Hukukçular, planları savcıların derhal
soruşturmasını isterken siyasiler de hükümetin olayın üzerine gitmesini istedi.
AK Parti Denizli Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Dr. Mithat Ekici: Ayışığı,
Sarıkız, Yakamoz ve
Kafes gibi planları gördük.
Türkiye'de artık
darbelerin konuşulması bile hoş değil. Darbe özlemi çekenler olabilir. Buna milletimizin sağduyusu,
demokrasi ve
insan haklarındaki gelişmeler engel olacaktır. Türkiye artık dünya lideri olma yolundadır. Darbeye çanak tutan kesimler var. Bunlar basında, siyasiler ve entelektüeller de bulunuyor. Bazı kişilerin elinden, bazı yetkiler gidiyor. Ayaklarının altındaki
halı kayıyor. Kimse iyi pozisyonunun bozulmasını istemiyor. Kendilerini
sınıf olarak diğer vatandaşların üzerinde gören kesimler var. Bunlar böyle kalmak istiyor.
Hükümet ise demokrasi yönünde mücadelesini devam ettiriyor.
Demokrat Parti (DP) eski Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan: 2003 ve 2004 yıllarına ait Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven gibi darbe projeleri gündeme düşmeye başladı. Gayrimeşru projelerle Türkiye'yi bir
kaos ortamına sürükleyerek hükümeti görevden uzaklaştırmak için çalıştıkları görülüyor. Daha sonra cumhurbaşkanını seçtirmemek için bu hareketler hız kazandı. Maalesef geldiğimiz noktada TSK'da o dönemde görevde olanların,
kanuni olmayan faaliyetler içinde bulunduğu ortaya çıkmaya başladı.
Danıştay saldırısı,
Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanması gibi hadiseler de
toplumda kaos yaratarak amaçlarına ulaşmak için yapılmış oyunlardı. Bunların ortaya çıkmasından son derece mutluyum. Bundan sonra bu tür faaliyetlerde bulunmak isteyenler, artık günü geldiğinde
hesap vereceği endişesiyle yapamayacaklardır. Artık herkes, kendi görev alanları içinde faaliyet yapacaktır. İnşallah o dönemde oynanmaya çalışılan birçok karanlık oyun ortaya çıkarılacaktır. Bir kurumun tamamını töhmet altında bırakmak doğru değildir. TSK içinde bu tür kimseler vardır ancak kurumların başındakiler, hakim olmak mecburiyetindedir. Bu, her kurum için geçerlidir.
Genelkurmay Başkanı'nın, buradan çıkaracağı çok dersler vardır. Bu tür olayların bir daha tekerrür etmemesi için çok daha dikkatli ve tedbirli olmak mecburiyetindedir. Bugüne kadar 'ıslak imzası' olan albayın, olay açığa çıkasıya kadar görevden uzaklaştırılması gerekirdi. O kurumu rahatlatırdı. Genelkurmay'ın. üzerine düşen görevi yaptığı konusunda şüpheler var.
Denizli Emel Hukuk Derneği (EHUDER) Başkanı Av. Hüdayi Kayhan: Bu olay, tek kelimeyle vahim. Bunların olmadığı yönünde hafife alınacak, basite indirgenecek bir durum kalmadı. Ciddiyetle üstüne gidilmelidir.
Hâkimler ve savcılar, bence üzerine düşen görevi yapıyor ancak hükümetin gerekeni yaptığını düşünmüyorum. Ortaya çıkan
darbe planları TBMM'ye yöneliktir. Bu, düşünce veya ideoloji olayı değildir,
darbe planıdır. TBMM, bu olayı araştırmalıdır. Şimdi
sivil dikta tartışmaları var. Eğer bu darbe planlarından birisi bile gerçekleşseydi, Türkiye'de ne demokrasi ne hukuk kalırdı.
Denizli Barosu Başkanı Adil Demir: Savcılık, gerekli soruşturmayı yapmalıdır. Hukuksuzluğa bulaşan kişi, makamı mevkisi her ne olursa olsun hesabını yargı önünde vermelidir. Hukuk devletinin gereği budur.
"Camilerin bombalanması planı sözün bittiği yerdir"
Cami ve
Kuran Kursu Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Recep Kıyak,
Taraf gazetesinin ortaya çıkardığı 2003 yılındaki darbe planında
İstanbul Fatih ve
Beyazıt camilerinin bombalanacağı haberlerinin çok korkunç ve vahim olduğunu söyledi. Kıyak, "Keşke böyle bir şey olmaz diyebilseydim.
Masum insanları
Allah'ın evinde katletmeyi düşünmek artık sözün bittiği yerdir." diye konuştu.
Kıyak, Cihan Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, böyle bir planda, camilerin bombalanmasının düşünülmesinin bile utanç verici olduğunu ifade ederek şunları kaydetti: "Camiler herkesin yan yana durduğu, yaratıcıya
ibadet ettiği, sınıf, rütbe ayrı olmayan Allah'ın evleri. Camileri
bombalamak şöyle dursun düşüncesi bile vahim. Eğer bu plan doğruysa bu sözün bittiği yerdir. Masum insanları ibadethanede katletmek düşüncesi insanın kanını donduruyor. Kim olursa olsun böyle düşünenleri esefle kınıyorum. Şükür ki Allah buna izin vermedi."
"TÜYLERİMİZ ÜRPERDİ"
Camilerin bombalanması ile ilgili planı okurken çok üzüldüklerini vurgulayan Kıyak, haberi okurken inanamadıklarını, dile getirerek "Keşke böyle bir şey olmaz diyebilseydik. Ama kazan kaynıyor. Olmaz diyemiyoruz." ifadelerini kullandı.
Birilerinin ülkeyi karıştırmak için her tür karanlık eylemi yapma düşüncesinin insanın tüylerini ürperttiğini kaydeden Kıyak, "Camilere böyle bakanları bir kez daha esefle kınıyoruz. Bu ağır bir insanlık suçudur ve sorumlular hakkında gereği yapılmalıdır." diye konuştu.
KURALDER: 'Balyoz Harekatı' anayasal düzene karşı işlenmiş suçtur
Or
general Çetin Doğan'ın
Kara Kuvvetleri Komutanı olduğu 2003 yılında Hükümet'e karşı hazırlanan 'Balyoz' darbe planına
Antalyalı avukatlardan ve vatandaşlardan tepki geldi.
Taraf gazetesinin bugün manşetten duyurduğu, 2003 yılında yapılması düşünülen 'Balyoz Harekâtı' isimli darbe planına Antalya Kural
Hukukçular Birliği Derneği (KURALDER) tepki gösterdi.
Dernek üyesi avukatlar adına açıklama yapan Başkan
Erdal Taş, yapılması planlanan 'Balyoz Harekâtı'nın anayasal düzene karşı işlenmiş bir suç olduğunu ifade etti. Balyoz Harekâtı'nın daha önce gündeme gelen 'Ayışığı' ve 'Yakamoz' adlı darbe planlarından daha kapsamlı olduğunu belirten Taş, "
Planda 29 general ve 162 subayın isminin yer alıyor olması son derece ürkütücüdür. Planları hazırlayanlar kesinlikle yargı önüne çıkartılmalıdır. Bu nedenle İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı acilen soruşturma açmalıdır." dedi.
Antalyalı vatandaşlar da darbe planlarına tepki gösterdi. "Biz hangi dönemde yaşıyoruz? Bu devirde darbeye düşünülemez." diyen Zafer Eryılmaz, darbe planına tepki gösterdi.
Eryılmaz, darbe yapılması durumunda ülkenin 30-40 yıl geriye gideceğini söyledi.
Konya'da sivil kuruluşlar 'Balyoz' darbe planına tepki gösterdi
Taraf gazetesinin bugün duyurduğu 2003 tarihli ve 'Balyoz' kod adlı darbe planı, kamuoyunda büyük infial uyandırdı. Darbe planına tepki gösteren sivil toplum kuruluşları, Genelkurmay Başkanlığı'nın, Hükümet'in ve yargı organlarının söz konusu planları hazırlayanlar hakkında idari ve adli kovuşturmayı bir an önce başlatmasını istedi.
Konya'da faaliyet gösteren 100 civarında sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu'nun başkanlığını yürüten Latif
Selvi, haberde geçen planı tasvir etmeye 'dehşet' kelimesinin bile yetmeyeceğini söyledi.
Latif Selvi, "Türkiye'nin 6-7 sene içerisinde ne büyük badireler atlattığını yeni yeni öğreniyoruz. Bombalar, bombalama planları. Masum insanları öldürerek ülkeyi kaosa sürükleme amaçları. Her öğrendiğimiz yeni bilgi de kanımızı donduruyor." dedi.
Ülkenin ciddi planda bir askeri vesayetin altına girdiğini 'Balyoz' darbe planının deşifre olmasıyla öğrendiklerini dile getiren Selvi, "
Kamu kurumlarında görev yapan, memleketin güvenliğini kendisine emanet ettiğimiz insanların ülkeyi böylesine vahim bir yere doğru sürüklediğini öğreniyoruz. Genelkurmay'ın ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin imkânlarını kullanmak suretiyle maalesef çok rütbeli subayların da içinde bulunduğu bir grubun karanlık emelleri için ülkeyi vahim bir noktaya taşıdıklarını hayretle öğrenmiş bulunuyoruz." diye konuştu.
Yapılacak eylemle ilgili ortaya konan detaylı bilgilerin gelen tehlikenin ne kadar büyük olduğunu gösterdiğini söyleyen Selvi, "Bu noktada toplum olarak ciddi bir tavır göstermeye ihtiyacımız var. İki kuruma çok önemli görevler düşmektedir. Hukukçularımız derhal devreye girmeli, bütün boyutlarıyla olayı ele almalı ve aydınlığa kavuşturmalıdır. İkinci olarak siyasi irade konunun peşine düşecek olan yargı mensuplarına ve yargı sürecine
destek vermelidir. Can güvenlikleri tehlikeye giren, kendisi, ailesi ve akrabaları tehdit edilen savcılar devlet güvencesini arkasında hissetmelidir. Hukukçular bu menfur eylemleri yargı önünü çıkarıp açıklığa kavuşturmaları için kendilerini güvende hissetmelidir." ifadelerini kullandı.
Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği (AKTİSAD) Başkanı Ali Akın da "Her gün, güne yeni bir darbe planı, kaos planı haberiyle uyanıyoruz. Planlar hepimizi dehşete düşürüyor. Ordumuzun içinde maalesef kendi insanını, kendi çocuklarını bombalarla öldürmeyi planlayan kötü niyetli insanlar var. Bunların
vakit geçirilmeden işten el çektirilmesini, ordumuzun bu kötü niyetli insanlardan temizlenmesini istiyoruz. Bunu hükümetten bekliyoruz." şeklinde konuştu.
Demokratik açılımın konuşulduğu bir dönemde kurumların da kendi içinde demokratikleşmesi gerektiğini dile getiren Akın, siyasi iradenin darbe heveslilerine karşı dik duruşunu sürdürmesi gerektiğini söyledi.
Akın, AK Parti'ye oy verenlerin beklentisinin de bu yönde olduğunu vurguladı.
CİHAN