Artan nüfusu, gelişen sanayisi ve hızla büyüyen kentleriyle Türkiye’nin 2030 yılında su sıkıntısı çeken bir ülke olacağı tahmin edildi.
WWF-Türkiye’nin, Orman ve Su İşleri Bakanlığı işbirliğiyle hazırladığı Türkiye’nin Su Ayak İzi Raporu, Türkiye su zengini bir ülke olmadığını ortaya koydu. Bu açıdan, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve yönetimi Türkiye için çok önemli olduğu, su kaynakları üzerindeki tartışmaları zenginleştirmek ve anlamlı kılmak için Türkiye’nin su ayak izinin dikkatle incelenmesi gerektiği kaydedildi.
Raporda Türkiye’nin su ayak izini değerlendirirken, üretimin ve tüketimin su kullanımıyla Türkiye’nin ithalat ve ihracatında yer alan su miktarı incelendi. Su, üretim ve uluslararası ticaret ilişkisini ele alan rapor ile su kaynakları yönetimine yeni bir bakış açısı getirme amaçlandı.
TÜRKİYE’NİN İTHALAT VE İHRACATINDAKİ SU HACMİ
Suyun ekonomi içerisindeki rolünün daha iyi anlaşılmasını sağlayan 'Su Ayak İzi' kavramını gündeme getiren rapor, Türkiye’de üretim ve tüketim döngülerinde kullanılan suyun bilinmeyen hikâyesini gözler önüne serdi. Türkiye’nin su ayak izini ve sektörlere göre bileşenlerini ortaya koyan çalışma, üretim ve tüketimde kullanılan suyun yanı sıra Türkiye’nin ithalat ve ihracatındaki su hacmini inceleyerek ekonomideki su akışını gösterdi.
Türkiye’de gerçekleşen üretim ve tüketimin neredeyse yüzde 80’inin sınırlar içerisindeki su kaynaklarına dayandığını ortaya koyan raporda ayrıca, Türkiye olarak üretiminde ve uluslararası ticaretinde kritik öneme sahip olduğu buğday, pamuk, şeker pancarı, fındık, kuru kayısı gibi ürünlerin kapsamlı değerlendirmeler var. Tatlı su kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminin, ülke ekonomisini doğrudan etkilediğine işaret eden çalışma, tarımsal üretimin yüzde 89 ile Türkiye’nin su ayak izinde en büyük paya sahip olduğunu da ortaya koydu.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak raporla ilgili değerlendirmesinde, su kaynaklarının kullanımı ve yönetimindeki geleneksel kalıpları yeniden gözden geçirmenin ve bunları geliştirmenin zamanının geldiğine dikkat çekti.
Baştak, "Türkiye’nin Su Ayak İzi Raporu’nun bizlere verdiği mesaj şudur; üretim ve tüketim süreçlerimiz, iklim koşullarıyla olduğu kadar su kaynaklarının sürdürülebilirliğiyle yakından ilişkilidir. Bu nedenle, su kaynaklarının daha iyi yönetilmesini sağlamak için sosyal, ekonomik, çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini bir bütün olarak yerine getirmemiz gerekiyor. Bu aynı zamanda, suyla ilgili bütün tarafların birlikte hareket etmesini gerektiriyor. Karar vericiler, büyüyen su ayak izini küçültmek ve olası etkilerini azaltmak için daha uygun stratejiler geliştirirken, iş dünyası ve bireyler de kendi sorumluluk alanlarında somut adımlar atmalıdır.” dedi.
Baştak, “Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ile birlikte Türkiye’nin Su Ayak İzi Raporu ile elde ettiğimiz veriler ve sonuçların, yaşam kaynağımız olan suyu daha iyi yönetmenin yeni yollarını bulmamıza katkı sağlamasını umuyoruz.” şeklinde devam etti.
“ÖNCÜ BİR ÇALIŞMA NİTELİĞİ TAŞIYOR”
Raporun, entegre havza yönetimi yönündeki çalışmaları destekleyeceğinin altını çizen Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Lütfi Akca da şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye’nin su ayak izinin hesaplanmış olmasını, geleceğe yönelik planlamaların yapılması, sorunlara karşı çözüm yollarının geliştirilmesi, toplumda su tasarrufuyla ilgili farkındalığın artırılması, paydaşların su yönetimine katılması ve kamu politikalarında gerekli değişimlerin sağlanması açılarından önemli buluyoruz. Yapılan bu çalışmanın, sosyal ve ekonomik kalkınma hede?eri belirlenirken, suya yönelik hususların daha sağlıklı bir şekilde dikkate alınmasına yardımcı olacağını ümit ediyoruz."
Akca, raporun sadece ülke su kaynaklarının korunmasına değil, aynı zamanda şirketlerin ihracat potansiyelinin artırılmasına da yardımcı olacak öncü bir çalışma niteliği taşıdığını dikkat çekti.
CİHAN