TÜSİAD fena yakalandı !

Hükümeti 'acelecilikle' suçlayan TÜSİAD'ın daha önce hazırladığı raporda, askeri yargı sistemini yerden yere vurduğu ortaya çıktı.

TÜSİAD fena yakalandı !

Askeri kişilere sivil mahkeme yolunun açılmasını düzenleyen ve AB yasaları çerçevesinde yapılan yargı reformu nedeniyle hükümeti 'acelecilikle' suçlayan TÜSİAD'ın daha önce hazırladığı raporda, askeri yargı sistemini yerden yere vurduğu ortaya çıktı. 2006 yılının sonunda hazırlanan raporda, askeri mahkeme ve yargıçların emir komuta zinciri içerisindeki yapısı gereği bağımsız olmasının mümkün olmadığı vurgulanıyor. Raporda, askeri yargının yargı sisteminden çıkartılması istenirken, "Askerler de asker olmayan kişiler gibi bağımsız mahkemelerde ve güvenceli yargıçlar tarafından yargılanmalıdır." ifadelerine yer veriliyor. TÜSİAD için hazırlanan rapor dönemin Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi olan Anayasa Profesörü Zafer Üskül tarafından kaleme alındı. 'Türk Demokrasisi'nde 130 Yıl (1876-2006): Prof. Dr. Bülent Tanör Anısına Türkiye'de Demokratikleşme Perspektifleri 10. Yıl Güncellemesi' adıyla hazırlanan 1 Aralık 2006 tarihli 252 sayfalık raporda, demokrasiye vurgu yapılıyor. Raporda, "Bugün Türkiye'nin bulunduğu coğrafya gerek piyasa ekonomisi gerekse demokrasisiyle parlayan bir yıldız olduğunu görmezden gelemeyiz. Ancak kendimizi bulunduğumuz gerçeklere göre değil, varmak istediğimiz hedeflere göre doğu hazırlamak durumundayız. Bu yüzden karşılaştırmaları, batı demokrasisine göre yapmalıyız." denilirken, "Daha gelişmiş bir demokratik yapının Türkiye'yi iç çatışmalardan uzaklaştırarak gereksiz enerji ve kaynak kaybını önleyeceğini, toplumsal uzlaşmayı sağlayarak siyasal ve ekonomik istikrarı kalıcı hale getireceğini görmeliyiz." değerlendirmesi yapılıyor. Toplam 4 bölümden oluşan raporun 'Hukuk' bölümünün 'Yargı Bağımsızlığı ve Yargıç Güvencesi' alt başlığında ise askeri yargı kısımda birbirinden çarpıcı değerlendirmeler yer alıyor. İşte TÜSİAD'ın hazırladığı raporun askeri yargı ile ilgili çarpıcı bazı saptamaları: 'GERİYE GİDİLMİŞTİ' "1961 anayasası, adli yargının kendi içinde birliği ilkesine aykırı olduğunu düşündüğümüz askeri yargının yüksek mahkemesi olan Askeri Yargıtay'ı doğurmuştur. 1971'de yapılan anayasa değişiklikleri, adil, tarafsız ve güvenceli yargı organından geriye gidişi ifade eden değişiklikler gerçekleştirmiştir. Her şeyden önce adli yargı yolundan vazgeçilerek, kanuni yargı yoluna gidilmiştir. Askeri yargının yetkisi, asker olmayan kişiler bakımından genişletilmiştir. Sivillerin sıkı yönetimde yargılanması yolunu açmıştır. Bütün bunların yanında asker kişilerle ilgili idari davalar Danıştay'da görülürken, idari yargının birliği de bozularak askeri yüksek idare mahkemenin kurulması yoluna gidilmiştir. Böylece mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıç teminatı ilkelerinde geriye gidilmiştir." 'ASKERİ YARGI BAĞIMSIZ DEĞİL' "Bu durum hem yargı sisteminin birliğinin bozulması hem de yargı bağımsızlığı açısından sorunlar yaratmaktadır. Sorunlar bir yandan askerlik mesleğinin yapısından, bir yandan askeri yargının mesleğin gereği olarak düzenleniş biçiminden kaynaklanmaktadır. Askeri kişinin görevini yapmasının şartları, yargıcın görevini yapmasının şartlarından farklıdır. Askerlik görevi, mesleğin gereği emir komuta zincire içinde kalmayı gerektirir. Asker kişi görevini yaparken, yargıcın görevini vicdanı ile baş başa kalarak yapması gibi davranamaz. Askerlik görevinin gerekleri, yargı görevinin yapılış biçimini de belirler. Bu nedenle, askeri yargı içinde görev yapan askeri yargıçların hem de askeri yargıç niteliğine sahip olmayan muharip subayların bu görevlerini yaparken kendilerini emir komuta zinciri dışında düşünmeleri ve vicdani kanaatlerine göre karar vermelerini sağlayacak bir ortamın varlığından söz edilemez. Askeri mahkemelerin kuruluşu, bu mahkemelerde görev yapanların statüleri, bu mahkemelerin görev alanları, yargı bağımsızlığı açasından kaçınılmaz olarak sorunlarla yüklüdür. Askeri yargıçlar yürütme organlarınca atanır ama unutulmamalıdır ki atama listeleri askeri hiyerarşi içinde yetkili makamlar tarafından hazırlanır. Askeri hakim ve subay üyelerinin yükselmelerinde, sicil yoluyla komutanları etkilidir. Özlük işleri, askeri bürokrasi içinde yürütülür." 'SİVİLLERİ DE YARGILIYOR' Askeri mahkemeler, askeri kişileri yalnız askeri suçları nedeniyle değil, askerlikle ilgili olmayan(hırsızlık gibi) suçlar da yargılar. Dahası askeri mahkemeler yasada belirlenen durumlarda, askeri olmayan kişileri de yargılama yetkisine sahiptir. Bütün bu anlatılanlardan anlaşılıyor ki askeri yargı düzenlemeleri, hukuk devletinin zorunlu gereği olan mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıç teminatı ilkelerine uygun olarak kurulmuş yargı düzenleri değildir. Askerlik mesleğinin gereği olarak bu ilkelere göre düzenlenmesi de mümkün değildir. Bu mahkemelerde yargılanan sivil ve askeri kişiler, anayasanın sivil yargıçlara sağladığı sınırlı güvencelerden bile yararlanamayan askeri yargıçlar tarafından yargılanmaktadır." 'ASKERİ MAHKEMEMLER KALDIRILMALI' "Askeri yargı ve sıkıyönetim mahkemeleri yargı sisteminden çıkartılmalıdır. Askerler de asker olmayan kişiler gibi bağımsız mahkemelerde güvenceli yargıçlar tarafından yargılanmalıdır. Yüksek askeri mahkeme de kaldırılmalı, asker kişilerin uyuşmazlıkları sivil kişilerin tabi olduğu idari mahkemelerde çözülmelidir. (CİHAN)
<< Önceki Haber TÜSİAD fena yakalandı ! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER