Katil 'gizli ordu'nun üyesi
Muş'un
Bulanık ilçesinde DTP'nin kapatılmasını
protesto eden göstericileri
Kalaşnikof silahla tarayarak iki kişinin ölümüne, altı kişinin de yaralanmasına yol açan Turan Bilen'in (39)
gönüllü köy
korucusu olduğu, silahın ise kendisine Bulanık
Jandarma Karakolu tarafından 1993'te verildiği anlaşıldı. Doğu ve Güney
doğu'da ‘gizli koruculuk' olarak adlandırılan bu
uygulama kapsamında bugüne kadar 23 bin 274 kişiye silah dağıtıldı. Devlette kadrosu bulunmayan, herhangi bir
maaşa bağlı olarak çalışmayan ve adeta gizli bir orduyu andıran 23 bin 274 gönüllü korucunun
kayıtları sadece Jandarma'da bulunuyor.
Anayasa Mahkemesi'nin DTP'yi kapatmasının ardından Türkiye'nin birçok ilinde
protesto gösterileri düzenlendi. Önceki gün Muş'un Bulanık ilçesinde yapılan gösterilerde ise kan döküldü. Bulanık'ın Aslan Paşa Caddesi'nde kardeşiyle birlikte manifaturacı dükkanı işleten 39 yaşındaki Turan Bilen, göstericilerin üzerine Kalaşnikof
marka otomatik tüfeğiyle ateş açarak iki kişinin ölümüne, altı kişinin de yaralanmasına yol açtı. Olaydan sonra gözaltına alınan
saldırgan Bilen'in korucu olduğu iddia edildi.
Valilik kayıtlarında herhangi bir kaydının bulunmadığı ortaya çıkan saldırgan Turan Bilen'in 1993'ten beri “gönüllü köy korucusu” olduğu, silahında kendisine Bulanık Jandarma Karakolu tarafından verildiği açığa çıktı.
Vali: ‘Gönüllü korucu' diyebiliriz
Olağan Üstü Hal (
OHAL) döneminde Doğu ve Güneydoğu'da, Turan Bilen gibi binlerce kişiye Genel Bilgi Taraması (GBT) yapıldıktan sonra bölgedeki askerî birlikler tarafından ruhsatlandırılarak, Kalaşnikof marka otomatik silahlar dağıtıldı.
OHAL döneminde 59 bin kişi düzenli maaş alan köy korucusu olarak görevlendirilirken, 23 bin 274 kişide Turan Bilen gibi maaş almayan ama silahları ruhsatlandırılmış gönüllü köy korucusu oldu. Konuyla ilgili olarak
Taraf'a konuşan Muş Valisi Erdoğan
Bektaş, “OHAL döneminde sınırlar içerisinde silahı olan ve bunu kayıt altına almak isteyene her vatandaşa OHAL ruhsatı adıyla bu ruhsatlar verildi. OHAL sınırları içerisinde olan hemen hemen her evde bu silahlar bulunur. Vatandaş ölene kadar bu silahlara sahip olabiliyor. Muhtemelen valilik vermiştir, Jandarma bölgesinde Jandarma, polis bölgesinde de polis bu ruhsatları veriyordu” dedi.
Vali Bektaş, söz konusu saldırgan için de gönüllü köy korucusu denilebileceğini söyledi. Bektaş, gönüllü köy korucularının devletin kadrolu korucuları olmadığını ve maaş da almadıklarını belirtti. Bektaş yaşanan olayın üzüntü verici olduğunu belirterek, “Farz edelim kadrolu elemanımız bunu yapmış olsun ya da polis, bu işi yapan mahkemede hesabını verecektir” dedi.
59 bini açık, 23 bin 274'ü ise gizli korucu
Türkiye'de 22 ilde görev yapan korucuların toplam sayısı 80 binin üzerinde. Resmi verilere göre bunlardan 59 bini düzenli maaş alan geçici köy korucusu, kalan 23 bin 274 kişilik kısmı ise maaş almayan gönüllü korucu. Diyarbakır'da 5 bin 187, Şırnak'ta 6 bin 756, Batman'da 2 bin 887, Bingöl'de 2 bin 511, Bitlis'te 3 bin 730, Mardin'de 3 bin 323, Muş'ta bin 860, Siirt'te 4 bin 661, Hakkari'de 7 bin 614 korucu var. Koruculuk
sisteminin uygulanmaya başlandığı 26
Mart 1985 tarihinden bugüne kadar 5 binin üzerinde korucu hakkında ‘
terör suçları', ‘mala karşı işlenen suçlar', şahsa karşı suçlar,
kaçakçılık gibi suçlara karıştığı gerekçesiyle işlem yapıldı.
Gönüllü koruculuk ortadan kaldırılsın
AKP
Milletvekili İhsan Arslan, gönüllü koruculuk sisteminin korucuların özlük hakları korunarak lağvedilmesini istedi. Arslan'ın görüşleri şöyle: “Bu sistem ihtiyaç nedeniyle devreye konuldu. Ancak zaman içinde korucuların
kanun dışına çıktıkları, suç işledikleri ve güvenlik açısından fonksiyonlarının azaldığı ortaya çıktı. Dolayısıyla koruculuk sistemi mutlaka
ıslah edilmeli. Korucular, özlük hakları korunup silahsızlandırılarak diğer kurumlarda çalıştırılmalıdır. Aksi halde benzer olaylarla karşı karşıya kalabiliriz. Keşke bu kadar asker, Jandarma ve polisin olduğu bir yerde koruculara ihtiyaç duyulmasaydı. Özellikle gönüllü koruculuk derhal lağvedilmeli.”
TARAF