Bu kırılma noktasında
Fatih Altaylı anında devreye girdi. O dönemde Sabah'ın yayın yönetmeni olan Altaylı,
manşetten
darbe günlüklerinin yalan ve çarpıtma olduğunu anlatmaya çalıştı. Altaylı köşesinden “bir kaynağının” anlattıklarını aktarmakla yetiniyormuş gibi kaleme aldığı yazısında
Darbe Günlükleri'nin nasıl yalan olduğunu savunmuştu. Tezini de o dönem mantıklı bir çerçeveye oturtup, günlüklerin içine bazı doğru gerçek bilgiler, randevular, konuşmalarla; gerçek olmayanların karıştırıldığını böylece başarılı bir dezenformasyon yapıldığını yazdı.
Bir mantığı var, ama gerçeği var mı?
Günlüklerin, Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu kriminal olarak belgelendi ve
delil olarak
Ergenekon Dosyası'na girdi. Altaylı özür dilemedi, en azından “kaynağının” kendisini kullandığını
itiraf bile etmedi. Hatta sonradan Darbe Günlükleri'nden haber bile yaptı Habertürk'te.
Şimdi de Arınç'a suikast olayıyla ilgili aynısını yapıyor. Yine “bir kaynak” yine mantıklı görünen bir kurgu. Ve yine manşet…
Bu seferki mantık oyunu şu: Biri önce
Genelkurmay Özel Kuvvetleri arar, “Genelkurmaydan bilgi sızdıran üst düzey
subay şuan Arınç'ın evinde” der. Hemen iki subay Arınç'ın evine gider. Sonra aynı kişi polisi arar ve “iki subay şuan Arınç'ın evinin önünde suikast yapacaklar” der. Böylece o mechul telefondaki şahıs olayı kurgulayarak subayları polise yakalatır.
Mantık güzel… Peki gerçek mi?
Arayanın aynı kişi olduğunu Fatih Altaylı'nın “kaynağı” belirlediğine göre,
Polis, Savcılık ve TSK'da da bu bilgi olmalı. Bu bilgi olsaydı TSK ortalığı yıkar mıydı; yıkmaz mıydı?
Mantık güzel, ama hikaye ve çarpıtma. Aslına bakarsanız Altaylı'nın böyle bir kaynağı olduğu da
şüpheli. Tıpkı Darbe Günlükleri'ndeki kaynağı gibi.
Altaylı, Soner Yaçın,
Murat Yetkin gibi isimler devreye girecekleri anı bilen kendinden 'bindirme motorlu' kişilikler. Olayın Gladyo'nun kalbine dayandığının farkındalar. Zihinlerde ne kadar şüphe tohumu atılırsa o kadar kar. “Arınç'ın evinin önünde yakalanan iki kişinin TSK'yla irtibatı yok. İkisi de
sivil” şeklinde yayınlanan alenen yalan haberi hatırlayın.
Olay ciddi, itibar kaybetmenin, alenen yalan yazmanın önemi yok. Gizli açık bütün Seferberlikçiler Görev Başında….
AKTİFHABER