Siyasi iktidar kavgasının hukuku bastırdığı bir dönemden geçildiğini söyleyen Taha Akyol, söz konusu operasyonun ciddi hukuki delilleri olmadan başlatılmasının kesinlikle mümkün olmadığını belirtti.

Şube müdürlerinin görevden alınmasını da değerlendiren Akyol, Hükümetin bu tavrını 'büyük yanlışlık' olarak tanımladı: "Şube müdürlerinin görevden alınmasını çok yanlış buluyorum. Ya bunun sebepleri açıklanmalı ve bu kişilerin kusurları ortaya çıkarılmalı yoksa bu yargıya müdahale kaygısı doğurur. Yarın savcıların başka mahkemelere atanması ya da görevden el çektirilmesi gibi bir durum çok büyük hata olur." 

Kamuoyunda adalete olan güvenin son derece sarsıldığını ifade eden Akyol operasyonların sosyal medyadaki yansımana da değindi: "Dün akşam sosyal medya yıkıldı, 'HSYK olağanüstü toplanıyor' denildi. Buna sosyal medyada hayır toplanmıyor diye peşin bir itiraz olmadı. Ancak sorgulandıktan, araştırıldıktan sonra 'hayır' denildi. Bunlar kamuoyunda adalete güvenin ne kadar sarsıldığını gösteren çok acı örnekler. Bu son derece vahim bir olay."

Akyol toplumdaki güvensizliğin boyutlarını ise şu cümlelerle anlattı: "Toplumda yargıya farklı tarafların müdahale edebileceği ile ilgili o kadar derin bir kuşku var ki, bu da yaşanmış sebeplerden kaynaklanıyor. Her şeyin arkasında bir politik neden arıyoruz; cemaat düğmeye bastı soruşturma açıldı, Hükümet düğmeye bastı, HSYK toplanıyor. Bu adalete güvensizliğin ve çürümenin göstergesidir. "

Taha Akyol son olarak bazı savcılar üzerinden yürütülen çeşitli operasyon senaryolarını da ağır bir dille eleştirdi: "Ergenekon ve Balyoz davalarında Sayın Saycı Zekeriya Öz kahraman ilan edilmişti. Dün Zekeriya Öz’ü alkışlayanlar bugün cemaat düğmeye bastı o da organize ediyor,’ diyor. Bu siyasette ne kadar savrulduğumuz gösterir. Hiç kimsenin aklına yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırmak, kaçakçılık nedir, bunlarla ilgili deliller nedir denilmiyor. 12 Eylül öncesinden tek farkımız henüz birbirimizi öldürmüyor olmamız."