Miroğlu bugünkü yazısında Öcalan'dan övgü dolu sözlerle bahsetti. Terör örgütü PKK lideri Öcalan'ı 'vazgeçilmez lider' olarak niteleyen Miroğlu, CHP'ye de "PYD’nin gerçek liderine, yarın özgürlüğüne kavuşsa belki de gidip Kantonların başına geçecek olan lidere, yani Öcalan’a karşı çıkıyor" diyerek, çözüm sürecini desteklememekle suçladı. Ayrıca Miroğlu Abdullah Öcalan'ın Türkiye için bir şans olduğunu ve onun varlığının dünyadaki bütün aktörlerin kıskançlıkla baktığı bir fırsat olduğunu iddia etti.
İşte Öcalan'ı bir şans olarak gören Miroğlu'nun yazısının o kısmı:
...Ama karşınızda otuz yıl silahlı mücadele yürütmüş bir örgüt ve onun kontrol ettiği çok sayıda kurum ve kuruluş varsa, ve siz bunların tamamını liderleriyle birlikte görmezlikten geliyorsanız; meclisten istediğiniz kararları çıkarsanız bile, o kararların bir muhatabı bulunmayacak, veya gerçek muhataplar üzerinden bir çözüm hiçbir zaman mümkün olmayacaktır.
Öcalan’ı dışarıda bırakan bir çözümden söz etmek, insanların aklıyla alay etmekten farksızdır.
Öcalan’ın bugün, Avrupa’da, Bekaa veya Kandil’de, ya da Kobanê’de değil, İmralı’da ve diyaloga hazır bir siyasi tercih içinde bulunması Türkiye için bir şans olduğu gibi, sorunla alakalı dünyadaki bütün aktörlerin kıskançlıkla baktığı bir fırsat..
Herkesin görebildiği bu gerçeği CHP’nin görmesi ve Öcalan’la görüşmelere destek vermesi beklenirdi. Eğer bu parti çözüm istiyorsa tabi.
Ama CHP, görülebildiği kadarıyla çözüme karşı olan ulusal ve uluslar arası güçlerin izlediği, ‘Öcalan’ı hükümetin elinden kurtarmak’ veya itibarsızlaştırmak stratejisine destek veriyor.
Öcalan’ı ulusal lider olarak gören PYD’nin Kobanê’de yürüttüğü mücadeleyi vatan savunması olarak gören CHP, PYD’nin gerçek liderine, yarın özgürlüğüne kavuşsa belki de gidip Kantonların başına geçecek olan lidere, yani Öcalan’a karşı çıkıyor.
Sayın Kılıçdaroğlu’na sorsanız, Salih Müslim’le görüşülür mü diye size evet cevabı verecektir. Ama Salih Müslim’in Suriye’de kurduğu sistemin ideologu ve her bakımdan lideri olan Öcalan’la görüşmeye gelince aynı Kılıçdaroğlu hayır diyebilmektedir.
Oysa bütün gelişmeler, hatta 6-7 Ekim olayları bile tek başına gösteriyor ki, Öcalan’ın rolünü dışarıda bırakan hiçbir formülün başarı şansı yoktur. Bu şans değil İmralı’da dünyanın bir ucunda da olsaydı, Türkiye’nin yapması gereken bu şansı dünyanın öbür ucunda da olsa arayıp bulmasıydı.
Ama CHP ve paydaşlarının çözüm umurlarında değil. Çözümle değil, çözümün kimin eliyle gerçekleşmekte olduğu ilgilendiriyor CHP’yi. Hal bu olunca Öcalan’ın hükümetle kurduğu diyalog ve şimdi de sekretaryayla birlikte müzakereye dönüşecek olan sürece umutsuzlukla bakıyorlar.
Sekretarya ciddi bir adım ve bana kalırsa daha şimdiden çözüm istemeyenlerin korkulu rüyası haline geldi. 6-7 Ekim olaylarına imza atanlar da korkuyor sekretaryadan, CHP’de.