Yasin Hayal'in eniştesi
Coşkun İğci, Hayal'in Hrant Dink'i öldürme planını
jandarma istihbaratına ihbar ettiğini söyledi. Böylece Emniyet'in ardından jandarmaya da
cinayet ihbarı yapıldığı ortaya çıktı.
Cinayete ilişkin
soruşturmanın resmi görevlilere ilişkin boyutunu genişletebilecek olan bu görüş, Dink suikastının azmettiricisi Yasin Hayal'in halasının eşi Coşkun İğci'den geldi. İğci, polise,
"jandarmaya muhbirlik yaptığını ve Yasin Hayal'in Dink'i öldürme planından jandarma istihbaratını haberdar ettiğini" söyledi.
Trabzon'da Yasin Hayal'in de oturduğu
belde olan jandarma bölgesi Pelitli'deki istihbarat çalışmalarına ilişkin bazı ifadeler,
Dink cinayeti konusunda Erhan Tuncel'in
Şubat 2006'da polise yaptığı ihbarın bir benzerinin yaklaşık 5 ay sonra jandarma görevlilerine de yapıldığı görüşünü içeriyor.
'Yasin Hayal silah arıyordu'
Soruşturma kapsamında tutuklanan zanlıların ifadeleri doğrultusunda Hayal'in Trabzon'da
devlet memuru olarak görev yapan halasının eşi Coşkun İğci de gözaltına alındı. 31 Ocak
Çarşamba günü
İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nde sorgulanan İğci, sorgulandıktan sonra adli makamlara sevk edildi ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
İğci, polisleri de şaşırttığı belirtilen ifadesinde Hayal'in Dink'i öldürmek için silah bulmaya çalıştığını anlattı. Kendisiyle bağlantı kuran jandarma istihbaratından görevlilerin yönlendirmesiyle "suikast için silah arayan Yasin Hayal'in elindeki parayı silah bulma vaadiyle aldığını" öne süren İğci, talimat üzerine silah temin etmeden parayı geri verdiğini söyledi.
'Jandarma benden bilgi istedi'
Yargı koridorlarına sızan bilgilere göre Coşkun İğci'nin şu yönde
ifadeler verdiği öğrenildi:
"2004'te, 1995'ten beri tanıdığım arkadaşımın işyerinde daha önce de yanında gördüğüm iki kişiyle tanıştım. Jandarma istihbarat teşkilatında görevli bu kişilerden
telefonlarını aldım ve kendi telefonlarımı verdim. Geçen aralık ayına kadar sürekli görüştük. Benden, duyduğum işe yarayacak bilgileri bildirmemi istiyorlardı. Devlete bir zarar gelecekse
yardım edebileceğimi söyledim. Tarihi eserle ilgili bir konuda da yardımcı oldum."
'Bana Hrant Dink'i vuracağını söyledi'
"Yasin Hayal, cezaevinde yatıp çıktıktan sonra, bu kişiler benden akrabası olduğum için kendisiyle ilgili bilgi getirmemi istediler. Yasin Hayal'in askerden izne geldiğinde keser sapıyla bir
papaz döv
düğünü, bir düğün salonu bastığını, Başbakan'ın uçağına
bomba ihbarı yaptığını anlattım. 2006'nın temmuz ayında Pelitli'de Hayal'in bir gazeteciyi öldüreceği konuşuluyordu. Kendisiyle buluşup bu konuyu sordum. Bana Hrant Dink'i vuracağını söyledi. Kim olduğunu sorduğumda, Türkler hakkında ileri geri konuşan,
Ermeni asıllı bir gazeteci olduğunu söyledi."
'İki JİTEM'ciye durumu anlattım'
"Ben de Dink'i vuracağını önceden tanıdığım iki JİTEM (jandarmadaki resmi varlığı reddedilen bir istihbarat oluşumu için kullanılan kısaltma) görevlisiyle ve yanlarındaki bir kişiyle paylaştım. Yeniden buluştuğumuzda Yasin Hayal, silah bulmak için 300 YTL'si olduğunu söyledi. Elinde Dink'in fotoğrafı, iş ve ev adresleri vardı. Bu konuyu anlattığımda JİTEM görevlileri, 'parayı Hayal'den al, bir silah bulacağını söyle' dediler. Parayı aldıktan sonra görevlilere ne yapacağımı sordum. Onlar da 'sende kalsın, nasıl hareket edeceğini söyleriz' dediler."
'Silah için oyaladım'
"2.5 ay geçti. Yasin Hayal beni sık sık arayıp işyerime gelip silahı bulup bulmadığımı soruyordu. Ben de oyalıyordum. JİTEM görevlilerine de bu
eylem ile ilgili neler yapabileceğimizi soruyordum. Onlar da biz gerekeni yapacağız, takip ediyoruz, parayı iade etme diyordu. Bu arada Yasin Hayal'in üç farklı telefon numarasını ve üniversiteli arkadaşlarının bilgilerini bu görevlilere verdim."
'Ya silahı ver ya parayı iade et'
"
Eylül ayında Yasin Hayal, önce cep telefonundan arayıp sonra işyerime gelip 'ya silahı ver ya parayı iade et' diyerek beni tehdit etti. Görevlilere aşırı derecede sıkıştırıldığımı söylediğimde, 'konuyu değerlendirelim, yapman gerekeni söyleyeceğiz' dediler. Yeniden üç JİTEM görevlisi ile buluştuğumuzda silahı bulamadığımı anlatarak parayı iade etmemi istediler. Parayı nerede iade edeceğimi sordum, çünkü Yasin Hayal'den korkuyordum. 'Değirmendere'de verirsin, biz de seni takip edeceğiz' dediler. Yasin Hayal,
buluşma yerine önceden hiç görmediğim bir şahıs ile geldi.
Görevliler bizi uzaktan izliyordu. Parayı geri verdim. Bana, silahı bulamadığım ve oyaladığım için kızdı. Sonra kendisini hiç görmedim. JİTEM görevlilerine sorduğumda, 'Bu işi yapmaz, gözetimimiz altında, biz o işi hallettik' diyorlardı."
'Kahraman değil rezil oldunuz'
"Hrant Dink'in öldürüldüğünü gazeteden öğrendim. Görevlileri aramadım, çünkü arayacaklarını biliyordum. Cinayetten bir gün sonra ve sonraki
akşam beni işyerimden sormuşlar. Bir sonraki gün yine işyerime geldiler. Yanlarında daha önce görmediğim, esmer biri vardı. Benim daha önce anlattığım bilgi notları elindeydi. Bunları okudu ve diğer üç görevliye, 'Sizi kahraman yapacak bir şeyin bilgisini vermiş, ama kendinizi rezil ettiniz' dedi."
'Mezara kadar sır kalacak'
"Aynı kişi bana da 'kimseye konudan bahsetme, polis alırsa da konuşma, sonra görüşeceğiz' dedi. Birkaç gün sonra Trabzon otogarından beni minibüsle aldılar. 'Bu olaylar mezara kadar sır olarak kalacak. Anlatırsan senin için iyi olmaz.
Polisin seni alma ihtimali yok, ama alırsa anlatmayacaksın' dediler. Daha sonra bu şahıslarla hiç görüşmedim."
'Jandarma anons yaptırdı'
"Pelitli'de belediye anonsundan, 'jandarma haricinde
sivil vatandaşın kimseye bilgi vermemesi, kendisini güvenlik görevlisi olarak tanıtıp bilgi toplayan kişiler olduğu, bu kişilerin derhal jandarmaya haber verilmesi gerektiği' diye jandarma tarafından anons yaptırıldı."
'Bilgileri sadece JİTEM'le paylaştım'
"Ben Hrant Dink'in öldürülmesi ile ilgili duyduklarımı sadece JİTEM mensuplarıyla paylaştım. 'Gerekeni biz yaparız' dedikleri için başka bir birimi bildirme ihtiyacı hissetmedim. Yasin Hayal'in bana silah vermesi gibi bir olay yoktur. Benim bu olayla alakam yok. Evimde bulunan silah ise kayınpederimin. Boş kovanın da nereden geldiğini bilmiyorum. Düğünlerde atılan çocukların topladığı kovanlardan biri olabilir."
Tolga Şardan/MİLLİYET