YENİ TÜRKİYE ESKİ TSK
Milletin bu kadar tepkisine rağmen topun bir aydır ondan ona atıldığı
Hantepe'deki Heron görüntüleriyle ilgili nihayet
Genelkurmay'dan açıklama geldi.
Maalesef Türk ordusunun imajı bir kez daha ayaklar altına alındı.
İki sayfalık, 48 satırlık açıklamada koskoca Genelkurmay ortada hiçbir şey yokmuş gibi yaptı.
Özetle "iddialar doğru değil" dedi,
heronların geçtiği görüntülerin baskından 46 dakika sonraya ait olduğunu söyledi.
Askerlerimizin göz göre göre şehit edilmelerinin sebebi olarak sis ve toz
bulutunu gösterdi.
Gece yarısı baskına uğrayan Mehmetçiğimize, iş işten geçtikten sonra sabaha karşı ulaşılabildiğini anlattı ama her nasılsa ihmalden hiç bahsetmedi.
Genelkurmay ilgililerin üzerine düşeni yaptığını söyledi.
Açıklamaya göre Hantepe'de
toz bulutu vardı ama Genelkurmay kendine en ufak toz kondurmadı.
Yani; şehitler ölmez vatan bölünmez.
Teröristler ellerini kollarını sallaya sallaya gelip gitti ve 7 askerimizi şehit etti.
Düşünebiliyor musunuz; onlarca
terörist günler öncesinden ağır silahlarla bölgeye yığınak yapıyor ve bizim ordumuzun bundan haberi olmuyor.
Bu mümkün mü ?
BBG evi gibi olan dağlarımıza tepelerimize bu hainler nasıl oluyor da ağır silahları getirebiliyor ve bunu gören duyan olmuyor ?
Nasıl oluyor da bu hainler Hantepe'ye doçkalarla mevzilenebiliyor ve 6 koldan aynı anda bizim askerimize saldırabiliyor ?
Eşkıya nasıl oluyor da sessiz sedasız askerimizin burnunun dibine kadar girebiliyor ?
Ordumuz niçin bu hallere düşüyor ?
Şundan emin olun ki; teröristlerin aldığı nefes bile TSK'nın ilgili birimlerine anında haber veriliyor.
Bizim ordumuza canavar gibi istihbarat akıyor.
Hantepe saldırısından önce de ilgili askeri birimlere bölgedeki en ufak terörist hareketlenmesi haber verildi.
Tıpkı Gediktepe'de, İskenderun'da, Aktütün'de, Dağlıca'da, Reşadiye'de olduğu gibi.
O halde sorun ne ?
Askerlerimiz şehit oluyor ama TSK her seferinde kafasını kuma gömüp, koskoca gövdesinin görünmediğini iddia edip duruyor.
Üstelik hepimizin de dışarda duran o koskoca gövdesinin görünmediğine inanmamızı istiyor.
Heronların geçtiği cam gibi görüntüye rağmen TSK bizim "sis ve toz bulutu" hikayesine inanacağımızı sanıyor.
Daha doğrusu inanmak zorunda olduğumuzu düşünüyor.
Asker bugün kendisini hiç sorgulamamış ve sorgulatmamış olmanın doğurduğu acı gerçekle yüz yüze.
Çünkü toplum artık her söylediğine inanmıyor.
Yıllarca orduyu sorgulamanın kendi vatanseverliğini sorgulamak anlamına geleceğine inandırılan millet artık evladının hesabını soruyor.
Artık anneler emanetime niçin sahip çıkmadınız diye sorumluların karşısına dikiliyor.
Asker bugün kendi kendini tabulaştırmış olmanın ağır yükü altında eziliyor.
Şimdi bir ordu düşünün ki;
ülkeye ve millete
ihanet iddiaları ayyuka çıkmışken bu ordunun yöneticileri hala ekipçilikle uğraşıyor.
Bu ordunun başındaki komutanlar işler istedikleri gibi gitmeyince hemen siyaseti ve toplumu tehdit etmeye başlıyorlar.
Doğru; asker bir ülke için çok önemlidir, fakat ülkeden daha önemli değildir.
Şimdi yeni
Türkiye'de taşlar yerine oturuyor.
Yeni Türkiye'de bu ülkeyi kimin yöneteceği sorusu cevabını buluyor.
Yeni Türkiye'de konumlar yeniden tanımlanıyor.
Yeni Türkiye; sise, toz bulutuna değil gözleriyle gördüğüne inanıyor.
Yeni Türkiye'de analar saatlerce
yardım gitmeyen evlatlarının şehadetinin ardından
komik savunmalara inanmıyor, "ulaşamayacağınız yere evlatlarımızı neden götürüp bıraktınız" diye
hesap soruyor.
Yeni Türkiye hakkını arıyor.
Artık yeni Türkiye, eski TSK'ya inanmıyor.
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER
[email protected]