Türkiye İhracatçılar
Meclisi (TİM) Başkanı
Oğuz Satıcı, Cumhurbaşkanı seçiminin nasıl yapılacağının açık ve seçik belli olduğunu, bunun zeminin tek olduğunu ifade ederek, "Seçilmiş
Millet Meclisimiz bu meselenin tek adresidir. Bu hükümet bu ülkenin dörtte birinden aldığı
yetki ile
cumhurbaşkanını seçmez görüşünde olabiliriz. Bu görüşümüzü her zeminde ifade edebilir ve sonuna kadar muhalefet edebiliriz. Ancak unutmamalıyız ki, demokratik hukuk devleti sorunlarını hukukun üstünlüğü ilkesi ışığında ve demokratik teamüller çerçevesinde çözer" dedi.
Oğuz Satıcı, demokratik hukuk devletinde, kişi ve kuruluşların bir
takım sorunların daha kestirme çözümlerine başvuramayacağını, hukukun üstünde olamayacaklarını, kendilerine yasal olarak
tarif edilmiş zeminlerin dışına çıkamayacaklarını hatırlattı.
Satıcı, Türkiye'nin, kritik ve hassas bir siyasi dönemeçten geçtiğini, ancak her kritik siyasi dönemeçte, tohumları
Amasya'da atılmış olan ulusal birlik ruhunun hatırlandığı ve her kritik dönemde birlik olmak başarılarak, tüm bunalımların üstesinden gelindiğini söyledi.
Satıcı, "Bugün de cumhurbaşkanlığı seçiminin farklı kesimlerce farklı şekillerde yorumlanması ve belki de sonuçta bir
erken seçime neden olabilecek olması,
ekonomik olarak düzelmeye başladığımız bir sürede, bize zenginleşmemiz yönünde bir engel oluşturmayacak şekilde sonuçlandırılmalıdır.
Türkiye'nin bugün herhangi bir nedenle krize girmek gibi bir lüksü yoktur. Ülkemizde bugün itibarı ile yalnızca özel sektörün 120 milyar dolara yakın kur riski vardır. Türkiye müteşebbisi mevcut siyasi ve iktisadi istikrarına güvenerek yatırım yapmış, risk almış ve borçlanmıştır. Herkes davranışlarını bu gerçeği
hesap ederek kurmalıdır.
Cumhurbaşkanı seçiminin nasıl yapılacağı açık ve seçiktir. Bunun zemini tektir. Seçilmiş Millet Meclisimiz bu meselenin tek adresidir. Bu hükümet bu ülkenin dörtte birinden aldığı yetki ile cumhurbaşkanını seçmez görüşünde olabiliriz. Bu görüşümüzü her zeminde ifade edebilir ve sonuna kadar muhalefet edebiliriz.
Ancak unutmamalıyız ki, demokratik hukuk devleti sorunlarını hukukun üstünlüğü ilkesi ışığında ve demokratik teamüller çerçevesinde çözer. Demokratik hukuk devletinde kişi ve kuruluşlar bir takım sorunların daha kestirme çözümlerine başvuramaz. Demokratik hukuk devletinde kişi veya kuruluşlar hukukun üstünde olamazlar kendilerine yasal olarak tarif edilmiş zeminlerinin dışına çıkamazlar" diye konuştu.
"TÜRKİYE BÜTÜN SORUNLARINI DEMOKRATİK YOLLARDAN ÇÖZME YETENEĞİNE SAHİPTİR"
TİM Başkanı Oğuz Satıcı, bu ülkedeki herkesin iyi bilmesi gereken bir hususun da; 'Demokrasinin, Türkiye'nin anayasal kurumları arasında sürdürülen bir güç mücadelesi alanı olmadığı' hakikati olduğuna dikkat çekerek, 21.yüzyılın eşiğinde küresel dünyaya entegre olmaya çalışan Türkiye için
demokrasi ve
serbest piyasa ekonomisinin bir lüks değil, gerçek bir ihtiyaç olduğunu vurguladı. Satıcı, "
Piyasa liberal olsun, ama demokrasi olmasa da olur" diye düşünmenin, sonuçları son derece ağır olan bir yanılgıya düşmek demek olduğunu ifade etti. TİM Başkanı Oğuz Satıcı, şunları ifade etti:
"Türkiye kendisini yönetebilecek, kendi Cumhurbaşkanını seçebilecek ehliyete sahiptir. Türkiye'de yargı işlemekte, yasama ve yürütmenin, anayasa dışına çıktığı durumlarda görevini yerine getirmektedir.
Bugün bir yanlışlık varsa bu yanlışlık
Anayasa Mahkemesi tarafından değerlendirilir ve çözülür. Gereken de yapılır. Türkiye, bir erken seçime gidecekse bunun hangi hallerde olacağı anayasamızda yazılıdır.
Biz her zaman olduğu gibi tavrımızı demokrasiden yana koyuyoruz. Mevcut durumdan memnun olmayanların hakkını arayacağı yer
sandıktır. Sandık zamanı da yakındır. Eğer bir önceki seçimde hata yaptığını düşünen varsa, hatasını demokratik yolla düzeltebilir. Ancak hata kelimesi göreceli bir kavramdır. Biz Türkiye
İhracatçılar Meclisi olarak hatayı düzeltmenin yolunun bir başka hatadan geçmemesi gerektiğine inanıyoruz. Şu an denenen yol, hatalı bir yoldur. Uzun zamandır hasret kalıp, ancak kavuştuğumuz istikrarı müşterek hatalarla kaybetmeyelim. Gün uzlaşma ve birlikte davranma ve hep beraber laik demokrasimize sahip çıkma günüdür.
Biz
Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak
Cumhurbaşkanlığı makamının
Atatürk İlke ve İnkılâpları, Anayasamız ve toplumun öz değerlerine uzak bir anlayışla yönetilemeyeceğini düşünüyoruz. Bu anlamda
Köşk'e kim çıkarsa çıksın, bunun sorumluluğunu bilecek ve bu sorumluluk kendisine Türk milleti tarafından hatırlatılacaktır."