TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı ve AKP
Nevşehir eski milletvekili
Mehmet Elkatmış, Susurluk kazasının 12. Yıldönümünde ‘’ Susurluk çözülseydi, bugün
Ergenekon olmazdı. Herşeyi gizlediler, yok dediler. Bugün ise
JİTEM dahil o gizlenenlerin var olduğu ortaya çıkıyor’’ dedi.
Elkatmış, yaptığı açıklamada 3
Kasım 1996’da meydana gelen Susurluk kazası ilişkilerinde önemli mesafeler kaydedildiğini, ancak karanlıkta kalan pek çok konu da bulunduğunu söyledi. Elkatmış ‘’ Bizim
komisyon çalışmalarımız sırasında
tanık olarak gelenlerin bir bölümü doğruları söyleseydi, daha çok mesafe alırdık. Bir kısım yetkililer davetimize rest çekeceklerine gelip konuşsalardı, Susurluk’un karanlık yüzü belirlenirdi. Resmi yazı ile JİTEM yok demeselerdi farklı gelişmeler olurdu. Susurluğun çözümüne katkıda bulunmadılar ve bu nedenle bugün Ergenekon var.’’ dedi.
DİNLEME CİHAZI VARDI
Susurluk kazasından sonra TBMM’de kurulan ve 1997 yılında faal biçimde çalışan komisyonda yaşadığı ilginç olayları da anlatan Elkatmış, bir süre önce dile getirdiği komisyon toplantılarının dinlenmesi konusunda da şunları söyledi:
‘’ Bizim komisyonumuzda tüm konuşmalar, tutanağa geçiriliyordu. Tutanakların çıkıp bana ulaşması ise en az iki gün sürerdi. Mesut Yılmaz ve Hasan Celal Güzel’in bilgisine başvurduğumuz günün gecesi ben bir yere davetliydim. Oradaki kişiler, bilgisayarlarını açıp komisyonda verilen ifadeyi satır satır bana gösterdiler. Oysa daha tutanaklar çıkmamıştı. O zaman komisyon odasına dinleme cihazı yerleştirildiğine kanaat getirdim. Ertesi gün TBMM Başkanı Mustafa Kalemli’ye durumu bildirdim. Ancak kendisi böyle bir şeyin mümkün olamayacağını söyledi. Ben de Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundum. Yapılan incelemeden sonuç çıkmadı ve takipsizlik verildi’’
Elkatmış, komisyon odasında dinleme cihazı olduğu konusunda bugün de aynı fikirde olduğunu belirtti ve ‘’ Bu cihazı kim koymuş olabilir, bir devlet birimi mi yoksa komisyonla bağlantılı bir kişi mi?’’ sorusuna ise ‘’ Benim şüphelendiğim bir kişi vardı. Sonra rahmetli oldu. Ama artık ispatı da mümkün değil ‘’ cevabını verdi. Elkatmış, komisyonun 54 kişinin ifadesine başvurduğunu, çok önemli bilgilere ulaşıldığını ve olayın aydınlatılmasına katkı sağlandığını da belirterek ‘’ Herkesin gözü bizim komisyonun üzerindeydi. Bu nedenle komisyonda ne olup bittiği, kimin ne dediği çok önemliydi’’ dedi.
SUSURLUK OLAYI
3 Kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesinde meydana gelen
trafik kazası devlet -
mafya - polis üçgenini ortaya çıkardı. 06 AC 600 plakalı
Mercedes marka otomobil, Susurluk'ta benzin istasyonundan çıkan Hasan
Gökçe yönetimindeki 20 RC 721 plakalı kamyona çarptı. Kazada
İstanbul eski
Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ, 'Mehmet Özbay' sahte kimlikli
katliam sanığı
Abdullah Çatlı ve sevgilisi
Gonca Us öldü. DYP
Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak yaralandı. Bu olay Türk siyasi tarihinde yeni bir sayfa açtı. ‘’Derin devlet' tartışması Türkiye'nin gündemine oturdu
Kazanın ardından
Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu kuruldu ve 26 Kasım 1996 günü çalışmaya başladı. Komisyon Başkanlığına RP’den Mehmet Elkatmış, üyeliklere de RP’den Hayrettin Dikekcan, Bedri Incetahtacı, DYP’den Nihan İlgün ve Mahmut Yılbaş,
ANAP’tan
Yaşar Topçu ve Metin Öney, DSP’den Sema Pişkinsüt,
CHP’den de
Fikri Sağlar seçildi. 4 aylık çalışmalar sonucu aralarında Mesut Yılmaz,
Doğu Perinçek,
Hasan Celal Güzel, dönemin MİT Müstesari Sönmez Köksal, Emniyet Genel Müdürü Alaattin
Yüksel, MİT Daire Başkanı
Mehmet Eymür, Özel
Harekat Daire Başkanı İbrahim
Şahin, Emniyet
İstihbarat Daire Baskanı
Emin Aslan ve Başkan Yardımcısı Hanifi
Avcı, Emekli Orgeneraller Necdet Üruğ, Burhanettin Bigalı, Emekli Yarbay
Korkut Eken ile Meral Çatlı, Oral Çelik gibi isimlerin de bulunduğu, 54 kişinin bilgisine başvuruldu. Özellikle Mehmet Eymür ve
Hanefi Avcı’nın devlet içindeki çeteleşmeye yönelik anlattıkları büyük ses getirdi. Abdullah Çatlı’nın bağlantıları belirlendi. Ömet Lütfü
Topal cinayetine ilişkin bulgular elde edildi. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel’in,
Başbakan Necmettin
Erbakan’a yazdığı v
e devlet içindeki örgütlenmelerin konu edildiği ünlü
mektup ortaya çıktı. Komisyon, belgelerin de ekli olduğu kapsamlı bir
raporu,
Nisan 1997’de TBMM’ye teslim etti. Bu rapor halen, Susurluk konusunda en kapsamlı dokümanı oluşturuyor.
Emin ÖZGÖNÜL - GAZETEPORT