Genelkurmay'ın, ‘Ergenekoncu paşalarla ilgili' çıkışına sert cevap vererek, “Bana hukuku öğretmeyin” diyen Arınç'a destek veren hukukçular ile STK'lar, “Asker, gereksiz çıkışları, sivil otoriteye yönelik açıklamaları ve işine gelince hukuku hatırlamasıyla, kendi kendisini yıpratıyor” görüşünde birleştiler. "KABUL EDİLEMEZ” Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, Vakit'e yaptığı açıklamada, demokratik sistemlerde askerin siyasilere cevap vermesinin kabul edilemez olduğunu, bu tür çıkışların orduya zarar verdiğini söyledi. Erdem, “Siyasetçinin herhangi bir konuya ilişkin yaptığı açıklamaya, TSK'nın cevap vermesi yanlış bir tavırdır. Demokrasi, atanmışların seçilmişlere itaat etmesine dayanır. Askeri otorite, sivil otoriteye sadık kalmak zorundadır. Siyasetçiler konuşur, askerler ise uygular. Bu çerçevede askeri tavır kabul edilemez.” dedi. “BU NE PERHİZ, BU NE TURŞU” Kurmay Binbaşı Kemal Şahin ise YAŞ kararlarıyla ordudan 1656 kişinin atılmış olduğunu hatırlattı. YAŞ kararlarını yargısız infaz olarak değerlendiren Şahin, “Anayasa'yı hile yoluyla çiğneyenler önce kendilerine baksınlar. Kaç tane ihtilal denemesi yaptınız? Ülkenin milyarlarca dolar harcayarak aldığı helikopterleri hangarlarda çürütenler mi hukuka saygı diyor? Ben bunlara ‘bu ne perhiz, bu ne turşu' diyorum. Önce kendinize bakın” dedi. SİYASİ BEYANAT VERMENİN CEZASI 5 YIL HAPİS Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şentop ise görevli askerlerin siyasi beyanatta bulunmasının Askeri Ceza Kanunu'nun 148. maddesinin c ve e bendine göre suç olduğunu hatırlatarak, “Siyasi amaçla nutuk söyleyen, demeç veren, yazı yazan veya telkinde bulunanlar ile herhangi bir sebeple yalnız veya toplu olarak siyasi mahiyette beyanname hazırlayan, hazırlanmış beyannameyi imzalayan, imzalatan veya yayın organlarına ulaştıran ya da dağıtanlar bir aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar” dedi. ASKER, SİVİLLEŞMEDEN RAHATSIZ MEKDAV Başkanı ve MAZLUM-DER'in İlk kurucuları arasında yer alan insan hakları aktivisti Süleyman Arslantaş ise askerin iç politikada daralan alanını genişletmek adına çabalar sarfettiğini söyledi. Son yaşanan olayları örnek gösteren Arslantaş, “Askerin ülke içindeki konumu, yaşanan süreçler ile birlikte iç politikada alanı daraltmaktadır. MGK'nın sivilleştirilmesi, DGM'nin kaldırılması ve YÖK'teki askeri üyenin çekilmesi, bu daralmaya örnektir. Asker, daralan alan sonrası, konumunu muhafaza etmek için başta ETÖ olmak üzere tepkisel tavırlar ortaya koyuyor. Sayın Arınç'a verilen tepkinin arka planında da bu vardır. Ancak asker yavaş yavaş ülke dışındakilere karşı güçlü olma konumu benimseyecek ve normalleşme başlayacak” dedi. ‘LAFA GELİNCE BATICI, UYGULAMADA YASAKÇI' Arınç'ın Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) sanıkları paşaların kamuoyuna yansıyan ses kayıtlarıyla ilgili sözlerini Genelkurmay'ın ‘orduyu yıpratma amacı taşıyor' şeklinde değerlendirmesi, Batı ülkelerinde kendi görevi dışındaki siyasi konulara giren ordu ve ordu yetkililerine yönelik uygulamaları da gündeme getirdi. TSK'nın her fırsatta çağdaş muasır medeniyet vurgusu yaptığı Batı'da, hata yapan ve illegal yapılanma içerisinde bulunan ordu mensupları görevden alınıyor. İspanya'da 3 yıl önce darbe imasında bulunan Kara Kuvvetleri Komutanı İkinci Başkanı General görevden alınarak 8 gün hapis cezasına çarptırılırken, İngiltere'de de Afganistan'da öldürülen bir asker sebebiyle ordu yetkilileri sorumlu tutulmuştu. Batı'da orduya yapılan eleştiriler, ordu yetkilileri tarafından dikkate alınarak, yapılan hataların önüne geçilmeye çalışılırken; Türkiye'de Genelkurmay'ın, darbe teşebbüsünde bulunması, eski ordu mensuplarına yönelik her eleştiriyi, ‘orduyu yıpratma amaçlı' olarak yorumlaması, hem orduyu kendi içinde yıpratıyor, hem de AB üyelik sürecini de olumsuz etkiliyor. VAKİT