Geçtiğimiz günlerde TİB'deki soruşturmayla ilgili medyaya yansıyan gerekçeler yaşanan ilginçliği gözler önüne seriyor.
Zaman Gazetesi'nde yer alan habere göre Çanak antenlerin yabancı uydulara dönük olduğunun tespit edildiği, bunun casusluk olayını gösterdiği iddia ediliyor. TİB’in çalışma sistemi ise soruşturmanın dayanağının olmadığını ortaya koyuyor. Soruşturmada kayıtların geriye dönük silindiği iddiası yer alırken TİB, yapısal özelliği gereği zaten hiçbir zaman kayıt tutmuyor. Sadece yasal dinlemelere aracılık ediyor.
SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?
TİB, polis, jandarma ve MİT’ten gelen legal dinleme kararları kapsamında ilgili güvenlik birimleriyle bağlantı kuruyor. Dinleme kararını konuşma bittikten hemen sonra ilgili birime otomatik olarak aktarıyor. TİB bünyesinde yasal dinleme süreci haricinde herhangi bir log kaydı da tutulmuyor. Yasal prosedürlere uygun olarak dinleme sürecinin bitiminden 10 gün sonra log kayıtları sistem tarafından otomatik olarak siliniyor. Sistem, bunun ardından süpürülme işlemi yapıyor. Böylece kayıtlar, TİB arşivinden otomatik olarak silinmiş oluyor. Ayrıca, Emniyet, Jandarma ve MİT’te yasal dinleme sürecini yürüten görevlilerin, aidiyet numaraları ise toplu olarak TİB’e gönderiliyor. Bu kapsamda TİB’de yürütülen dinleme kayıt bilgilerine bu kişiler haricinde kimse ulaşamıyor. Aidiyet sahibi görevlilerin tüm işlemleri sistem tarafından ‘dinleme log’ tablolarında özellikle saklanıyor.
2010'DAKİ SORUŞTURMA TAKİPSİZLİKLE NETİCELENDİ
2010 yılında TİB’de yasa dışı dinleme yapıldığı ve log kayıtlarının silindiği yönünde bir suç duyurusu gündeme gelmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Nuri Yiğit, dönemin TİB Başkanı Fethi Şimşek başta olmak üzere çok sayıda güvenlik görevlisinin ifadesini almıştı. TİB de, iddialarla ilgili kapsamlı idari inceleme yürütmüştü. Yiğit, iddialara ilişkin 319 sayfalık takipsizlik kararı vermişti. CMK’ya göre, takipsizlik verilen bir konuda soruşturmanın seyrini değiştirecek bir delil bulunmadıkça yeni bir soruşturma açılamıyor. Yiğit’in takipsizlik kararı da, bugün gündeme getirilen iddiaları çürütüyor. Özellikle TİB bünyesinde yasal dinleme süreci haricinde herhangi bir log kaydının tutulmadığının altı çiziliyor. Yasal log kayıtlarının sistem tarafından otomatik olarak silindiği, sistemin bunun üzerine kurulduğu vurgulanıyor.
ÇANAK ANTENLE CASUSLUK YAPILABİLİR Mİ?
Sabah Gazetesi'nin dile getirdiği çanak antenle yabancı bir uyduya TİB'den dinleme kayıtlarının servis edildiği şeklindeki iddia da soruşturma konusu içinde. Burada cevapsız bırakılan soru bu yabancı ülkenin hangisi olduğu. Casusluk tek taraflı yapılamayacağı için bu ülkenin hangi ülke olduğu ya da uydunun menşei belirtilmezken çok daha kolay yöntemler yerine, çanak antenle yurtdışına bilgi geçme iddiası oldukça fantastik bulunuyor. Ortaya çıkarılacak bir casusluğun uluslararası skandal niteliği taşıması, Türkiye'nin karşı tarafa ciddi ithamlarda bulunacak olması sebebiyle casusluk konusu delilsiz, oldukça fantastik şekilde dile getiriliyor.
Soruşturma dosyasında casusluk gibi ciddi suçlamalarda bulunulmasına rağmen suçlanan somut isimler olmaması da ‘algı operasyonu’ iddialarını güçlendiriyor.
İHBAR MEKTUBUNDAKİ KUMPAS DOĞRU MU ÇIKIYOR?
Başlatılan soruşturma ve yürütülen algı operasyonu, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda (TİB) görevli olduğu kaydını düşen bir şahsın medya kuruluşlarına, kurumda dinleme kayıtları üzerinden bazı kişilere kumpas kurulduğu yönündeki e-mail yoluyla gönderdiği mektuptaki iddiaları doğruluyor.
Mektupta, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) kökenli Cemalettin Çelik’in kurumun başına geçmesinden sonra yaşananlar anlatılıyordu. MİT mensuplarının kurumda geniş yetkilerle çalıştığı, 2000 civarında ünlü şahsiyetin ‘paralel yapı tarafından yasa dışı dinlenmiş’ gibi gösterileceği, müfettişlerin düzmece dinleme kayıtlarını yeni bulmuş gibi savcılığa iletecekleri ileri sürülüyordu.
TİB, bu yöndeki haberleri yalanlama yoluna giderken bazı soruşturmalar yürütüldüğünü kabul etmişti. Bu bilgilerin kamuoyuna yansımasının üzerinden bir hafta geçmeden, Ankara-Gölbaşı Başsavcılığı, gazete kupürlerine dayanarak TİB’de casusluk vurgulu soruşturma başlattı. Savcılık, TİB’de bulunan önemli ve gizli bilgilerin yabancı ülkelere aktarıldığını, bilgilerin daha sonra silindiğini, yabancı ülkeler lehine casusluk yapıldığını, 2012’den öncesine ait tüm dijital hafızanın ve log kayıtlarının silindiğini ileri sürdü.