Öcalan'ın “Askerle karşı karşıya gelme ihtimali yüksek alanları terk edin” talimatının ardından
örgüt üyeleri
Türkiye topraklarından hızla çekiliyor...
Kürt sorununda iyi şeyler oluyor. Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, 2009'un
Mart ayında “Kürt sorununda iyi şeyler olacak” dediğinde yeni bir sürecin kapısı aralanmış, “
Demokratik Açılım” gündeme gelmişti. Habur'da sekteye uğrayıp bir süreliğine rafa kaldırılınca hayal kırıklığı yaşamıştık ama o süreç yeniden canlandı ve işliyor. Hakkari'de dokuz
PKK'lının öldürüldüğü olay ve dokuz
sivil vatandaşın hayatını kaybettiği
mayın katliamı, bu süreci durduramadı. PKK'nın “
Ramazan Ateşkesi”ni uzatması, devletin
İmralı'da Öcalan ile görüşmelere başlaması olumlu sonuç verdi; PKK silahlı güçlerini sınırdışına çekmeye başladı bile.
Riskli bölgelerden çekilin
Bölgeden görüştüğüm bir kaynak, Abdullah Öcalan'ın örgütten silahlı güçlerini ‘riskli' bölgelerden çekmesini ve askerle karşı karşıya gelme ihtimali yüksek alanları terk etmelerini istediğini söyledi. Hakkari'de dokuz PKK militanının öldürüldüğü olay ile dokuz köylünün öldüğü mayınlı katliamdan sonra bu çekilme kararının şekillendiği belirtiliyor. TSK'yla karşılaşmaya imkân vermeyecek şekilde silahlı güçler önce ‘uzak' noktalardaki üslerine oradan da sınırdışına hareket ediyor. Aynı kaynağımın bana verdiği bilgiye göre, PKK'nın Türkiye içindeki silahlı güçlerinin tümden çekilmesi ise zaman alacak. Mesela örgütün “
Dersim”, “Amed”, “Garzan” adını verdiği bölgelerden güçlerini çekmesi uzun zamana yayılacak.
Silahlı güçlerin tümden sınırdışına çıkarılması konusunda başka bir kaynaktan aldığım bilgi de örgütün İmralı'daki görüşmelerin sonuçlarını beklediği yönünde.
Kandil, İmralı'da bir anlaşmaya varılmadan güçlerini “tümden” sınırdışına çıkarması mümkün değil. Ancak Öcalan'ın talimatı gereği, şimdilik, askerle doğrudan karşı karşıya geleceği alanlardaki güçlerini önce çatışma riski olmayan üslenme alanlarına, sonra da sınırdışına çekmekle yetiniyor.
Ancak Kandil'in, militanlarını sınırdışına çekmekten yana olmadığı da biliniyor. Örgütün yayınlarında 1999'da Öcalan'ın talimatıyla alınan çekilme kararının ‘hata' olduğunu ima eden bildirilere sık sık rastlanabilir. PKK liderleri, çok sayıda militanı çekilme sırasında kaybettiklerini her fırsatta hatırlatmaktan geri durmuyorlar. Kaynağım, Öcalan'dan başka kimsenin Kandil'i çekilme yönünde ikna edemeyeceğine özellikle dikkat çekiyor.
Süresiz ateşkes yolda
Kandil'in 20 eylüle kadar ilan ettiği ancak bir hafta uzattığı ateşkesin uzatılması bekleniyor.
Cuma günkü köşemde de ateşkesin ‘süresiz'e dönüştürüleceğini yazmıştım. Hafta içinde bu konu da netleşecek. PKK'nın silahlı güçlerinin ‘tamamını' sınırdışına çekmesi ve ateşkesi süresiz uzatması hâlâ İmralı'daki kritik görüşmelere bağlı. İmralı'da sağlanacak bir uzlaşma Kürt sorununda -belki de hiç beklemediğimiz bir anda- barışın kapılarını sonuna kadar açabilir. Türkiye, PKK'nın silahlı güçlerini sınırdışına çektiği 1999- 2004'te kaçırdığı tarihî fırsatı bu kez yeniden yakalıyor. Bu şansı değerlendirip değerlendiremeyeceğini önümüzdeki günlerde birlikte göreceğiz.