gazetesi’nin 21 Ağustos 2014 tarihli sayısında, manşetten yayınlandı. Hatta haberin yayınlanmasının ardından Twitter fenomeni Fuat Avni, “IŞİD’e Süleyman Şah Türbesi verileceği gün yüzüne çıkınca, planlar alt üst oldu. Dışişleri’nde koşuşturmalar oluyor” yazdı. Haberin yayınlandığı günün sabahından itibaren, hükümet üyeleri, AKP yöneticileri, hükümete yakın gazeteci ve yazarlar, Taraf’ı ve beni “vatan haini” ilan etti. Bu süreçte pek çok tehdit aldım. Aktrol olarak nitelendirilen yeminli AKP savunucuları ise, attıkları her mesajda, “türbe haberini yapan yalancı muhabir” olarak söze başladı.
Musul Konsolosluğu’ndaki personelin kurtarılmasının ardından da, bir çok kişi gazetemizi arayarak, hakaretlerini sürdürdüler. Benim haberimden yaklaşık 7 ay sonra yapılan bir operasyon ile Süleyman Şah Türbesi tahliye edildi. Haberin ardından bizleri “vatan haini” ilan edenlerin de, vatanın yurt dışındaki tek toprağı da gidince “yürekleri sızlar mı” bilmem. Ama biz, bizlere yapılan tüm hakaretlere, tüm tehditlere rağmen, “keşke haklı çıkmasaydık” diyoruz.
HÜSEYİN ÖZAY -TARAF