Soruşturmayı yürüten savcı ve polisler, İran ajanlarının devletin kritik kurumlarına sızdığını birçok kez dile getirdi. Bu skandal karşısında yandaş medya, soruşturmayı ‘Telekulak’ yalanıyla çarpıtarak, siyaset, sanat ve medya dünyasından 7 bin kişinin dinlendiğini yazdı. Star ve Yeni Şafak, 24 Şubat’taki manşetleriyle başlattığı çarpıtma faaliyetlerinde, gerçek dosyanın 251 şüphelisi arasında yer alan İranlılarıın isimlerine yer vermedi. İrfan Fidan’ın örgütle ilgili verdiği 21 Temmuz tarihli takipsizlik kararında şüpheli listesinde 28 İranlı yer alıyordu. Yandaş medyanın bu şüphelilerle birlikte, dolaylı dinlemeye takılan 100’ün üstünde ismi kamufle ettiği belirtiliyor.

Zaman Gazetesi'ndeki Suat Özçelik'in analiz haberine göre, Hükümete yakın Star ve Yeni Şafak gazeteleri, Selam Tevhid Terör Örgütü ile ilgili günlerce çarpıtma ve yalan haberlere imza attı. Söz konusu iki gazete, ilk olarak 24 Şubat 2014 tarihindeki manşetlerinde Selam Tevhid soruşturmasını, ‘Paralel örgüt 7 bin kişiyi dinledi’ ve ‘Derin kulak Pensilvanya’ başlıklı yalan haberlerle gündeme taşıdı. İki gazetenin uzun bir süre kamuoyunu yanlış yönlendirdiği ve ‘telekulak’ algısı oluşturmak için bastığı dinleme listelerinde siyasilerden gazetecilere, işadamlarından sanatçılara, bürokratlardan sivil toplum temsilcilerine kadar bir sürü insanın ismi yer aldı. Ancak bunlardan birçoğunun soruşturma kapsamında dinlenmediği gün yüzüne çıktı.

İki gazetenin, toplumun her kesimini dinlediler diye verdikleri listelerde soruşturmadaki İranlı şüphelilerin isimlerini kamufle ettikleri de ortaya çıktı. Aslında 251 kişinin dinlendiği soruşturma kapsamında gerçek dinleme listesinde 28 İranlının ismi yer alıyor. Bunların yanı sıra dolaylı dinlemeye takılan birçok İranlının da ismi, soruşturma dosyasında görülüyor. Ancak Yeni Şafak ve Star, 24 Şubat’ta yayınladıkları sözde dinleme listesinde Selam Tevhid örgütünün önemli İranlı isimlerine yer vermedi. Verdikleri isimleri de ya Türkçeleştirdi ya da Hasan, Hüseyin, Ali şeklinde sadece isim yazarak saklama çabasına girdi. Yani tam bir ayıklama ve algı operasyonu yapıldı. Gazetelerin 28 İranlı isimden listelerine koydukları sadece 5 kişi ile sınırlı. Bu 5 isimden hiçbiri, o günlerde manşet yapılan sayfalarda fotoğrafıyla da girmedi. Bu durum, ‘İranlı casusların isimleri saklanıyor mu?’ sorusunu akıllara getirdi.

Gazetelerin kamufle ettiği ve soruşturmada geçen İranlı şüphelilerin isimleri şöyle: Ali Hassan Salami, Ali Kıasat Far, Ali Mahdi Nejad Mamaghani, Amir Moradian, Esmaiel Sabeghi, Fatemeh Rezaei, Gholam Reza, Habibullah Haydari, Hamed Habibi Hafzabad, Hamid Nosrati, Hassan Harajı Ghotlou, Hossein Moghtaderi, İraj Najafi, Mehdi Sasany, Aghdam, Muhammed Mehti Atam, Naser Nurani, Naser Ghafari, Rahim Bazdar, Rahime Bazdar Selman, Rasoul Abdoullahi, Savara, Sayed Ali Ekber Mirvakili, Seyed Asghar Seyedtorabi, Siamak Mazloumravasan, Walit Hasan Radwan.

‘7 bin kişi dinlendi’ iftirası 7 defa yalanlandı

Hükümet gazetelerinin ‘7 bin kişiyi dinlediler’ iftirası, bu zamana kadar 7 kez yalanlandı. Haberlerdeki iftirayı ilk önce Selam soruşturmasının savcılarından Adem Özcan ortaya çıkardı. Soruşturmanın diğer savcılarından Adnan Çimen de, 2011-2013 arasında dinlenen kişi sayısının 230 olduğunu belirtti. Sahur operasyonuyla tutuklanan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer de emniyetin 7 bin kişiyi dinleyebilecek bir yapıya sahip olmadığının altını çizdi. Daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, dinlenen kişilerin yanlış sayıldığını açıkladı. Savcı İrfan Fidan tarafından takipsizlik kararı verilen soruşturma kapsamında toplamda 251 kişinin dinlendiği bizzat Fidan’ın kararında yer aldı. Son olarak hükümete yakın Akşam’ın ‘İran’a bile telekulak’ haberiyle dinlenenlerin sayısını 242’ye düşürmesi, refikleri Star ve Yeni Şafak’ın algı operasyonunu bir kez daha çürütmüş oldu.