Ergenekon kapsamında yapılan Şile kazılarıyla ilgili
davada tutuksuz yargılanan 2 sanığın tutuklanmasına karar verildi.
Ergenekon soruşturması kapsamında Şile'de yapılan kazılarla ilgili davada
sanıkların yargılanmasına başlandı. Mahkeme, savunmaların ardından tutuksuz iki sanığın tutuklanmasına karar verdi.
TİKKO terör örgütü
itirafçısı
tutuklu sanık
Ulaş Özel, devlete teslim olduktan sonra
JİTEM ile faaliyetlere katıldığını anlattı.
Cezaevinde kaldığı sırada askerlerin kendisini alıp
operasyonlara götürdüğünü söyleyen Özel, bir süre sonra devlet içinde de
yasadışı faaliyetleri gördüğünü ifade etti.
Kendisinin cezadan kurtulmak için pişman olmadığını belirten Özel, vicdanen pişman olduğu için devlete sığındığını söyledi. Özel, “Ben devlete sığındım. Devlet kim? Teslim olduğum albay, teslim olduğum komutanlar. Onlar Ergenekoncu mu ben bilmem. Üniformalı devletin görevlileri. Devlet görevlilerinden aldığım emirleri yaptım. Verdikleri
silahları kullandık. Silahların kaynağını bilmem.” dedi. “Pişman olduğuma pişman olduğum” diyen Özel,
Genelkurmay'ın kabul etmediği JİTEM konusunda
emekli Albay Arif Doğan'ın ifadelerinin dikkate alınmasını istedi. Mahkeme savunmaların ardından tutuksuz iki sanığın tutuklanmasına karar verdi.
“TERÖRLE BİR YERE VARILAMAYACAĞINI ANLADIM"
Ergenekon soruşturması kapsamında, Şile'de yapılan kazılarla ilgili 1'i tutuklu 4 sanık hakkındaki davada ilk
duruşma bugün yapıldı.
İstanbul 12.
Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık
Ulaş Özel, tutuksuz sanıklar
Okan İşgör, Hüseyin Yanç ve Yusuf Ethem Akbulut katıldı.
Duruşmada, sanıklar savunmalarını yaptı. Tutuklu sanık Ulaş Özel, TİKKO
terör örgütü üyesi olduğunu ve pişman olup teslim olduğunu tekrarladı. Örgütün
Tunceli sorumlusu olduğunu söyleyen Özel, “Terörle bir yere varılamayacağını anladım. Normal insanlar gibi yaşamak istedim v
e devlete teslim oldum. Cezamı azaltmak için değil, vicdanen pişman olduğum için teslim oldum.” dedi.
Yıllardır savaştığı askerlerin, teslim olduktan sonra kendisine insani davrandığını kaydeden Özel, “Bize örgütte ‘teslim olursanız size işkence yaparlar, öldürürler' deniyordu. Bunun böyle olmadığını gördüm.” diye konuştu.
Güvenlik güçlerine yardımcı olmaya başladığını aktaran Özel, örgütün depolarını gösterdiğini belirtti.
Askerlerle çatışmalara da katıldığını ifade eden Özel, “
Televizyon ve
radyo konuşmaları ile örgütün iç yüzünü
bölge halkına anlattım. Beni tanıyanlar ve halk üzerinde etkili oldu.” şeklinde konuştu.
Jandarmanın, kendisini daha etkin olarak kullanmaya başladığını kaydeden Özel, “Benim durumumda olan 10-15 kişi vardı. Terör örgütünün giydiği kıyafetleri giyip yanımızda subaylarla faaliyetlerde bulunduk. Bölge halkından bilgi alıyorduk.” dedi. Daha sonra şehirlerde görevlendirilmeye başladığını anlatan Özel, irtibata geçtiği itirafçıları
jandarmaya teslim ettiğini kaydetti.
Cezası bittikten sonra askerlik işlemlerinde
çürük raporu alacağı sırada, jandarmanın tekrar ihtiyaçları olduğu gerekçesiyle kendisini Tunceli'ye gönderdiklerini söyleyen Özel, askerliğinin başladığını,
Elazığ'a gönderilmiş gibi yaptıklarını ve Tunceli'ye gönderildiğini ifade etti.
"JİTEM OLARAK BİLİNEN İSTİHBARAT GRUP KOMUTANLIĞINDA ÇALIŞTIM"
Mahkeme Başkanı
Mehmet Karababa, Özel'e, devletin hangi birimiyle çalıştığını,
maaş ve kimlik verilip verilmediğini sordu? JİTEM olarak bilinen istihbarat grup komutanlığında çalıştığını kaydeden Özel, operasyonlardan sonra başarıları nedeniyle para verildiğini, harcamalarının jandarma istihbarat tarafından karşılandığını, maddi sorun yaşamadıklarını belirtti. Özel, deşifre olmamak için kendilerine kimlik ve zimmetli silah verildiğini söyledi.
Başkan Karababa'nın, “Faaliyetleri devlet adına mı yaptığını düşünüyordun?” sorusuna Özel, “Düşünmüyordum. Öyle biliyordum. Üniformalı, makamında oturan ki
şilerden emir alıyordum. Komutanlarla sorunlarımızla ilgili görüşüyorduk.” dedi.
Ergenekon terör örgütü üyeliğiyle suçlandığı hatırlatılan Özel, “Ergenekon'u ne tanırım ne bilirim. Kendi isteğimle devlete teslim oldum. Devlet kim; alay komutanı, diğer komutanlar. Bunlar Ergenekoncu mu bilmem. Ben terör örgütü mensubuydum. Daha sonra devlete teslim oldum. Ben Ergenekon terör örgütüne değil, devlete teslim oldum. Teslim olduktan sonra devlet beni JİTEM Elazığ Bölge Komutanlığı'nda görevlendirdi. Burada komutanların verdiği emirler doğrultusunda operasyonlarda görev yapıyordum. Operasyonlarda her öldürdüğümüz kişi başına zarflar içinde bize para ödülü verilirdi. İstanbul'da kaçırdığımız adamı Tunceli'ye götürüp operasyonda yakaladık diyorduk. Yaptığım bütün işleri devlet adına yaptım. Ben öyle biliyordum. Devlet görevi çerçevesinde terör örgütlerinin içine girip bilgiler topluyordum. Bu dönemde Türkiye'nin çeşitli illerinde bulundum,
telefon görüşmeleri yaptım. Bunların hepsinin kaydı vardır. Bunların dikkate alınması gerekir.” şeklinde konuştu.
Başkan Karababa, Özel'e, kendisine verilen silahların suç unsuru olduğunu, JİTEM'in bilinmediğini, kabul edilmediğini bunları düşünüp düşünmediğini sordu. Özel, “Düşünmedim. Terör vardı, yasa dışı faaliyetler vardı. Devlet görevlilerinin verdiği görevleri yapıyorduk. Kaynağını bilmem.” diye konuştu.
Mahkeme başkanı, “Burası hukuk devleti.
Polis ve asker, operasyon yapılacaksa, kendisi yasal çerçevede yapar. Bunu yapamayacaklarsa, bu görev sana kalmış olsaydı, biz burada olamazdık. İstanbul'da bir kişinin öldürülmesi için görevlendirildiğiniz iddiası var ve bir polis ile gidiyorsunuz. Hukuk devletinde bu şekilde ceza verme şekli yoktur. Neden sen, siz gidiyorsunuz. Bunları düşünemedin mi?” diye sordu.
Ulaş Özel de “Biz kırsalda çok operasyona katıldık. Başarılıydık. O kişiyi de öldürmek amacında değildik. Etkisiz hale getirmek için gittik. Ancak yanında bir uzman çavuşu görünce şüphelendim ve vazgeçtim. Ben suç işlemedim. Devletin bana verdiği silahlarla suça karışmadım.” dedi.
“GENELKURMAY KABUL ETMİYOR AMA CEZAEVİNDE YATIYOR GÖZÜKÜRKEN DIŞARIDA OPERASYONLARA KATILIYORDUM"
Ergenekon davası sanığı emekli Albay Arif Doğan'ın, JİTEM ile ilgili anlattıklarının ve
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın JİTEM ile ilgili tespitlerinin dikkate alınmasını isteyen sanık Özel, “Genelkurmay kabul etmiyor ama ben cezaevinde yatıyor gözükürken, dışarıda operasyonlara katılıyordum. Bu dönemde Türkiye'nin çeşitli illerinde bulundum, telefon görüşmeleri yaptım. Bunların hepsinin kaydı vardır. Bunların dikkate alınması gerekir. Ben terör örgütü üyesiyken pişman olup, devlete teslim oldum. Terörden kurtulup ülkeme faydalı olmak istedim. Şu anda pişman olduğuma pişman oldum. Keşke teslim olmayıp, çatışmada ölseydim. Can güvenliğim kalmadı.” ifadelerini kullandı.
Diğer sanık Okan İşgör ise Özel'in iddialarını yalanladı. Özel'in kendi işyerinin JİTEM ve Ergenekoncuların firması gibi anlattığını belirten İşgör, bunun doğru olmadığını savundu.
Veli Küçük ile görüştüğünün belirtildiğini hatırlatan İşgör, “
Veli Küçük ile görüşmedim. ‘evladım' dediği
Ziya Bandırmalıoğlu arkadaşımdır. İşyerimle ilgili sıkıntılarım olduğunu anlatınca yardımcı olabileceğini söyledi. Bandırmalıoğlu, adli bir olaya karışınca ben de unutulmamak için kandil ve bayramlarda mesajlar attım.” dedi.
Kendisinde çıkan
Poyrazköy sanığı Levent Bektaş'ın fotoğrafları sorulan İşgör, “Emekli olduktan sonra
servis açtı. Sonra TIR garajında
yönetici oldu. Ortak arkadaşlarımız vardı. Gözaltına alındığında ilk aradığı kişi benim. Avukatlarını ayarladım.
Adliye önünde de bekledim.” diye konuştu.
Sanık Hüseyin Yanç da Ulaş Özel ve Okan İşgör'ü kendisinin tanıştırdığını, Tunceli bölgesinde operasyonlara katıldığını anlattı. General rütbesindeki komutanlarla da görüştüklerini belirten Yanç'a
mahkeme başkanı, “General ile nasıl görüşebiliyordunuz, bu askeri kurallara uygun mu?” diye sordu. Yanç, başarılarından dolayı görüşüldüğünü anlattı. Sanık Yanç, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
"TUTUKLANMALARINA KARAR VEREN MAHKEME 1. VE 2. ERGENEKON DAVA DOSYALARINI İSTEDİ"
Savunmaların ardından, mahkeme savcıdan görüşünü sordu.
Savcı Nuri Ahmet Saraç, tutuksuz sanıklar Okan İşgör ile Hüseyin Yanç'ın tutuklanmasını talep etti. Duruşmaya verilen aranın ardından mahkeme, kararını açıkladı. Mahkeme, İşgör ve Yanç'ın üzerine atılı eylemlerin mahiyeti, sanıkların eylemleri işlediğine ilişkin suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğu ve halen devam ettiği gerekçesiyle tutuklanmalarına karar verdi. Mahkeme ayrıca İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 1. ve 2. Ergenekon dava dosyalarını istedi.
İddianamede, şüpheliler, Ulaş Özel ve Hüseyin Yanç'ın, “Ergenekon terör örgütü üyesi olmak,
patlayıcı madde bulundurmak, ateşli silahlar kanununa muhalefet ve resmi evrakta sahtecilik” suçlarından 74 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.
Sanıklardan Okan İşgör'ün, “Ergenekon terör örgütü üyesi olmak,
patlayıcı madde bulundurmak, ateşli silahlar kanununa muhalefet” suçlarından 63 yıla kadar hapsinin talep edildiği iddianamede sanıklardan Yusuf Ethem Akbulut'un, “Ergenekon terör örgütü üyesi olmak, ateşli silahlar kanununa muhalefet” suçlarından 22,5 yıla kadar hapsi isteniyor.
CİHAN