BBC
Türkçe Servisi'nden Cenk Erdil'in başına gelenler:
Londra saatiyle 12:35'te 16
Eylül 2006 Cumartesi günü Londra'nın Stansted Havaalanı'ndan
İstanbul'a
seyahat eden TK1972 sefer sayılı uçağın yolcularından biriydim.
Yolcuların uçağa alınmasının ardından kabin görevlileri son hazırlıklarını yaparken hemen arka sıramda oturan bir yolcu cep
telefonunu açık şekilde bavuluna koyduğunu söyledi.
Yolcunun bozuk İngilizcesini anlamayan kabin görevlisi, "Önemli değil, problem yok" dedi. Bu sırada, yolculardan birisi araya girerek söylenenleri tercüme etti ve
bagajda bir açık cep telefonu olduğunu bir kez daha vurguladı.
Kabin görevlisi, uçağın ön bölümündeki kabin amirine doğru giderek durumu bildirdi.
Ben bu durumun araştırılacağını, muhtemelen tüm bavulların incelenip uçağın rötarlı kalkacağını düşünürken birkaç dakika içinde uçağın kapısı kapatıldı ve
çekici araç uçağı çıkış kapısındaki körükten uzaklaştırmaya başaldı.
Uçak kalkışa doğru ilerlerken kabin içinde son
kontrollerini yapmaya başlayan kabin amirine, telefonunu açık unutan yolcunun beyanı konusunda ne yapıldığını ve açık bir cep telefonuyla uçuşa başlamanın Türk Hava Yolları'nın uçuş ve güvenlik yönetmeliklerine uygun olup olmadığını sordum.
Kabin amirinin bu soruya
yanıtı "Mecbur kaldığımız durumlarda bu tür
uygulamalar yapıyoruz" oldu.
Ben, bunun nasıl bir mecburiyet olduğunu, yolcunun beyanının henüz
uçak hareket etmeden ve kapılar kapanmadan kendisine iletildiğini hatırlattığımda, kabin amiri şu yanıtı verdi.
"Kontrol kulesinden kalkış izni aldık. Bu uçakta 150 yolcu var. Herkesin iki bavulu olsa bu üç yüz bavul eder. Tüm bu bavulları araştırıp o yolcunun bavulunu bulmak en az iki üç saatlik gecikme anlamına gelir."
Uçakta bulunan yolcuların olası bir güvenlik riskini göze almak yerine birkaç saatlik gecikmeyi
tercih edeceklerini tahmin ettiğimi söylediğimde ise kabin amiri kendi can güvenliklerinin de söz konusu olduğunu söyledi ve "Yolcular kadar bizim canımız da önemli. Mecbur kaldığımız durumlarda bu tür riskleri alıyoruz. Ben cep telefonu yüzünden üç kez
acil iniş yaşadım. Tüm bilgisayarlar kilitlendi" dedi.
Bu konuşma sırasında uçak kalkış pozisyonuna gelmişti. Kabin amirine bu durumu
rapor edip etmedikleri sorduğumda
evet ve hayır arasında çok açık olmayan bir yanıt aldım ve durumu rapor edeceğimi kendisine ilettim.
Türkiye'ye yaptığım yolculuğun dönüşünde, Türkiye'de ve dünyada
sivil havacılıktan sorumlu kurumlarla temasa geçerek uçağın kargo bölümünde açık olan bir cep telefonunun herhangi bir
tehlike yaratıp yaratmayacağını ve Türkiye'deki sivil hava yolu şirketlerinin böyle bir durumda ne tür bir yol izlediklerini sordum.
Ne yazık ki bu soruya açık bir yanıt bulamadım.
TK1972 seferinde yaşananları anlatmadan önce aynı soruyu Türk Hava Yolları'nın
Basın Müşaviri Ali Genç'e ilettim ve bu konuda THY'nin tutumunun ne olduğunu sordum.
Genç, bu konuda THY'nin Uçuş Emniyeti ve Kalite Güvence Başkanlığı'yla temasa geçtiğini ve Türk Hava Yolları'nın uygulamalarına göre ister kabinde ister bagaj bölümünde açık bir cep telefonuyla hiçbir seferin yapılamayacağını söyledi.
TK1972 seferinde
tanık olduklarımı anlattığımda Ali Genç bunu bir ihbar olarak kabul ettiğini ve gereken incelemenin yapılmasını isteyeceğini söyledi.
THY Basın Müşaviri Ali Genç'le yaptığımız son telefon görüşmesinde, TK1972 Londra-İstanbul seferinin uçuş raporunda bu konudan bahsedilmediğini söyledi. Genç o seferin
kaptan pilotu ve kabin amirinden 16 Eylül 2006 günü yaşananlarla ilgili bilgi istendiğini ancak bu görevliler uçuşta oldukları için henüz bu bilginin kendilerine ulaşmadığını, birkaç gün içinde bu bilgiyi beklediklerini ifade etti.
Ali Genç Türk Hava Yolları'nın uygulamalarına göre ister kabinde ister bagaj bölümünde açık bir cep telefonuyla hiçbir seferin yapılamayacağını yineleyerek BBC Türkçe Servisi'ni gelişmeler konusunda bilgilendireceğini de sözlerine ekledi.
Sivil havacılıkta uçuş güvenliği konusunda yeni çalışmalar yapılıyor, raporlar hazırlanıyor.
Tüm dünyada
sivil havacılık uzmanları, uçak yolcularının güvenlikten ödün vermeden daha konforlu seyahat edebilmeleri için çaba sarfediyor.
Belki kısa süre sonra cep telefonları uçuş güvenliği için hiçbir risk taşımadan kullanılabilecek.
Zaten Hollanda'dan KLM, İngiltere'den BMI ve Portekiz'den TAP yıl sonundan itibaren uçuşlarında cep telefonu kullanımına izin vereceklerini açıkladılar.
Yeni uygulama uyarınca iniş ve kalkış dışında uçaklar tırmanışı tamamladıktan sonra cep telefonlarının kullanımı mümkün olacak.
Ama henüz değil. Hal böyleyken, uçuşlarda birkaç saatlik gecikme, bunun sonucunda ortaya çıkabilecek havaalanı cezaları ve masraflar, yolcuların yakalamak zorunda olduğu bağlantı uçuşlarını kaçırması olasılığı, yüzlerce kişinin yaşamını ve uçuş güvenliğini riske atmak için yeterli bir sebep olabilir mi?