İşte Taha Akyol'un o yazısı:
Dünyada bir hukuk devleti hatta hukukumsu bir devlet var mıdır ki, yedi ay arayla iki “Yargı Paketi” çıkarsın. Hem de birbirine tam zıt istikamette...",
15 Şubat’ta çıkarılan yargı paketinde, çeşitli soruşturmaların önünü kesmek için mesela telefon dinlemelerinde “ağır ceza mahkemesinin oybirliğiyle” karar almasını şart koşacaksınız... Fakat 14 Ekim’e gelindiğinde, pardon bile demeden, telefon dinleme, teknik takip gibi yetkileri çok kolaylaştıracaksınız, bu yetkiyi sulh hâkimlerine vereceksiniz!
Kendisi hukukçu olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da artık bu kadarını içine sindiremediğini sanıyorum. Bizzat kendisi “yap-boz gibi bir görüntü eleştirisi yapılabilir” demedi mi?
15 Şubat yasasının gerekçesiyle, 14 Ekim teklifinin gerekçesini hangi hukukçu, nefesi daralmadan yan yana koyarak okuyabilir?!