"Ülkemizin dünyada hak ettiği saygınlığı kazanması ve milletimizin refah düzeyinin artması için, Türkiye'nin tüm kurumlarıyla demokratik işleyişe sahip bir hukuk devleti olması şarttır. Modern dünyada toplumları bir arada tutan temel yapı taşı bireyin hak ve özgürlüklerini merkeze alan bir adalet anlayışına göre kurgulanan hukuk sistemleridir.

Yakın zamana kadar yapılan reformlarla daha birey odaklı ve verimli bir işleyişe sahip kılınmaya çalışılan hukuk sistemimizin, ülkemizin en üst düzey hukuk kurum ve insanlarının mesnetsiz iddialar nedeniyle suçlanması nedeniyle yıprandığını üzülerek takip ediyoruz. Bu durumun ülkemizdeki birlik ve düzenin teminatı konumundaki hukukun üstünlüğü ve adalet algısına zarar vererek tüm milletimiz için telafisi güç yaralar açmasından büyük endişe duymaktayız.

Hukukun üstünlüğü ilkesinin yara almasının iş dünyasında da ciddi tedirginliğe sebep olduğu bu dönemde, Anayasa Mahkemesi Başkanı sayın Haşim Kılıç'ın AnayasaMahkemesi'nin kuruluşunun 52. yılı sebebiyle yaptığı konuşmada; hukuk karşısında her bir bireyin eşit olması, hukukun üstünlüğü, demokratik sistemlerde güçler ayrılığı ilkesinin hayati rolü ve yargının bu güç dengesindeki yeri, başta insan onuru olmak üzere bireysel hak ve özgürlüklerin garanti altına alınması gibi evrensel değerlere vurgu yaparak ilgili herkese çağrıda bulunmasını takdir ettiğimizi ifade etmek isteriz.

Ayrıca, baskı ve ötekileştirmenin zirve yaptığı günümüzde, toplumsal doğruları cesaretle dillendirme erdemini gösteren Sn. Haşim Kılıç'ı candan tebrik ediyoruz. Bu cesur, onurlu, kararlı ve tarafsız duruşun tüm yargı mensuplarına, karar verirken her şart ve zamanda sadece ve sadece hukuku temel almaları için ilham vereceğini ümit ediyoruz.

Anayasal düzenimizin garantisi olan Anayasa Mahkemesi'nin Başkanı'nın mahkemenin bütün üyelerinin onayını alarak, adaletin tesisine dair hem hukuk sistemine hem de siyaset alanına yönelik eleştirileri dikkatle ele alınmalı ve değerlendirilmelidir.

Yakın tarih bize toplumların sıkıntılı dönemleri ancak hukuku işleterek ve ortak toplumsal değerleri yücelterek aşabileceklerini göstermiştir. "Adalet mülkün temelidir" ifadesinde tam manasını bulan hukukun üstünlüğü ve adalet anlayışının devletin ve toplumsal refahın merkezi olduğu gerçeğini asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Bir toplumun vicdanı olan hukuk sistemi, karşısındaki güçlü de olsa, haklı olanın hakkını alabileceğinin teminatı olmalıdır.