Danıştay saldırısının en çok konuşulan isimlerinden eski
Yüzbaşı Muzaffer Tekin’in
Susurluk sanıklarından eski Özel Harekatçı İbrahim
Şahin’le yakın
arkadaş olması gözleri Susurluk skandalına çevirdi.
Davaya
bakan emekli hakim Sedat Karagül, Danıştay saldırısına ilişkin gelişmeleri değerlendirirken önemli tavsiyelerde bulundu. Susurluk sürecinde de ortaya korkunç iddialar atıldığını hatırlatan Karagül, “Ancak
dava sadece çete suçunu karşılayan üç iddiadan açılabildi.” dedi.
Olaylarla ilgili çok iyi tahkikat yapılması gerektiğini belirten Karagül, şöyle devam etti: “Önemli soruşturmalarda
emniyet de savcı da ‘bende kalmasın’ diyerek delilleri tam toplamadan dosyaları hemen mahkemeye gönderiyor. Davaya bakan hakim de sonuca ulaşamıyor. Toplum tatmin olsun diye 15-20 günde dava açılmamalı.” Karagül, ortaya çıkan her olaya Susurluk denilmesine de ilginç bir gerekçeyle karşı çıkıyor:
“Susurluk’u çözemedik. Susurluk’ta hangi eyleme ceza verildi? Orada iddialar ispatlanamadı.”
Şemdinli olayı ve Danıştay saldırısının da aynı akıbete uğramasından endişe eden Karagül, “Bunlar da çözülmezse yine üzüleceğim.” diyor.
“Ortalık gerçekten bulandı” diyen emekli hakim Karagül, millet olarak soğukkanlı bir şekilde
jandarma, emniyet ve savcılığın yaptığı tahkikatın sonucunun beklenmesi gerektiğini dile getiriyor.
Duruşmanın iyi yapılabilmesi için savcının ve emniyetin rahat bırakılmasını isteyen Karagül, bazı siyasilerin de tahkikatı kendileri yürütüyormuş gibi konuşmamaları gerektiğini vurguluyor. Karagül, Susurluk sanığı
İbrahim Şahin ve Muzaffer Tekin’in aynı resimde görülmesinin bir arkadaşlık mı yoksa menfaat ilişkisi mi olduğunun incelenmesi gerektiğini belirtiyor.
Karagül, 17
Kasım 2005’te yaptığı açıklamada da ‘Devlet savcıya
destek olmazsa Şemdinli de kapanır.’ görüşünü savunmuştu.